At bakalım, at bakalım...

Suriye yönetimi sürekli olarak düzenlenecek bir saldırının öngörülmeyen sonuçları olacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Buna hakları var, saldırya uğrayacak onlar. Bu uyarılardan, saldırıya ortak olmayı düşünen bölge ülkeleri de payına düşeni alıyor. Hoş, basınımız bunları çarpıtarak, halkı Suriye’ye kışkırtıcı bir biçimde yansıtıyor ama yine de şunu söyleyebiliriz: Şam yönetimi, saldırının yanıtsız kalmayacağını ısrarla vurguluyor.
Bunun gerçekte karşılığı olur mu, kimse kestiremez. Ama uluslararası hukuk açısından da kamuoyu algısı açısından da, bir ülkenin kendi topraklarına saldıranlara yanıt vermesi meşru. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının çoğunluğu da bunu biliyor ve “haksız” bir savaşa alet olmak istemiyor. Onlara göre de Türkiye’nin Suriye’ye karşı şimdiye kadar sürdürdüğü düşmanca tutum, açık bir saldırı biçimini alırsa, Suriyelilerin buna yanıt vermeye hakkı vardır!
Tartışılan, iki ülkenin savaşmasıdır, korkulan da budur.
Tayyip’e göre ise önemli olan, kimin üstün geleceğidir!
“Biz hazırız” demiş ve alay edercesine sormuş: “Acaba Suriye hazır mı?”
NATO’ya “müdahale edelim” diye yalvar sağdan soldan Patriot bataryaları toplayarak kendini güvence altına almaya kalk İsrail’den Fransa’ya, İngiltere’den ABD’ye, nerede dünyanın zalim devleti varsa onlarla birlik ol, iki yıldır her tür kalleşliğin kurbanı olan bir ülkeye efelen halk korkusundan her yere koruma ordusuyla git, sonra da “hazırız” de!
İyi numara.
Ancak unuttuğu birkaç şey var:
İşgalciler her zaman kaybeder, bu bir.
Suriye halkı, dış müdahaleye karşı savaşırken burada insanlar anlamsız, haksız ve gereksiz bir çatışmaya gönülsüz olacak, bu iki.
Öncü depremleri hissetmeye başlayan ekonomide güçlü sarsıntılar tetiklenecek, bu üç.
Türkiye, stratejik bazı noktaları vurma yeteneği olan bir ülkeyle savaşmanın gerilimini yaşamaya başlayacak, savaşla arasında ciddi psikolojik mesafeler olan toplum büyük bir travma yaşayacak, bu dört.
Savaş, Türkiye’nin içindeki sorunları patlama noktasına getirecek, bu da beş.
Bunlara gerçekten hazır mı?
Yoksa ABD ve İsrail’in ateş gücüne mi güveniyor da “nasılsa benim arada fırsatçılık yapmam göze batmaz” diye mi düşünüyor?
Herhalde. Halk da bunu bildiği için, dışarıdan sloganlar gelmeye başladı:
At bakalım, at bakalım, savaş narası at bakalım üsleri kapa, NATO’yu bırak delikanlı kim bakalım!