Kazananlar ve kaybedenler…

Erdoğan kaybetmiş, halkımız kazanmıştır.
Erdoğan fazla kaybetmemek için ricat etmek zorunda kalmıştır. Ama sonuçta kaybetmiştir. Kaybetmeye devam edecektir. Evet, sloganda dendiği gibi, bu daha başlangıçtır.
Erdoğan’la birlikte kuşkusuz partisi de kaybetmiştir. Erdoğansız bir AKP düşünülemeyeceğine göre, AKP artık lideriyle birlikte inişe geçen bir partidir. “Seçimde görürsünüz…” hırçınlığının bir karşılığı elbette vardır ama Taksim’e, sokaklara sahip çıkan halk, siyasete ve de sandığa sahip çıkmaya karar verirse, seçim şımarıklığı da buharlaşacak, yüzde 50 edebiyatı fos çıkacaktır.
AKP öfkeyle, kinle, rövanşist güdülerle örgütlediği Ankara mitinginde, padişah karşılamasında olduğu gibi, hüsrana uğramıştır. En kabasından yüz binlik bir miting, insanların zorla taşındığı hesaba katılırsa, büyük fiyaskodur. Miting fotoğraflarından sayamayanlar, Melih Gökçek’in yüz ifadesinden sonuç çıkarabilir. AKP Ankara’da kaybetmiştir.
AKP’ye birlikte o büyük koalisyonun bütün unsurları kaybetmiştir. Cemaat, AKP’yi korumasız ve akılsız bırakarak onunla didişmesinde bir hamle yapmıştır ama kendi bindiği dalı da zayıflatmıştır. ABD Erdoğan’ı kontrol etme derdindedir ama sonuçta kaybeden kendi eseridir. Kazanan halksa, ABD’nin kaybetmesi zaten bir kuraldır.
Kural sermaye sınıfı için de geçerlidir. Halk kazanmış, sermaye sınıfı kaybetmiştir. Emekçi kitleler bu hareketin önemli gücüdür. Sermaye hareket eden, mücadele eden işçiyi sevmez. Kazanmayı tadan bir işçi, patron için ölümü simgeler. Artık Türkiye’de basın açıklaması sendikacılığı tutmaz… AKP’ye koltuk değnekliği yaparak sendika olunmaz. Halk iktidara kafa tutarken kabuğuna çekilen sendikada işçi durmaz.
Erdoğan kaybetmiş, AKP kaybetmiş, ABD kaybetmiş, sermaye ve cemaat kaybetmiştir.
AKP solculuğu da kaybetmiştir. “Hükümet istifa” sloganından rahatsız olanlar kaybetmiştir. Yurtseverlikten nem kapanlar kaybetmiştir. AKP’ye karşı çıkanları statükoculukla itham edenler statüko muhafızlarının gazına yüreğiyle meydan okuyan milyonların verdiği fotoğrafla kaybetmiştir.
Kazanç küçük görülebilir. Erdoğan’ın gezi parkındaki yıkımı utangaçca askıya alması “önemsiz” bir ayrıntı sayılabilir.
Hep söyledik, mesele ağaç meselesi değildi. Ama mesele aynı zamanda ağaç meselesiydi.
Kazanan Gezi Parkı’ndaki ağaçlardır. Bundan sonra onlara dokunan yanar.
Üç-beş ağaç demeyin. Erdoğan’ın inadı o ağaçlarda kırıldı.
Ağaç kazandı, Erdoğan kaybetti. Ağaç kazandı, halk kazandı.
Aylar önce halkımızın nasır bağladığını düşünenlere, Erdoğan’ın sürekli halkın nasırına bastığını, sonunda büyük bir öfkenin patlayacağını yazmıştım bu köşede.
Meğer o ağaçlardaymış işin sırrı. Gezi’de el ele tutuşan gençlerin tartaklanmasına, 1 Mayıslara gazla, copla saldırılmasına, sanata ve tarihe düşmanlığa daha fazla sessiz kalamadı. Ağaçlar...
Ağaçların çığlığı halkımızı uyandırdı.
Halk uyandı, diktatör kaybetti.