Herkes boşa düşerken...

Tuhaf bir durum. Erdoğan, bitti ama defter kapanmıyor. Çünkü yerine ne konacağı belli değil. Birileri istedikleri gibi oynuyor, onlar henüz karar veremedi anlamında söylemiyorum. Yerine aday da henüz bulunmuyor.

Ağır bir siyasi krizin içindeyiz, iktidar bloğunda dağılma ve gerileme var, ancak yükselen bir değer yok. Diyecekseniz ki, CHP yükseliyor. CHP böyle bir krizde ortaya çıkan hava hareketlerinden doğal olarak yükseliyor, seçmen bazında yükseliyor ama alan filan kapatmıyor. MHP de öyle…

Türk ve Kürt ulusalcılığı da krize girdi. Büyük aktör olmadıklarını, olamayacaklarını kabul ettiler, saf belirlemeye çalışıyorlar. Sol ise henüz potada değil, başat siyasi aktörler arasında yok.

Halbuki bir siyasi kriz, hele hele iktidar bloğunda ağır hasar varsa, mutlaka hızlı yükselişleri de beraberinde getirir.

Ama yok! İktidar bloğunu terk eden cemaat de yükselmiyor, tersine krize giren aktörler arasında. Anlayacağınız herkes sıkışmış.

Bu nasıl oluyor?

Garipliğin nedenlerinden biri, Erdoğan’ın direnci. Kaçınılmaz sonu geciktirmek için her şeyi ama her şeyi yapıyor. Son yasal düzenlemelerin her biri, Erdoğan’ın “Fatih, değiştir” talimatları gibi anlık, iyi düşünülmemiş ve orta vadede büyük belalara davetiye çıkaran adımlardır. İnternet yasası örneğin, işlemez ama şunu gösterir: Dövüşecek!

Dövüşüyor da… Ve sağını, solunu herkesi yaralamaya devam ediyor. Tayyip’siz AKP seçeneğini yok ediyor örneğin. Kritik isimler ardı ardına yıpranıyor ve boşa düşüyor. İttifaklar deniyor, sonra onları da ortada bırakıyor. Ondan sonra tufan!

Çünkü anladı ki, bütün strateji, yavaş yavaş erimesi üzerine kurulmuş. Buna izin vermiyor.

Ancak tabloyu ilginç hale getiren yalnız Erdoğan’ın tavrı değil. Kimse üzerinde durmuyor ama, kapitalizm bütün dünyada tarihsel bir ideolojik kriz yaşıyor. Bu kriz her yeri etkilemeye başladı. Yükselen yıldızı nedir dünyanın hiç düşündünüz mü? Liberalizm mi, milliyetçilik mi, sosyal demokrasi mi, muhafazakarlık mı, üçüncü yol safsatası mı?

Hiçbir şey yok.

Türkiye’deki tek şey ise fena çöküyor. Yine kimse oralı değil. Dinci ideoloji bana göre tarihinin en derin krizine yuvarlandı Türkiye’de. Bunun sonuçları hemen alınmaz. İdeolojiler toplumsal düzeyde çok zor yer değiştirirler. Bugünkü krizin sonuçlarını belli bir süre sonra alacağız. Ancak bir konuda emin olmalıyız. Siyasal İslam’ın büyüsü bozuldu.

Peki bu dengesiz ülkeyi nasıl tutacaklar?

Güçlü lider ve güçlü ideolojik tutkal iyidi… Erdoğan ve dinselleşme.

Yerine ne konacak?

İşte burada oyunu bozan hiç hesaba katılmayan soldur.

Çünkü Türkiye solu, liberal renkli devrimlere izin vermiyor, soldan arındırılmış bir burjuva laisizmine, sahte laikliğe izin vermiyor. Dolayısıyla sistem soluna bakınca tehdit görüyor, sağına bakınca çözülme!

Herhalde neden Sol Cephe dediğimiz, ısrarla sosyalizmi vurguladığımız anlaşılıyordur.