Biz ve onlar

Bugün 10 Eylül 2014. Mustafa Suphi ve arkadaşlarının Türkiye Komünist Partisi’ni kurmalarının üzerinden 94 yıl geçmiş.

Yarın 11 Eylül 2014. CIA destekli faşist general Pinochet’nin Şili’de sosyalist Allende hükümetini devirmek için harekete geçtiği uğursuz günün 41. yıldönümü.

Ertesi gün 12 Eylül 2014. Bir başka CIA destekli faşist general Kenan Evren cuntasının Türkiye’yi karanlığa gömen darbesinin 35. yılına gireceğiz.

Arada takvim yapraklarında bir yıldönümü daha var. CIA desteğinden hiç mahrum kalmamış İslamcı bir örgütün, Amerika Birleşik Devletleri’nin eline sağa sola saldırmak ve “batı dünyası”nda özgürlükleri biraz daha tırpanlamak için bahane tutuşturan “fantastik” eylemleri 11 Eylül 2001’de gerçekleşmişti.

Mustafa Suphi, genç Sovyetler Birliği’nin dostu, yoldaşı olduğunu hiç gizlemedi. Birçok şeyi orada öğrendi, orada yaşadı.

Ama kökü dışarıda değildi. Her ulustan ezileni kardeş bilirken, yurdunu sevdi. Anadolu’da emperyalizme karşı mücadele sürerken, “gitme uyarıları”na aldırmadı, ülkesine geçti. Ölümüne…

Kökü dışarıda değildi!

Pinochet alçağı ise CIA olmasa bir hiçti. Tanıyanlar hesapçı, ikiyüzlü, nemrut bir herif olduğunu söylemekte. Batılı kaynaklar bile, “ABD’nin örtülü operasyonuyla iktidara gelmiş diktatör” yazıyor onun için. Aynı ifade, 12 Eylül darbecileri için de kullanılıyor. Kenan Evren, “bunların kökü dışarıda” diye devrimci gençleri hedef gösterirken biliyor muydu acaba tarihe “kökü dışarıda darbecibaşı” olarak geçeceğini!

11 Eylül’ün gizemli kahramanları… El-Kaideciler, Talibancılar, Nusracılar, IŞİD’ciler… Kökleri nerede acaba! MOSSAD, CIA, MİT… Irak’tan başlayarak, Suriye ve Lübnan’ı içine alan geniş bir coğrafyada İslam devleti kuracaklar. Cümle alem biliyor ki, kökleri İsrail, ABD, Türkiye başta olmak üzere, istihbarat servislerinde.

Herkes biliyor ama örtülü.

Çünkü onlar tıpkı ABD parasıyla fingirdeşip milliyetçilik taslayan darbeci generaller gibi, “açık”, “çıplak” oldukları anda biteceklerini biliyorlar. Kolay mı, haçlı ordularının yardımıyla cihad ilan etmek! Nasıl kandıracaklar Gebze’deki, Kilis’teki, İskoçya’daki, Beyrut’taki genci?

Oysa Allende, gerçek bir Şilili olarak hiç ama hiç gizlemedi, Küba halkı ve önderliğiyle ilişkilerini. Bir komünist, bir yurtsever olarak Mustafa Suphi Bolşeviklerle girdiği ilişkiden, onların yardımlarından gurur duydu.

Allende’yi “Moskova uşağı” diye deviren Pinochet’nin ülke ekonomisini emanet ettiği ekibe Şikago Oğlanları, Chicago Boys deniyordu. Allende vatan haini, Pinochet ise vatanseverdi!

Boys… Seviyorlar bu tanımı! Amerikalıların “Bizim Oğlanlar” dediklerinden Kenan Evren’in ekonomi yıldızı ise Turgut Özal’dı. Allende hükümeti Şili’de eşitsizlikleri yok etmek için kolları sıvamışken, o Dünya Bankası’nda uluslararası tekellere kaynak yaratıp göbek büyütmekte, daha sonra darbe yönetiminde işçi sınıfına kan kusturmak için deney biriktirmekteydi.

Bugün 10 Eylül. İçimiz rahat.

Başarı kadar, sürüyle hataya, başarısızlığa imza atmış olabilir komünistler, devrimciler. Ama hiç değilse karanlıktan güç almadılar, kirli ilişkilerden beslenmediler.

Mustafa Suphi, Salvador Allende… Tarihin Eylül sayfalarında gezinirken bizim taraftan iki isim.

Pinochet, Evren, Bin Ladin… Bu da öbür tarafın oğlanları!