Elektrikler kesik

İstanbul soğuk… Ankara soğuk… İzmir soğuk… Büyük kentler soğuyunca, Türkiye soğuğu fark ediyor. Kar mizahı başlıyor, kara mizah da eksik olmuyor.

Van’da ise, soğuğun soğuğunda insanlık yerlerde sürünüyor.

2011 depreminden sonra yaşamını konteynerlerde sürdürmek zorunda kalanların elektriğini kestiler. Donsunlar diye… Ya da sığındıkları konteynerleri terk etsinler diye… Aynı kapı… Terk edip donsunlar diye!

Konunun sürüyle alt başlığı var.

Bir tanesi, Van ve civar illerde elektrik dağıtım işini yapan Van Gölü EDAŞ’ın özelleştirilmesi ile ilgili.

EDAŞ ya da ZırtAŞ, bir şey değişmiyor. Özelleştirmeci zihniyet ve “özel sektör”ün insana, toplumsal yaşantıya bakışı belli.

Van’da valilik “barınma hakkı”nı savunan ve konut isteyen ailelerin yaşadığı konteynerlerin elektriğini Ağustos’ta kesti. Ne zaman? Tam elektrik dağıtımını üstlenen Van EDAŞ’ın Türkerler Holding’e devri için hazırlıklar sürerken.

Hükümet hem “konut isteyen” ailelerden kurtulmak istiyor, hem de EDAŞ’ı alan şirkete pürüz devretmek istemiyor!

Dört dörtlük sermaye hükümeti işte.

Sonuçta depremzedelerin elektriği kesildi, Türkerler Holding EDAŞ’ı 118 milyon dolara bünyesine kattı. Ve 4 Ekim’de işlem tamamlandı.

Devir töreninde, EDAŞ’ın yeni patronları, abonelerin geriye dönük borçlarından 240 milyon liralık bölümü tahsil etmeyeceklerini “müjdeledi”. Kaba bir hesapla, EDAŞ’ı yutmak için verilen rakamla eşdeğer bir para bu!

Yani, abonelerin Van EDAŞ’a olan borçlarının sadece faizleri bile özelleştirme bedelini karşılıyor! Yani, AKP “sen şu şirketi devral ben sana bütün alacaklarımı da devredeyim, gülü güle harca” diyor.

Bu arada kış bastırıyor. Elektriksiz konteynerlerde hayat iyice zorlaşıyor. “Sayaç da koyun ama elektriğimizi bağlayın” talebine yanıt yok!

Belediye, “bağlayın, ben ödeyeceğim” diyor, ona da hayır.

EDAŞ topu valiliğe, valilik topu taca atıyor. Çünkü AKP iktidarı, gerçek toplumsal projelere kaynak ayırmayı israf sayıyor. Konut hakkını, yoksul insanları ömür boyu borçlandırma vesilesi olarak görüyor. Sadakayı reddedip, “insanca barınma” talebinde bulunanlara “ölün” diyecek kadar da zalimleşiyor.

Ekonomi özelin elinde, iktidar özelcinin elinde olunca, her başlıkta aynı sorun ortaya çıkıyor. Van’da ya da Edirne’de yoksul, aç ya da evsiz kalan birilerinin varlığı, çok açık ki bir sistem sorunu. Yok efendim, insanlar tembelmiş, sorumsuzmuş, eğitmsizmiş… Geçin bunları.

Eğitim, sağlık, barınma, ısınma, ulaşım…

Bunlar en temel haklar. Ama bu hakların karşılanması için eşitlikçi bir sistem gerek. Her şeyi özele yontan bir sistemde “sosyal devlet” olmaz, olursa göz boyamak için olur.

Çok basit… Elektrik dağıtımını özel şirkete devrediyorsan, toplu ulaşımı özelleştiriyorsan, özel okullar açıyorsan, sağlığı ticarileştiriyorsan, Van’da insanları soğuğa terk edersin. Sistem bunu emreder.

“Bu nasıl iş” diye kafasını kaldırana da, gelsin devletin kudretli elinin müdahalesi…

Gerçekten kahrolsun bu sistem. Kahroluncaya kadarsa, şu konteynerlere elektrik versin!