Dünya yeni bir paylaşımı kaldırmaz

Kemal Okuyan'ın “Dünya yeni bir paylaşımı kaldırmaz” başlıklı yazısı 31 Ocak 2013 Perşembe tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “Avrupa Birliği oyalıyor, bizi Şangay Beşlisi’ne alsanıza” sözlerinin ciddiyetsizliğini Alper Birdal geçenlerde pek güzel yazdı. Örgütün adını bile yanlış söyleyen bir Başbakanımız var.

Ancak Şangay muhabbetinin yalnızca zevzeklik olduğunu düşünmemek gerekiyor.

İşin gerçeği, dünyanın bütün egemenleri, büyük bir hesaplaşmaya hazırlanıyor. Yaklaşmakta olduğu varsayılan yeni bir paylaşım kavgasına…
Aslında bu kavga sürüyor. Ancak henüz kontrol altında, henüz keskinleşmiyor. En önemlisi, uluslararası aktörler henüz mutlak bir saflaşma içinde görünmek istemiyor. Herkes, hazırlık yaparak, dünyayı altüst edeceği varsayılan bir döneme mümkün olduğu kadar güçlü girmek istiyor.
Türkiye’nin yönetici burjuva sınıfı, bir yandan risk almaktan kaçınıyor, öte yandan AKP’nin “büyük oynama tutkusu”nun peşinden gidiyor. Üstelik AKP bu tutkuyu sermayeyi ihya, emekçiyi perişan eden düzenlemelerle cilalamayı bildiğinden, büyük tekellerden başlayarak patron tayfası halinden pek memnun.

Kısacası, ekonomik olarak bölgede oldukça aktif, özgüveni yüksek bir burjuva sınıfımız var.

Böyle bir Türkiye’nin yalnızca ABD planlarının uygulayıcısı olduğunu, kendine ait hesaplar içine girmediğini söylemek mümkün mü?
Yolunu açmak için, ABD’nin çıkarlarına hitap eden ama aynı zamanda ABD’ye kendi projelerini de sunan bir ülkeden söz ediyoruz. Fırtına öncesinde mümkün olduğunca mevzi elde etmeye çalışan, hak, hukuk, adalet tanımayan bir iktidar tarafından paylaşım kavgasına şimdiden sokulan bir Türkiye’den…

Zamanın aleyhine işlediğini kavrayan ABD yönetimi, dünyayı sürekli olarak yeniden ve yeniden dizayn ederek hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor. Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti ise bu dizayn çabalarını erteleme ve kendilerini dışarıda tutma arayışında yıllardır.
Ancak unutmayalım, herkes kendi zengin sınıflarına çalışıyor son tahlilde.

Söz konusu olan iki farklı toplumsal sistem değil, kapitalizm her yerde!

Kapitalist ülkeler birbirleriyle ne dost olabilirler ne de mutlak anlamda düşman. Bu nedenle bir ittifak sistemi ortadan kalkar, yerine diğeri geçer. Pazarlıklar, pastadan en büyük payı alma kaygısı ya da kendini koruma güdüsü ile yürütülür.

Herkes gücü oranında yer kapmaya çalışır.

Belli ki, dünya ABD, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin’in başat aktörler olarak öne çıkacağı bir paylaşıma doğru gidiyor. İngiltere, Hindistan ve Brezilya da bu sürecin kritik unsurları olacak. AKP, ABD’siz bir hiç haline gelir, evet. Ancak bugünün dünyasında herkes biraz ortalıkta dolanmak, nabız yoklamak, alt ittifaklara gitmek durumunda. Erdoğan da bunu kendince yapmaya çalışıyor.

Doğrusu, insanlığı bu gözü dönmüş sömürücülerin paylaşım kavgasına terk etmemek ve çoğunluğu oluşturan emekçi halkların dünyayı yağmalayan ve yok etmeye çalışan bu artı-değer hırsızlarının topunu alaşağı etmek için uğraşmak.

Emperyalizme karşı mücadele, emperyalist hegemonya mücadelelerine karşı da mücadele anlamına gelir. Bugünün saldırgan gücü ABD’yle mücadele, Rusya’nın petrol baronları kasalarını doldursun diye verilmemeli ülkemizin bağımsızlığı için kavga, yerli patronlar işçilerin kanı ve teri üzerinde zenginleşsin diye sürdürülmemeli...

Zaten bilelim ki, insanlık bir paylaşım savaşını daha kaldıramaz!