Sandığa sahip çıkmak

24 Haziran 2013 Pazartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Öfke selinin merkezinde Erdoğan ve partisi var. Önceki gün konuştu, insanlar yine sokağa döküldü.

Sokakta Erdoğan yok. Üç-beş lümpen, beş-on gençlik kolu üyesi, polis himayesinde karşı ağırlık oluşturmaya çabalıyor, tutmuyor.

Miting yapıyor, eve tıktıkları, dinsel referanslar doğrultusunda “steril” bir yaşam süren seçmenlerini bu kez binbir ricayla dışarı çıkarıyor, üstüne parayla adam devşiriyor, hatta metozori yöntemlerle belediye işçilerini, kamu görevlilerini saçma sapan laflar dinlemek için meydanlarda topluyorlar.

Evet, Erdoğan’ın yüzde 50’si gözükmüyor. Bu daha önce de böyleydi 2011 seçimlerine giderken, AKP yandaşları adeta buharlaşmıştı.

Tamam, varlar ve kalabalıklar.

Yukarıdan aşağıya etkileyici bir çıkar ortaklığı meydana getiriyorlar. Tepesi ihya, ortası nasip, alt taraf kıl!

Öyle ya da böyle bir ekonomisi var yüzde 50’nin ve bu bağlamda çok ama çok güçlüler.

Bir de sandıkta baskınlar.

Sokakta gözükmüyor, sandıktan çıkıyorlar.

Sandığa giriyor, sandıkta çoğalıyorlar.

Erdoğan’ı da halkın öfkesinden koruyan ne TOMA’lar, ne biber gazı… Sandığın arkasına gizleniyor, ne zaman meşruiyeti sarsılsa, cebinden yüzde 50 yazan oy pusulasını çıkarıyor.

Yaşamım boyunca seçim-sandık işlerinin halka pek yaramadığına inandım. Yarar-yaramaz, önemlidir-değildir, bunlar tartışılır ancak şu anda tek bir gerçek var: Erdoğan’ın arkasında gizlendiği sandık, çekilip alınmalı, diktatör orta yerde kalıvermeli.

Seçim stratejisi filan önermiyorum. Herkes AKP’ye karşı birleşsin gibi hem ilkesiz hem de Erdoğan’ı güçlendirmekten başka sonuç vermeyecek olan anlamsız bir çözümü savunacak da değilim.

Sadece Gezi Parkı’na, sonra Gezi Parkı direnişine ve nihayetinde kendi öfkesine sahip çıkan halkın sandığa da sahip çıkması gerektiğini söylüyorum.

Kime oy verirsen ver… İstersen boş oy at, istersen oy pusulasına slogan yaz… Yeter ki, AKP’nin yüzde 50 retoriğini boşa düşür.

Çünkü ortada yüzde 50 yok.

Seçmen kayıtlarından başlayarak, seçim sürecinin hemen her aşamasında AKP’nin yüzdesi şişiriliyor. Bu nedenle örgütlenme, dayanışma arayışındaki halk derhal, AKP’ye çalışan mekanizmalara el koymalı, sandığa sahip çıkmalıdır.

Seçim sisteminin adaletsizliğine karşı mücadele ile birleştirilerek, seçim hilelerine karşı önlem alınmalıdır. Diktatörü bir ay boyunca maymun eden yaratıcı zekanın onda biriyle sandık oyunlarının tümüyle bozulacağı bilinmeli, gereken yapılmalıdır.

Unutmayalım, yüzde 50, sağlam bir argüman. Her tür polis şiddetinden daha etkili, her tür polis şiddetine “haklılık” kazandıran bir referans noktası.

Ama bir balon.

Bu balon patlasın artık.