Yönetememe krizine doğru...

İstanbul Valisi, Giresun Valisi, Eskişehir Valisi… Gezi sürecinde iktidar cephesinin düştüğü durumu anlamak için bu üç bürokratın konuşmalarına bakmak 
yeterli.

Gökçek ve Topbaş… Türkiye’nin en büyük iki ilinin belediye başkanlarını valilere ekleyin…

Diktatörü, bakanlarını saymıyorum bile.

Bir devlet aklı yok ortada. Bir strateji de…

Karmaşık bir dünya konjonktüründe, bölgesel dengelerin de altüst olduğu bir sırada, halk ayağa kalkınca makineyi gerçekten dağıttılar.

Bir de ABD ve cemaatten nakledilen aklın kısa süreliğine kesilmesi, sonra da kısıtlamayla aktarılmasının yarattığı karmaşayı ekleyin…

Hükümetin attığı adımlara, yapılan açıklamalara ve en önemlisi “toplam kalite”ye bakıldığında planlı, programlı, sistematik bir politika geliştirilemediği anlaşılıyor.

Bazen siyasi aktörlerin davranışlarına anlam yüklemeye, ille de mantıklı, tutarlı bir neden aramaya kalkmak yanıltıcı sonuçlar doğurur.

Bugün AKP’nin takım taklavatıyla verdiği görüntüden bir strateji mümkün değil çıkmaz. Zaten bu kadro, şu anda herhangi bir stratejiyi daha baştan kadük hale getirecek kadar dağılmış durumdadır. Bu koşullarda, siyasi iktidarın ne yapmak istediğinden çok ne yaptığı önemsenmeli, buna göre strateji oluşturulmalıdır.

İşin özeti, AKP sadece ve sadece kavga etmektedir.

Yarını hesaplamadan, herhangi bir strateji üzerine kafa yormadan önce karşılaştığı beladan kurtulma derdindedir. Çünkü AKP, bu tarz bir dirence alışkın değildir, iktidarı yaygın olarak sorgulanırken yolunu bulamayacak kadar otoriter bir partidir.

Dolayısıyla öncelik “burun sürtmek”, en azından tehdidi bertaraf etmek olarak belirlenmiştir. Buradan bir strateji çıkmaz. Tek başına “deli gibi saldırmak”, bir iktidar için stratejiden çok çılgınlık olarak görülmeli.

Peki AKP’nin bu kavgada bir stratejisi var mı?

Eğer, karşısındaki direncin bütününe değil de belli noktalarına saldırmak bir stratejiyse evet! Ancak bilinmeli ki, AKP’nin zaten topyekun savaş ilan edecek, bunu hayata geçirecek gücü yok. Kendileri de farkında. Etrafını saran ve giderek büyüyen kalabalığı gürz sallayarak uzaklaştırmak isteyen birine benzetilebilirler.

AKP’nin bugün bir stratejik akılla hareket ettiği varsayılırsa, hata yapılır. Ancak AKP’nin “kavga”sı hafife alınırsa daha büyük hata yapılır.

Hükümeti stratejik düşünceden uzak tutan, halk tepkisinin ölçeğidir. Bu ölçek örselenmemelidir. Hükümetin kavga ederkenki stratejisi ise çemberin kendisine en yakın noktasındakilere hasar verip, diğerlerini ürküterek kuşatmayı küçültmektir. Buna da izin 
verilmemelidir.

11 yıl boyunca tek tek avladığı, hırpaladığı, tutsak ettiği, bu anlamda kolayca yönettiği insanların toplu hareket etme bilinci geliştirmesi, AKP’nin yönetme krizinin başlangıcıdır.

Evet, bu daha başlangıçtır!