Sizin kahramanlarınız da bir tuhaf

Bir süre öncesine kadar Sarraf konusunda hükümet gibi yandaş medya da göğsünü siper ediyor, hızını alamayanlar onun yurtsever bir işadamı olduğunu dile getiriyorlardı. Hem herkese nasip olmaz, Rıza efendi pis Amerikalıların yaptırımlarını boşa düşürerek İran ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere yardımcı oluyor, iki ülkenin birden “yiğit evladı” haline geliyordu.

Değişik bir hizmet anlayışı.

Ülkesine hizmet ederken kendi cebini doldurmak Rıza’nın buluşu değil. Kapitalist ekonominin mantığına uygun; vatan hizmetini bir tür ihaleye çıkarıyorsunuz. Yap-işlet modelinden bir farkı yok. Kökü çok eskilere gidiyor ama vatana hizmetin özelleştirilmesinde NATO’nun eline kimse su dökemez. 

NATO komünizmle mücadele adına her yerde kontrgerilla örgütleri kurarken bunların tetikçilerine maaşın yanı sıra karanlık işlerden hisse de veriyordu! Uyuşturucu işi yap ihtiyaçlarını fazlasıyla karşıla; silah ticaretinden kazandığın paraları zıkkımlanırken işçi önderlerini, komünistleri öldür; kumarhaneleri haraca bağla kurduğun soysuz çeteleri besle…

Her şey vatan için!

Vatansever tosuncukların boku en fazla İtalya ve bizde çıktı. Gladio’nun marifetleri onlarca filme, romana konu oldu; bayağı güçlü bir sektördü vatana, pardon NATO’ya hizmet.

Türkiye’de Susurluk’u hatırlayın. Yüksek maaş, kelle başına prim, örtülü ödenek, üstüne kirli işler çevirmek için izin ve dokunulmazlık. Hem gırtlağına kadar suça bulaştırılmış oluyorlardı ki, kendilerine yürü ya kulum diyenlere yamuk yapmasınlar.

Sonra da “Türkiye seninle gurur duyuyor”.

Rıza’nınki de o hesap. 

Amerikan emperyalizminin ekonomik yaptırımlarının yanından dolaşmak isteyen İran ve Türkiye’den ihaleyi kapan Babek Zencani, Rıza Sarraf ve de Şems ile Felah bu işten acayip para kazanıyor, bu yetmiyor bir de İran devletini dolandırıyorlar. Elde ettiklerinin bir bölümünü İran ve özellikle Türkiye’de rüşvet olarak dağıtıyorlar. 8,5 milyar dolarcık.

Oluyor size aile boyu vatanseverlik. 

Ya sonra?

Emperyalizmle “sözde mücadele”nin paralı askeri sıkışınca gidip itirafçı oluyor.

Hükümet ve yandaş basın “tezgah” diyor, “Rıza’yı tanımayız” diyor ve bir “vatanseverlik” öyküsünün daha sonuna geliyoruz.

Boyun Eğme gazetesinin 101. sayısında yayımlanmıştır.