Sosyalizm hayal mi?

Kemal Okuyan'ın "Sosyalizm hayal mi?" başlıklı yazısı 10 Mart 2013 Pazar tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Sosyalizm gerçekleşebilir bir ideal mi, değil mi?

Sosyalizm güncel bir seçenek olarak görülebilir mi, görülemez mi?

İşin siyaset cephesini, “sosyalizmi isteyen bir hareket, bir parti iktidara gelebilir mi gelemez mi” sorusunu, sona bırakıyorum.

Başlangıca ise insanlar arası eşitliğin mümkün olup olmadığı sorusunu koyalım. Aynılıktan değil, eşitlikten söz ediyoruz. İnsanların bir bölümü neden cahil, neden aç, neden yoksul, neden evsiz, neden sağlıksız, neden işsiz olmak zorunda olsun?

Bunun neresi mantıklı?

“Sosyalizm olmaz” diyenlerin bazıları bu tablonun değişmeyeceğini, yani insanların bir bölümünün (büyük bölümünün diyemiyorlar elbette) cahil, aç, yoksul, evsiz, sağlıksız, işsiz kalmasının kaçınılmaz olduğunu ileri sürmekte. Ya tanrıyla, ya doğayla ya da ekonominin yasalarıyla açıklamaktalar bu kaçınılmazlığı. Bazılarıysa, kapitalist ekonominin, tüm sorunların hafifletilmesi için (ortadan kaldırılması tamamen gündem dışıdır!) biricik yol olduğunda ısrar ederler.

Oysa kapitalizm şu anda yalnızca ve yalnızca eşitsizlik üretiyor.

Hepimiz biliyoruz ki, bugün dünyada bütün insanların temel gereksinimlerini karşılayacak bir zenginlik söz konusu. Plansızlık, doğanın tahribi, israf, savaş gibi tamamen sermayenin marifeti olan sıkıntıları bir kenara koyalım ve bugünkü verilerle hareket edelim. Şu anda dünyanın toplam geliri, 7 milyar insana eşit dağıtılsaydı, kişi başına düşen gelir yaklaşık 10 bin dolara ulaşacaktı. Çok yüksek değil belki ama bu hesaplamanın çocukları, yani üretken olmayan nüfüsu da kapsadığını unutmayın.

Şimdiki tabloda ise dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri yılda 650 doların altında yaşıyor.

Neden? Çünkü kapitalizm birilerini fena halde ihya ediyor!

Daha fazla istatistiğe boğulmayalım. Ancak bilelim ki, “sosyalizm mümkün değil” diyenler insanoğluna en ağır hakareti ediyorlar, bilerek ya da bilmeyerek!

Sosyalizm bir cennet tasarlamıyor kuşkusuz. Ancak insanların açlıktan, soğuktan, susuzluktan ve elbette savaşlardan ölmediği bir düzen “cennet”se, sosyalizm bunu pekala becerebilir becerdi de…

Eğitim ve sağlık hizmetinin parasız verilmesi. Bunun hiç de zor olmadığı görüldü. İnsanların sembolik kiralar ödeyerek ev sahibi olması, çok ucuza ya da bedavaya ısınması… Kültür-sanat etkinliklerine katılımın ve spor yapmanın bir ayrıcalık olmaktan çıkması…

Sosyalist bir düzen buralarda zorlanmıyor.

Sosyalizm insanlığın kapitalizm ve daha önceki dönemlerden kalma bazı alışkanlıklarını, bazı tuhaflık ve kötülüklerini alt etmede zorlanıyor.

Ancak böyle olduğu için sosyalizmin bugünün meselesi olmadığını, insanların başka, daha güncel çıkış yolları bulması gerektiğini söyleyenler yanılıyor.

Böyle bir çıkış yolu yok. Yalan! “Daha iyi bir kapitalizm” diye bir şey yok. Beterin beteri var!

İnsanlık kurtuluşunu yarına ya da belirsiz bir geleceğe erteleyemez. Çünkü her gün daha fazla batıyor.

İşin gerçeği, sosyalist seçenek, bugün karmaşık denklemlerle boğuşmaktan yorulup umudu kırılanların tutunabileceği tek daldır.

Peki siyaseten bu mümkün müdür? Sosyalizm, iktidar olabilir mi?

Yukarıda anlatılanlara bir kez daha bakarsanız, bu sorunun da yanıtını kolayca verirsiniz.