Siyaset kaka ise AKP’yi kapatsınlar

Kemal Okuyan'ın “Siyaset kaka ise AKP'yi kapatsınlar” başlıklı yazısı 14 Haziran 2013 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Artık kabak tadı verdi.

Başbakan konuşuyor “marjinaller”… Bakan konuşuyor “siyasi istismarcılar”… Erdoğan’ın huzuruna çıkan ünlü kişi konuşuyor “başka yerlere çekmek isteyenler”…

Demek ki, bu söylemin etkili olduğunu düşünüyorlar.

O halde hodri meydan!

Özelleştirmelerle başlayalım… Çünkü Türkiye’yi doğa ve kamusal alan talanına sınırsız bir biçimde açan süreç, özelleştirmelerle başladı. İlk başta çok az kişi özelleştirmelerin gerçek anlamını kavradı. Özelleştirmelere karşı çıkan bizler, gerçekten de ölçek olarak marjinaldik. Yıllarca sesimizi duyurmaya çalıştık, örgütlendik, mücadele ettik. Sonra bu işin sonuçları görülmeye başladı, özelleştirmelere ilişkin kamuoyu algısı değişti. Lakin iş işten geçmişti. Üç T’yi Tüpraş’ı, Telekom’u, Tekel’i hatırlayın, özelleştirme karşıtlığı çok ses getirdi ama geç kalınmıştı, iktidar işçi sınıfının ve solun direncini kolay aştı.

“Lütfen bu işe politikayı bulaştırmayalım” diyenler o zaman da vardı. Bazı sendikacılar, gölgelerinden korkmakta, “aman iktidar sertleşir” türü bir kaygıyla hareket etmekteydi. Karşılarında özelleştirmeler konusunda yeminli hükümetler olduğunun farkında bile değillerdi. Saldırı a’dan z’ye siyasaldı, savunma hattını ise siyaset alerjisiyle örmeye çalışıyorlardı. Yalancıktan…

Özelleştirme uygulamaları sırasında kamu malına verilen zarar, Taksim’de (büyük bölümü polis şiddeti sırasında) ortaya çıkan zararla kıyaslanamaz bile. Ve bu zarar “siyasi bir tasarruf”un ürünüdür, hesabı da siyaset düzleminde sorulur.

Şimdi… Özelleştirmelere karşı çıkanları masumlar ve masum olmayanlar diye ayırabilir misiniz?

HES’ler, RES’ler, kıyı ve ormanların yağmalanması… Kentsel dönüşüm… Bunlara itiraz, alabildiğine siyasal bir tutum değil mi? Her biri hükümet politikası… Dahası her biri yamyam sermayenin, uluslararası tekellerin politikası.

Her tarafa AVM, ucube gökdelen dikmek sonuna kadar siyaset. Gezi Parkı’nı ortadan kaldırmak da…

Gezi Parkı’nın yıkımına karşı olalım ama AKP’yi karşımıza almayalım!

Siyaset yapmayalım!

Oldu! Başka isteğiniz?

Madem siyaset kaka, madem siyaset bir suç, AKP yapmasın siyaset. Kendini feshetsin, müritlerinin bir kısmı TÜSİAD’a bir kısmı MÜSİAD’a katılsın. Ama başkalarının siyaset yapma hakkıyla uğraşmasın.

Herkesin kararı kendine...

Bir de… Etkili ve doğru siyaset, meşru siyaset arayışı ile “siyasetsizlik” yakarışlarını kimse birbirine karıştırmasın.

Genel bir hareket, kitleselleşen bir hareket, siyasi özneleri çeker. Bunu engelleyemezsiniz. O öznelerin hareketin ortak duyusuna ve hareketin kalkış noktasına güç katması, onun meşruiyetine zarar vermemesi esastır. Hareket, eğer ciddiyse, bunu sağlamanın araçlarını yaratır, herkese ayar çeker. Ortak duyuya ve başlangıç noktasına özen gösterildiği sürece kimsenin kimseye “senin amacın başka” demeye hakkı yoktur.

“Taş atılıyor, molotof atılıyor, haklı davamız zarar görüyor” diye yakınan liberallere de bir çift söz: Küçük burjuva radikalizmini yıllarca sosyalist siyasete karşı himaye eden, “bir kenarda dursunlar, lazım olurlar” diye düşünen siz değil miydiniz? Ne oldu, şimdi neden şikayet ediyorsunuz!-