Ergenekon'da İşlem Tamam!

Basından öğreniyoruz. Yalnız biz değil, sanık avukatları, müdahiller ve büyük olasılık mahkeme heyetinin bazı üyeleri de...

İkinci iddianame hazırmış. Mutlaka başka şeyler de vardır ama AKP basını yeni dosyada iki önemli iddianın olduğunu hemen müjdeleyiverdi. Cumhuriyet mitingleri, emekli paşalar tarafından "AKP'yi düşürmek" amacıyla düzenlenmiş ve Ergenekon ile PKK arasında derin bir ilişki varmış.

2007 seçimleri öncesini hatırlayın... Baharla birlikte, Türkiye hiç alışkın olunmayan büyüklüklerde mitinglere tanık oluyor, "cumhuriyet yanlıları" AKP'ye meydan okuyordu. Mitinglerin önemli özelliği "sahipsiz" izlenimi vermesiydi. Öne çıkan örgütlerin boyu bu çapta organizasyonlara yetmiyordu, Tuncay Özkan ve benzeri figürlerin de bu kalabalıkları taşıması söz konusu değildi. Evet, ortada hükümete dönük yaygın bir tepki vardı ama bu tepkiyi derleyip toparlayan, "devlet" refleksiydi.

Bunu o zaman da defalarca yazdık, "neden mitinglere katılmıyorsunuz" diye soranlara üç sıkıntıdan söz ettik: Bu mitingler baskın bir orta sınıf karakteri taşıyordu, Kürtleri dışlıyordu ve üçüncüsü "devlet parmağı" gün gibi açıktı.

"Kara çalmayın" diyenler çıkıyordu ama Türkiye'yi biraz olsun tanıyan herkes biliyordu ki, işin içinde emekli üst düzey komutanlar var, yarı resmi-yarı sivil örgütlenmeler var, toplumsal dinamiklere yön verme amacıyla yıllar öncesinden hazırlanmış mekanizmalar var...

Ergenekon iddianamesinde bu mitinglerin "darbe" amacıyla düzenlendiği ileri sürülüyor. Ya da darbeye ortam yaratmak için...

Benim iddiam ise hep aynıdır: Bu mitinglerin arkasındaki güç hükümet üzerinde baskı kurmak dışında bir amaçla hareket etmemiştir. En büyük hedef "Cumhurbaşkanlığı makamını korumak"tı, hükümeti düşürmek gibi bir niyet dahi söz konusu değildi.

Olsaydı...

Üç büyük kentte belli aralıklarla o sayılarda insan toplanacak ve ülkedeki siyasi dengeler değişmeyecek! Eski sosyalist ülkelerde CIA-KGB ortaklığı birkaç binlik görevliyle işi bitirdi. Soros renkli devrimlerini yüz binlere değil, para ve alkol dağıtılmış orta ölçekli gruplara yaptırdı.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, bu büyüklükteki gösterilerin öngörülen sınırların ötesine geçen sonuçları olur. İddianamede yoktur ama bilinmelidir ki, Cumhuriyet mitinglerinin belli sınırları aşmaması için en büyük çabayı mitinglerin görünmeyen devletli aktörleri gösterdi. Polise pek az iş bıraktılar. 500 bin kişi Tandoğan'dan Meclis'e doğru yürüyüşe geçseydi ve hükümetin istifasını isteseydi ne olurdu?

Buna darbe mi denirdi?

Çok değil, bir yıl kadar sonra darbe karşıtı platformlar kurup AKP'ye arka çıkanlar hükümeti savunmak için kendilerini yine ortaya atarlar mıydı?

Bunu bilemem... Ama o zamandan bildiğim, "halk korkusu"nu her şeyin üstüne koyanların planladığı bu mitinglerin son derece kontrollü geçeceğiydi.

İddianamede eğer bu mitinglerin darbe için yapıldığı yazıyorsa gerçekten, bu fazlasıyla "abartılı"dır. Bu mitinglerin AKP'yi düşürmek gibi bir amacı bile yoktu.

Peki ne oldu? AKP ve de ABD bu kararsızlığı iyi okudu, emekli subaylara "yapın arkanızdayız" diyen kritik noktalardaki sivil-asker bürokratları bir dizi hamle ile sindirip, korkuttu. Zaten "ya işin içine halk girer ve olayları dizginleyemezsek" diye kaygı duyanlar hemen geri adım attı ve bazı emekli paşalar Ergenekon sürecine terk edildi. Kontrgerillanın "toplum mühendisliği" ile ilgilenen birimleri de sessiz sedasız el değiştirdi.

Şimdi ikinci iddianamede kedinin fare ile oynadığı gibi oynayacaklar.

Öbür meseleye gelince...

Ergenekon'un PKK ile ilişkisi...

Kimin kiminle ilişkisi olduğunu, bunun ayrıntılarını bilemeyiz. Burada kritik olan, şu anda ABD'nin Kürt açılımı için devletle ya da devletin bir kanadıyla PKK arasında ilişki icat edilmesi gerektiğidir. Bir biçimde bir ilişki varsa, buna yoğunlaşılmalı, spotlar bu ilişkiyi göstermeli... Yoksa, var edilmeli! O kadar itirafçı, ajan, provokatör ne için beslendi?

Kürt sorunu "eski" devletle PKK arasındaki gizli ittifaka dayandırılacak, ittifakı bozduk, sorun morun kalmadı denecek!

Ayrıntıların bir önemi yok. AKP'ye "sonuna kadar gitsin" diyenlerin ne yapacağını merak ediyorum. Şimdilerde "bizim MHP ile bir işimiz yok, sorunumuz AKP ile" diye açıklama yapmaktalar düne kadar hükümetin örtülü ortağı gibi davranıyorlardı.

Ne demeli, Genelkurmayın mitinglerle "ayar" girişimi tutmadı ama galiba Türkiye'de kimsenin ayarı tutmuyor!

[email protected]