Güvenmeyin

Kemal Okuyan'ın “Güvenmeyin” başlıklı köşe yazısı 6 Aralık 2012 Perşembe tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

“Patriot gündemimiz yok, olsa ben bilirdim” diyen bir başbakana güvenilmemesi gerektiğini, daha önce tereddütteyseniz, öğrendiniz. Üç günde…
Güvenmemeye devam edin.

“Bu kadar da yalancılık olmaz, öyle diyorlarsa öyledir” diye düşünmeyin. Yalanın, riyanın, sahtekarlığın sınırı olmuyor.

En yetkili ağızlardan dökülen “bizim Suriye’ye saldırmak gibi bir niyetimiz yok ama…” cümlelerinin ‘ama’ya kadarki kısmını atın, bu tür beyanatlara güvenmeyin. Bilin ki, “niyetimiz yok” sözü, bu ülkede bir kararlılık ifadesi, “niyetimiz kötü” belirtisidir.

“Patriot’ları yerleştirerek müttefikimiz Türkiye’ye dönük tehditleri kabul edemeyeceğimizi göstereceğiz ama uçuşa yasak bölge gündemimizde değil” diye açıklama yapan NATO yöneticilerine güvenmeyin. Bu kez yalanı ‘ama’dan sonrasında yakalayın. Bu açıklamalarla hemen hemen aynı sıralarda ABD Senatosu’nda Suriye’de uçuşa yasak bölge ilanı için hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat üyelerin harekete geçmesini ciddiye alın, ikiyüzlü konuşmaları değil.

NATO’culara güvenmeyin. Böyle konularda hep ihtiyatlı olup sonra devre dışında kalmamak için ileri atılan korkak ve hesapçı Almanya’ya güvenmeyin. “Taraflar sakin olsun” diyerek kendini tanrı katına yükselten Obama’ya asla güvenmeyin. “Diplomasiye ağırlık veriyoruz” diyenlerin savaş hazırlıklarını tırmandırdıklarını bilin.

Hep birlikte “Esad’ın kimyasal silah kullanmasından kaygılıyız” demelerinden kaygılanın, Esad’ın kimyasallarından değil. Bunun “muhalifler”in sivil halka kimyasallarla saldırıp, suçu Şam yönetimine atmak için hazırlık yaptığının kanıtı olarak değerlendirin. Türkiye’de şu kadar milyon kişi tehdit altında diye haber yapan gazetelere, televizyonlara da güvenmeyin.

Putin ve rejimine de güvenmeyin.

Bir gün NATO’dan şikayet eden, öteki gün NATO’yla işbirliğini derinleştirmek için yanıp tutuştuğunu ilan eden bu ilkesiz iktidarın “Suriye halkının dostu” olduğunu asla düşünmeyin. Sömürü üzerine kurulu toplumsal sistemlerin emperyalizme karşı direniş ekseni oluşturduğu iddialarına gülün geçin, bu yalanları vaaz edenlere güvenmeyin. Rusya’da, Hindistan’da, Brezilya’da, İran’da ezenler ve ezilenler var ezenlerin iktidarından “bütün dünyanın ezilenlerine dost” çıkmaz. ABD’ye rakip çıkar, rekabet nedeniyle geçici süreliğine dengeleyici tavır çıkar ama güven verici bir uluslararası politika çıkmaz.

Afganistan işgaline destek veren, ABD’ye üs sağlayan Rusya, Suriye’yi kaderine de terk eder. Çıkarlarını garantiye alırsa…

Ezenlere asla güvenmeyin, “kime güveneceğiz” diye de düşünmeyin.

Ezilenler her zaman daha kalabalık, daha çok ve son tahlilde daha güçlüdür. Ve en önemlisi onlar haklıdır.

Ezilenlerin gücüne güvenin, gerisine asla!