‘Yetmez ama evet’ terörü

Bu utanmazlığı ismi lazım olmayan birkaç kişi başlattı, yayılarak devam ediyor. Ama açıkça, ama ima yoluyla, Mustafa Balbay’ın tahliyesine yardımcı olan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını “yetmez ama evet”çilerin hararetle savunduğu Anayasa değişikliğine borçlu olduğumuzu söyleyip duruyorlar. İlk duyduğumuzda “şaka herhalde” yorumunu yapmıştık, alçaklığın sınırı olmadığını unutarak!

Şimdi iş ciddileşti. AKP’li kalemşörler ve de bir süredir araziye uyan liberal destekçileri “gördünüz mü, demokratikleşmeden siz de yararlanıyorsunuz” argümanıyla türlü edepsizlikler sergilemekte.

Anayasa değişikliklerine küçük ekler yapabilir, “referandumda evet demeyenler kapsam dışı tutulacaktır” diyebilirlerdi, düşünememişler!

Ama sorun şu ki, Mustafa Balbay’ın çıkması için Anayasa Mahkemesi kararına gereksinim yoktu. İçerideki bütün milletvekilleri zaten özgür olmalı. Yazılı hukuk bunu diyor. AKP rejiminin siyasi davalarında tutuklanan ya da ceza alan herkes özgür olmalı. Bunu da adalet duygusu söylüyor.

Mustafa Balbay ve diğer milletvekilleri, CHP ve BDP’nin Meclis çalışmalarını boykotu göze alamamaları nedeniyle bu kadar süre özgürlüklerinden mahrum kaldı. Mustafa Balbay ve diğer milletvekilleri “yetmez ama evet”çi çığırtkanların yarattığı linç ortamının kurbanı oldu. Şimdi ise, “gördünüz mü, AKP tasarruflarından siz de yararlanıyorsunuz”!

Gerçekten yuh!

Demek ki, şimdi bir kamu görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzda “bak sen, beğenmedikleri yargıdan medet umuyorlar” suçlamasıyla karşılaşacağız, eve hırsız girdiğinde karakola bildirimde bulunsak “polise sığınırr” hale geleceğiz!

Ey “yetmez ama evet”çi soytarı, her fırsatta küfrettiğin, “bunun neresi ilerlemeymiş” dediğin cumhuriyetin bir kısım nimetinden nasıl yararlandığın yüzüne vurulmadığı için mi bu arsızlığın?

Sizin meseleniz şu: AKP’nin cilası dökülünce siz de kurdeşen döker hale geldiniz, diktatörü açıkça savunamadığınız için. Fırsat kolluyordunuz biliyoruz. AKP’ye dönük eleştirilerinizde hep dipte bir yerlerde “bize azıcık fırsat ver Tayyip, ne olur seni savunalım” duygusallığı gizliydi.

Balbay dışarı çıkınca içinizdeki canavar da çıkıverdi.

Ama kötü saçmaladınız.

Hep söylüyorduk, kenardan kenardan hiçbir şey yokmuş gibi davranan utangaç AKP’ciler dahil, kimse açık bir biçimde kendi geçmişiyle hesaplaşmadan AKP döneminin günahlarından kurtulamaz.

“Yetmez ama evetçiler bile akıllandı”, aşırı, hem de çok aşırı iyimser bir önermeydi. Böyle bir şey yok!

“Yetmez ama evet”çilik, son tahlilde bir “aydın” tavrı olduğu için, bu ülkede insanlığın dip noktasıdır, buradan çıkmanız mümkün değil.

Haksızlığa uğrayanlar çıkar, siz ordan çıkamazsınız!