Türkiye bağımsız Kürt devletini tanıdı

Türkiye’de devletin kırmızı çizgilerinden biriydi Irak’ta bağımsız bir Kürt devletinin kurulması. 

Bir zamanlar…

Sonra kırmızı çizgiler sürekli değişmeye başladı, Irak’taki dengeler de…

Irak’ta merkezi yönetimle ilişkiler uzun süredir felaket kötü. Bu ülkede de küçümsenmeyecek bir güce sahip PKK ile yıllardır tanık olunan çözüm-pazarlık-savaş sarmalında yine “çatışma” dönemine girildi.

Türkiye’nin Irak’ta Barzani’den başka dostu kalmadı; cihatçıları saymazsak.

Barzani ise on küsur yıldır birkaç ayda bir “bağımsızlık ilanı yakın” açıklaması yapmakta. Geçenlerde bir kez daha dillendirdi bunu.

Türkiye ile imzalandığı ileri sürülen bir anlaşmanın hemen ardından. Seçim hükümetinin Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun 4 Kasım’da Kuzey Irak’taki ziyareti sırasında Barzani yönetimi ile Musul’da daimi bir üs konusunda mutabakata vardığı söyleniyor.

Tam da bu esnada Türk askerleri Musul’da Zlekan ve Başik'e yerleşiyor. Hem AKP hükümeti hem Barzani tarafından yapılan açıklamalar askerlerin “eğitim amacı” ile geldikleri yolunda. 25 civarı tank ile zırhlı araca ve ağır silahlara dikkat çekenlerse, “bu neyin eğitimi” diye sormakta.

Irak hükümetiyse en üst düzeyde “biz çağırmadık, derhal çıkın” diyerek tepki gösterdi. “Bu bir işgaldir” diyen de oldu, “bombalamak için emir bekliyoruz” diyen de…

Her durumda, uluslararası hukuka göre Türkiye şu anda bir kez daha “işgalci” durumunda. Gerçi TSK daha önce de peşmergelere ve tamamen kendi kontrolündeki bazı silahlı gruplara (örneğin Haşd al-Vataniya) eğitim veriyordu. Ancak bu kez, statü olarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı olmayan, en azından tartışmalı bir bölgeye yerlemiş durumda Türk askerleri. Hali hazırda buraları büyük ölçüde IŞİD kontrolünde ve resmi açıklamalara göre 150 civarındaki askerin konuşlandığı yerin 10 km. ötesinde siyah bayrak dalgalanıyor.

Asker yollamak ve iddialar gerçekse Musul’da kalıcı bir üs anlaşması imzalamak için Barzani’yi muhatap almak, Türk Dış Politikası açısından önemli bir dönemeç olarak görülmeli. Aslında Barzani’nin “bağımsızlık ilanını yakında müjdeleyeceğiz” sözlerini destekleyen, Türkiye’nin bağımsız Kürt devletini, daha doğrusu Barzanistan’ı tanıdığını gösteren bir adım bu.

Neye niyet, neye kısmet!

Türkiye’de Kürt sorununda oluk oluk kan akıtan, Suriye Kürtleri ile komşu olmamak için her tür deliliği göze alan iktidar, Irak’ta Barzani’ye sığınmak zorunda kalıyor.

Peki bu adımın amacı ne?

Suriye’de de görüldü, böylesi hamleleri tek bir yanıtla açıklamak mümkün değil. Hele hele işin içinde bir biçimde ABD varsa.

Unutmayalım, Obama yönetimi Irak’a ek asker yollayacağını açıkladı ve Bağdat’tan “istenmiyorsunuz” yanıtını aldı. Ardından Türkiye Musul’a asker gönderdi. Amerikalılar “bizim koalisyonun parçası değil bu askerler” gibi yuvarlak bir laf etti.

Geçiniz.

ABD’nin göz yumması olmadan nereye gidiyorsun, hele ortalığı bu kadar karıştırmışken.

Mutlaka bir hesap var.

Eğitim için IŞİD’in 10 kilometre yakınına sokulmak kadar saçma bir şey olamaz.

O halde?

Türkiye IŞİD’le mücadele görüntüsü verebileceği (Suriye’de ne bunu istiyor ne de artık buna imkanı kaldı) en uygun alan olarak Musul’u belirlemiş olabilir.

Petrol kaçakçılık ve hırsızlığında zaten işbirliği yaptığı Barzani yönetimiyle bölge petrollerine ilişkin bir anlaşmaya varmış olabilir.

Barzani’den gelecek bir bağımsızlık ilanına ses çıkarmama karşılığında Musul’da bazı imtiyazlar koparmış ve PKK üzerindeki baskının artırılması sözünü almış olabilir.

Şam’dan sonra Bağdat yönetimini sıkıştırmak, gerekiyorsa yeni provokasyonlar yaratmak için Beyaz Saray’dan görev almış olabilir.

Velhasıl, sonuçları en az SU-24 uçağının düşürülmesi kadar vahim olacak bir yeni dış politika hamlesi ile karşı karşıyayız.

Hâlâ şuursuz anlayacağınız.

Şuursuz ve ötesi!