Zıtların birliği

Kemal Okuyan'ın “Zıtların birliği” başlıklı yazısı 1 Şubat 2013 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Haydi konuş. Gazze’yi vuran, önceki gece Şam’ı da vurdu.

“Siz ancak öldürmeyi bilirsiniz” diye atıp tutuyor, küçük çocuklardan, masum insanlardan söz ediyordun. Dünyaya sesleniyordun, “bu nasıl adalet” diye.

Şimdi de es, gürle, meydan oku! “İki elimiz yakanızda” diye kestirip at. “Bu ne biçim dünya, bir avuç devletin dediği oluyor, öte yanda analar bebeler ölüyor” tiradı ile dünyanın kurulu düzenini sorgula.

Ne duruyorsun?

İsrail aynı İsrail.

Filistin’de vururken zalim de, Suriye’yi vururken mazlum ya da mazlumdan yana mı?

Yok, ikisi de aynı İsrail. İkisi de hukuk tanımayan, zorba, zenginlerin dünyasının şımarık çocuğu İsrail devleti.

Alabildiğine gerçek.

Senin Filistin için döktüğün gözyaşları ise sahte. Tıpkı Davos’taki “van minut” şovun gibi. Arap halklarına şirin gözükmek, onları baştan çıkarmak için sana verilen öğütlere uydun sadece. Ağladın, bağırdın.

İsrail’e olan kızgınlığın, en fazla bir dost rekabeti olarak görülebilir. Ortadoğu’da ABD işbirlikçiliğinde ilk sıraya geçme, Vaşington’un en önemli ortağı olma kavgası bu.

Ama sonuçta… Çıkarlar bir yerde buluşuyor.

Suriye’de örneğin.

Sen kuzeyi karıştırıyorsun, İsrail güneyi.

Sen hastane ve okulları bombalayanlara, yol ve boğaz kesenlere “örtülü” destek veriyorsun, İsrail “açık”tan vuruyor.
Sen bir yandan “fetih”ten söz ediyor öte yandan “kimseyi silahlandırmıyoruz” diyebiliyorsun Hataylıların, Anteplilerin gözünün içine baka baka, İsrail ise hemen “vurduk” diye açıklama yapıyor.

Sen başkalarına silah ve para verip savaştırıyorsun, İsrail kendisi savaşıyor.

Sen sınır ötesine geçirdiğin askerlerin yakalandığında “onlar da kim” diye üste çıkıyorsun, İsrail “tek bir elemanımı bırakmam” diye girişimlere başlıyor.

Sen pilotlarını Suriye hava sahasına ölüme yolluyor sonra bunu inkar ediyorsun, İsrail “hava kuvvetlerimiz Şam’da falanca tesisi bombaladı” haberlerini yalanlamayı bile gerek görmüyor.

Sen CIA parasıyla Cihat ilan edenlere düşman diye Esat’a saldırıyorsun, İsrail Filistin direnişine destek veriyor diye.

Sen bağırırken “biz aslında dostuz ama…” diyorsun, İsrail “biz dostuz, neden bağırıyorsun” diye soruyor.

Sen düne kadar “kardeşim” dediğini boğazlamak için gün sayıyorsun, İsrail “düşman” bellediğinin peşini asla bırakmıyor.

Sen mazlumu ve mağduru oynamaktan sıkılmıyorsun, İsrail zorbayı.

Sonuç?

İsrail gerçek, sen değilsin.
Senin gerçekliğin başından beri takiyye…
Birbirinizi mükemmel tamamlıyorsunuz.
Efendinize çok ama çok yakışıyorsunuz.