Nereden Çıktı Bu Miting?

Mitinge gelin... 15 Mart'ta Kadıköy'de yapılacak mitinge. Osmanlı'ya dönüşü ancak sosyalizmin engelleyebileceğinin ilan edileceği mitinge.

Nereden çıktı bu miting diye sorulabilir elbette. Seçim var, geçim derdi var... Biz ise ne demişiz? "Ya Osmanlı'ya dönüş..." Ya da: Sosyalist Cumhuriyet! Bu adla miting yapıyoruz. İki hafta sonra memlekette seçim var. Üstelik TKP bu seçime Türkiye'nin her yerinde katılıyor. Parti üyeleri, Yurtsever Cepheliler, dostlar gece gündüz çalışıyor, oy istiyorlar. Ama TKP ne yapıyor? Osmanlı mitingi!

Belediye başkan adaylarını takdim mitingi değil, yerel yönetimler programını açıklama mitingi değil, işsizlik ve pahalılığa karşı miting değil. Osmanlı sevdalılarına karşı miting! Durdurun, Osmanlıcıları durdurun mitingi.

Tuhaf görünebilir ama yine de gelin!

Bu seçim Türkiye'nin Osmanlı'ya dönüşünün durdurulabilip durdurulamayacağına ilişkin bazı ipuçları verecek. AKP açıktan "Yeni Osmanlı" projesinin taşıyıcısı. Onun alacağı oylar, bu dönüşü destekleyenlerin sayısını vermeyecek elbette. Aralarında bunu isteyen çok sayıda kişi olsa da, AKP'yi destekleyenleri bu bağlamda asıl tarif edecek olan, onların bu gidişatı önemsememeleridir. Artık yüzde 40 mı olur, 45 mi olur, bilemeyiz ama Türkiye'de bu kadar geniş bir kesimin cumhuriyet için parmağını kıpırdatmayacağı anlaşılabilir.

Ya diğerleri?

MHP tabanı AKP'den bile daha sevdalıdır bu işe. Osmanlı'nın torunları onlar, yıllarca Türk-İslam sentezi diye dolanıp durdular, şimdi oldu işte! Fetihler dönemi de açılır belki, yukarıda can Azerbaycan, aşağıda Kerkük!

Safkan Türkçüleri ve cumhuriyetçi faşizmin etkisindekileri ayıklayalım, sağlam yüzde 10'luk bir "ek" gelecektir "Osmanlı'ya dönüş"e...

Önemli düzen partilerinden CHP kalıyor geriye... Adında hem Cumhuriyet var, hem Halk var! O zaman söyleyeceğimizi "CH" üzerinden söyleyelim, "P"sinden zaten kendileri de memnun değiller. Parti olamadık bir türlü diye şikayet ederler ama hiç değilse cumhuriyetçi ve halkçı!

86 yıl sonra sahip çıkılamayan bir cumhuriyet fikri! 86 yıl sonra geride kalan bir imparatorluğun en çürümüş kesitinin parlatılmasını, Abdülhamit ve Vahdettin'e övgüler yağdırılmasını engelleyemeyen bir cumhuriyet! "Neden" diye sormanın zamanıdır. E çünkü, cumhuriyet halkçı karaktere sahip değildir, tersine halk düşmanlığıyla yaşatılmıştır.

Son bir yıl içinde halkçı olmayan bir cumhuriyetçiliğin nasıl yerlerde süründüğünün tanığı olmadık mı hep birlikte? Cumhuriyetçilik bir ABD'de, iki Türkiye'de bu kadar itibarsızlaştı. Kimin sayesinde?

AKP demeyin... AKP'ye Türkiye altın tepside armağan edildi. Bu kadar beceriksiz, başlangıçta "bir yıllık işleri var" denilen bir kadro, 70 milyonu parmağında oynatıyor, yetmedi başka ülkelerdeki çaresizleri etkisi altına alıyor. "Amerikan aklı" deyip sıyrılmak olmaz! CHP'ye gelmedi mi, gelmiyor mu o Amerikan aklı!

Kısa keselim, CHP ne cumhuriyetçidir ne de halkçı! Bu partiye oy verenlerin bunu anlaması gerekir. Ve bir sonuç: Kimse CHP'nin alacağı oyun "Yeni Osmanlı" karşısındaki direnci temsil edeceğini düşünmesin, kimse "hiç değilse yüzde 20 orada duruyor", "yüzde 25 fena değil" tespitlerinde teselli aramasın.

CHP son tahlilde aynı yolun yolcusudur, CHP'ye oy verenlerin ise büyük oranda "teslim bayrağı"nı çektiğini kabul etmek gerekiyor. Çarşafçı CHP'ye bile oy vermek teslim olmak değil midir?

Gerçekçi olalım, direnci artıralım. Daha önce de yazdım, bir referandum yapılsa "Osmanlıcılık" ya da filmi de çekilen "Osmanlı Cumhuriyeti" fikri büyük olasılık üstün gelir. Cumhuriyet için toplum gerekir, cemaatlaşan bir nüfustan saltanat çıkar, halife çıkar, padişah çıkar, Çankaya'ya Gül çıkar.

"Son Osmanlı Padişahı" diye pankart açılabilen bir ülkede işsiz hakkını zor arar. İşçi zor örgütlenir. "Hepimiz Abdülhamitiz" diye çığlıklar atılan bir ülkede yoksulluk kanıksanır. Padişahı oynayan liderler sadaka dağıtır, ferman yayınlar onun inayetiyle köprüler yapılır, binalar dikilir memuru ondan icazetle görev yapar. Saltanat hüküm sürerken ücretin yerini sadaka alır, "Allah razı olsun" artık en çok kullanılan sözcüktür, "hamdolsun"! Türkiye budur.

Yeni Osmanlı hezeyanları ile Kürt sorunu Barzani aşiretine çoktan bağlanmıştır.

Yeni Osmanlı zokasıyla Türkiye'nin eyaletleştirilmesi için hazırlıklar bitmiştir.

Yeni Osmanlı açılımıyla, islam devleti de sağlama alınmış, halifesini beklemeye başlamıştır.

Şaka mı? Gülmeye devam edin, biz bu sürece direneceklerin sayısını artırmakla meşgulüz. İşçilerin, aydınların sayısını...

Onlar yağmuru durduramayabilirler ama gericileri, piyasacıları, Amerikancıları mutlaka DURDURACAKLARDIR!

Bundan ala güneş olur mu?