Her CHP’li evinden nasıl çıkar?

AKP, seçim kampanyası için “Haydi Bismillah” diye bir seçim şarkısı hazırladı. İnsanların inancını sömürerek para ve iktidar kovalayan bir zihniyete cuk oturdu. Kimse “vay anasına” deyip şaşırmadı. 

Değersizleşmiş, kağıt üzerinde bile hükmü kalmamış laiklik ilkesine aykırı olduğu açık olan bu seçim şarkısı için bir CHP milletvekili Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. Kurul başvuruyu değerlendirdi ve şarkının “dini istismar ettiği”ne karar verdi. Bütün olup bitenlerde azıcık şaşırtıcı olan buydu. 

Ama azıcık… Çünkü YSK’nın bu kararı takip edip uygulayabilecek ne gücü vardı ne de ortada bir yaptırım.

Hem o “azıcık” lafını da geri almamızı gerektirecek pis kokular geliyor değil… Acaba AKP şu mağdur-muktedir düzeneğini burada da kurmuş olabilir mi diye düşünüyorsunuz. YSK halkın inançlarına saygı göstermedi, AKP’yi mağdur etti…

AKP ise yasağı tanımayacağını açıkladı…

Her şey olağan seyrinde gidiyor. AKP “ben mağdurum ama Allah’ın adını ağzımıza almamızı kimse engelleyemez” demekte. Kimse şaşırmıyor, zaten dinselleşme ve hukuksuzlukta sınır tanımayacağını uzun yıllar önce ilan etmişti bu parti. 

Evet, AKP “şarkıyı kullanacağım, cezam neyse kessinler” diyerek nasıl kendisine yakışanı yaptı, CHP de ondan geri kalmadı, beklenen yanıtı yapıştırıverdi: 

“Her CHP’li evinden besmeleyle çıkar”!

Mükemmel, gerçekten mükemmel… Her şey kuralına göre gidiyor, siyaset bu ülkede neredeyse fizik yasalarının katılığında seyrediyor. 

“Haydi Bismillah” şarkısına bütün bir 15 yılın öyküsü içerilmiş.

Hatırlayın, “Türkiye’de laiklik tehlikede diyemem” demişti Kılıçdaroğlu… Diyemez fizik yasalarına aykırı.

Kazara derse, onun ardından “her CHP’li Müslümandır” gibi bir söz sarfetmek zorunda. Yasalar bunu gerektiriyor.

Ve aynı yasalara göre bu parti “Erdoğan tehlikesine karşı herkesin kendisini desteklemesi gerektiği”ni söylüyor. Neden? Çünkü Türkiye’de cumhuriyet, laiklik tehlikede!

İsteyen ömrü biten bir siyasetçiyi, hatta partiyi yıllardır ayakta tutanları desteklemeye devam etsin.

Ya Türkiye’deki dinselleşmeyi “halkın değerlerine saygı” diye hoş karşılayıp sonra Kobane’de gericiliği keşfedenlere ne demeli? AKP’ye on yılda devrimcilikten faşistliğe kadar bütün sıfatları yakıştıran bir siyaset kültürünün taşıyıcısı durumunda HDP. “Halkın değerleri” diyorlardı gerçekten de. O değerler kendi canlarını yaktığında lumpenlik, ırkçılık, gericiliğe dönüşüyor. Sonra tekrar başa…

Peki bütün bunlar neden oluyor?

Bütün bunlar, kapitalist sistemin sınırları içine sıkışan AKP karşıtlığının tutarsızlığından ve son tahlilde etkisizliğinden oluyor.

CHP’nin en özgür ve özel milletvekillerinden birine "Her Cumhuriyet Halk Partili sabah evde ayakkabısını giyerken besmele çekip çıkar” saçmalığını dedirten de sadece “inananların oylarını alma” telaşı değildir. Kurulu düzenin bütün veçheleriyle; piyasayla, emperyalist merkezlerle ve de gericilikle barışık olunduğunu her fırsatta ilan etme ihtiyacı hissediyorlar.

Bir CHP temsilcisi böyle bir söz sarf edebiliyorsa ben de diyorum ki, “her CHP’li evinden boynu bükük çıkar”… Özgür Özel’e kızamıyorsanız, bana hiç kızmaya hakkınız yok!

Sadece ve sadece “boyun eğmeyin” demekteyiz!