Hay sizin sandığınıza…

Türkiye’nin şu anda en güçlü partisi Uzlaşma Partisi’dir. Uzlaşma Partisi, Düzen Partisi'dir. Bu parti biraz AKP’dir, biraz CHP’dir, biraz diğerleridir. Ama onların ötesidir. Uzlaşma Partisi büyük tekellerdir, akil devlet kadrolarıdır, sermaye örgütleridir, baştan aşağıya çürüyen tekelci medyanın içindeki “değerli” çöptür, emperyalist merkezlerdir.

Referandumu AKP ve Erdoğan kaybetmiş ama halk kazanmamıştır. Şimdilik…

Şimdilik kazanan, Uzlaşma Partisi’dir.

Referandum öncesinde Uzlaşma Partisi’nin nasıl hazırlandığını, değişik boyutlarıyla anlatmaya çalışmıştık.

Uzlaşma Partisi’nin programı, Erdoğansız AKP’den AKP olmayan AKP’ye, yenilenmiş Erdoğan’dan yenilenmiş “merkez”e varıncaya kadar duruma göre birbirinin yerine kullanılabilecek ama hepsi aynı doğrultuyu gösteren bir dizi unsuru aynı anda içeriyordu.

Doğrultu şuydu: 15 yıldır Türkiye’ye hâkim olan dönüşümü onu kabullenmeyen yüzde 50’lik kitleyle barıştıracak bir yapı kurmak, yani AKP Türkiyesi’ni makul bir formatta konsolide etmek.

Uzlaşma Partisi’nin arkaya almaya çalıştığı kuvvet, Erdoğan ve AKP’yi kabullenmeyen toplumsal kesimlerdir. Uzlaşma Partisi’nin güvenceye almaya çalıştığı ise AKP Türkiyesi’dir.

Biz AKP Türkiyesi’nin yerleşiklik kazanamayacağını söyler dururuz, Uzlaşma Partisi AKP Türkiyesi’nin yerleşiklik kazanması için çare arar durur!

Artık tarif ettikleri ılımlı AKP midir, yenilenmiş AKP midir bilemeyiz. Ancak hedef aynıdır: ABD ve Avrupa Birliği’ne, NATO’ya hizmet eden, işçi sınıfının haklarını gasp etmekte sınır tanımayan, memleketin bütün varlıklarının talanına, yağmalanmasına dolu dizgin devam edecek olan bir iktidarın toplumda daha az tepki çekmesi.

Referandumda Erdoğan kaybetti. Halkın ve de Uzlaşma Partisi’nin istediği oldu. Referandumda halk kazanamadı. Dedik ya, şimdilik. Uzlaşma Partisi kazandı. Yine şimdilik.

Türkiye’nin eğitilmiş işgücünün yoğunlaştığı yerlerde tutunamayan bir iktidarın sürdürülemeyeceğini Erdoğan anlamamış olabilir ama Uzlaşma Partisi buna çoktan hüküm vermişti, referandum bu açıdan çok net bir tablo ortaya koydu.

Şu anda Uzlaşma Partisi iktidardadır. Partinin Almanya kanadı Erdoğan’ı güçlü araçlarla tehdit etmekte ve kendi programlarına çekmeye çalışmaktadır. Partinin AKP kanadı bir yandan Erdoğan’ı uygun çizgiye getirmeye çalışırken diğer yandan topluma “korkacak bir şey yok” mesajı geçmektedir. Partinin CHP kanadı bir yandan Erdoğan üzerine gölge düşürmek, bir yandan da toplumdaki öfkeyi yatıştırmak için seferber olmuştur. Partinin MHP kanadı -ki bu artık Akşener ve Özdağ’dır ve başka bir parti kursalar da bu gerçek değişmeyecektir- muhafazakar Anadolu ile modern kentler arasındaki kopukluğu gidermek için İslamcılığı az geriye çeken, hatta bir gıdım seküler, Türkçü kimlikle sağ kulvarı yenilemek doğrultusunda emin adımlar atmaktadır. Türkeş’in 60’ların sonunda aniden İslamcı kulvara çektiği “milliyetçi parti”deki bu değişim Uzlaşma Partisi’nin en güçlü silahlarındandır.

Bir diğer silah ise 2019 sayıklamalarıdır. Uzlaşma Partisi üç gün boyunca toplumun tepkilerini profesyonelce yalama hale getirdikten sonra bir kez daha sandığı işaret etmiştir. Erdoğan’la 2019’da hesaplaşma fikri, Uzlaşma Partisi’nin özgüveninin zirve yaptığını göstermektedir; öyle ki Hayır’ları koruyamayacak kadar örgütsüz bir topluma bir kez daha sandık başına randevu kesilmektedir.

Örgütsüz olanlar, bunu kabullenecek başka çaresi yok. Örgütsüzlük çaresizliktir, örgütsüzlük teslimiyeti çare sanma hastalığıdır. 

Biz ise, Uzlaşma Partisi’nin programını ve bileşimini acımasızca teşhir edecek ve Uzlaşma-Düzen Partisi’nden kopuşu zorlayacağız, örgütleyeceğiz.

2019’a gelince…

2019’a hazırlanmak, 2019’u da kaybetmektir.

Siyasetin tek kanalının sandık olduğunu düşünenlerin sandıkta da kaybetmeye mahkum olduğunu defalarca söyledik.

Uzlaşma Partisi’nin programı dünya ve Türkiye koşullarında ancak geçici süre başarılı olabilir. Onların başarısı halkın yıkımıdır. Biz onların yıkımı, halkın başarısı için uğraşacağız.

Bu halkın artık kaybedecek tek bir günü yok.

Bu halkın artık kaybedecek tek bir günü yok.

Alın 2019 hazırlıklarınızı başınıza çalın!