İyi ki Türkiye’nin nükleer silahı yok

Başlığı “ucuz atlatmışız” diye de koyabilirdim. Ancak bir şeyi “atlattığımız” yok henüz. Dünya kötüler ve kötülükler dünyası, biz de payımıza düşeni almış durumdayız.

Payımıza düşenlerden biri Erdoğan. Geçtiğimiz hafta onun tepesinde durduğu zihniyet bir Rus savaş uçağını düşürdü. Çok şey yazıldı, söylendi. Bu eylemin arkasında ABD’nin olup olmadığı tartışıldı. Erdoğan’ın bir tuzağa düşürüldüğünü ileri sürenler de oldu, geçen yazılarımdan birinde tiye aldığım gibi…

Oysa Erdoğan’ın Rus savaş uçağını düşürmek için o kadar fazla nedeni var ki, bunu yapmak için tuzağa düşürülmesi gerekmiyor. Ha, sonuçta attığı adımın kendisi için de acı sonuçları olabilir ve oluyor ama bütün zorbalar için geçerli değil midir bu durum?

Aşağıda Türk F-16’larının neden Rus SU-24’ünü düşürdüğünü anlamamıza yarayacak bir liste var. Bu listeye ek yapabilir, bazı maddeleri çıkarabilirsiniz ama yine de çatı sağlam kalacaktır!

Öyle ki, gerçekten “ucuz atlatmışız” diyecek, Türkiye’nin bir nükleer güç olmamasına bir kez daha şükredeceksiniz.

* Rusya’nın Suriye’deki çatışmalara aktif olarak katılmasıyla birlikte, dengeler ciddi ölçüde değişti. Şam yönetiminin eli güçlendi, Suriye ordusu, Rus hava desteği ile birlikte birçok cephede ilerlemeye başladı. Erdoğan Esad’ın hayatta olmasına tahammül edemiyor, muzaffer olmasına asla!

* Rusya, Suriye’nin Türkiye sınırı boyunca uzanan topraklarını Suriye ordusunun ilerlemesi için sürekli bombalamaya başladı. Görüldü ki, Türkiye ile terörist grupları birbirine bağlayan hat giderek daralıyor. Bu hat IŞİD’in, El-Nusra’nın (hükümete göre ise ÖSO’nun) ikmal hattı olduğu gibi aynı zamanda “kaçış” hattı. Başından beri, çatışıp Türkiye’ye çekiliyor; burada tedavi oluyor, dinleniyor, silahlanıyor, bazen de tatil yapıp geri dönüyorlar. Şimdi bu hat tehlikede. Erdoğan elinin daha da zayıflamaması için “müttefikleri”ne sahip çıkmak zorunda.

* Rusya’nın bombardımanı hem Suriye Kürtleri üzerindeki IŞİD baskısını azaltıyor hem de Türkiye’nin onlara dönük askeri ve siyasi hamlelerini boşa çıkarıyor. Erdoğan içerideki Kürt denklemine Suriye’den “olumsuz” bir unsurun dahil olmasını asla istemiyor.

* Rusya, IŞİD’in Suriye’den çaldığı ve Irak üzerinden “dünya piyasaları”na sunduğu petrolleri hem kaynağında hem de tankerlere yüklendikten sonra bombalayıp imha etmeye başladı. Bu saadet zincirinin son halkasında IŞİD petrolü kullanıp terörü finanse eden hangi ülkeler var tam olarak bilinmiyor ama üç ülke ve bir isim artık herkesin dilinde. Ülkeler Türkiye, Gürcistan ve Ukrayna. İsimse Bilal; gemiciklerin sahibi! Rus bombardımanı “ekonomik sabotaj”a giriyor bir bakıma. Ne de olsa evlat. Kabulü imkansız!

* Rusya, süreklileşmiş bir milliyetçi hezeyan olmaksızın rahat edemeyecek olan Erdoğan için son derece uygun bir hedef. Toplumun hiç değilse belli bir kesimi, işin içinde Yunanistan ya da Rusya varsa ve yukarıdan talimat geldiyse, “seferberlik emri” için hazırda beklemekte. Yani Erdoğan’ın ihtiyaç duyduğu gerilim siyaseti için Rusya en uygun hedeflerden biri.

* Rusya, son dönemde NATO’daki mevcut çatlakları derinleştirecek, hatta bunlara yenilerini ekleyecek hamleler yaptı. Bir de üstüne her bir NATO ülkesinin egemen ve yönetici sınıfları içindeki görüş ayrılıklarını da kaşıdı. Erdoğan’ın gücünü ve koltuğunu koruması, bu çatlak ve görüş ayrılıklarında belli bir ekibin ağırlık koymasına bağlı. Ters tepmesi mümkün olsa da, Erdoğan Suriye krizinin başından beri provokasyon yaratıyor, NATO’nun soruna doğrudan müdahil olmasını istiyor. Rusya’nın yoğun bombardımanına yanıt vermeyen bir NATO’ya Erdoğan nasıl tahammül etsin!

* Rusya büyük, önemli bir güçtür ve onunla aşık atabilmek itibar kazandırır! Bazı siyasetçiler “sıkıysa Rusya’ya dayılan” türü demeçler vermiş, geçtiğimiz ay “hava aracı düşürdük” açıklamalarının ardından ortaya çıkan küçücük insansız hava aracı alay konusu olmuştu. Genel olarak Türk dış politikası, onun yumuşak ya da sert enstrümanları pek ciddiye alınmıyordu SU-24 vakasına dek. Erdoğan’dır ama daha sonra azıcık yutkunsa da, gurur sahibidir, vurur!

Görüldüğü gibi, ortada ekonomi var, tarih var, ideoloji var, aşk ve nefret var, psikoloji var; Rus uçağını düşürmek için türlü neden var.

İyi ki nükleer silah yok!