Ali İsmail...

Türkiye gericiliği Ali İsmail Korkmaz ile girdiği her kavgayı kaybeder. Eskişehir’de kaybeder, Kayseri’de kaybeder. Davayı, mahkemeyi Fizan’a taşısa yine kaybeder.

Dünkü duruşmada yaşananlar bu yenilginin tescillenmesidir. Davanın kaçırılması, sonra da terörize edilmesi ilk kez yaşanmamakta, artık rutine bindirilmiş bir uygulama olarak görülmektedir. Fark şuradadır, sivil-resmi katillerin yargılanması, Ali İsmail’in kendisini öldürenleri rezil ettiği, onları rezil ettikçe yüceldiği ilginç bir sürece evrilmektedir.

2 Haziran 2013 gecesi alt edemedikleri bir gencin bedeni üzerinde tepinirken yenilmişlerdi. Ali İsmail sonra kâh sokakta, kâh tribünde, kâh bir duvar yazısında ezdi geçti onları. Gülümsediği fotoğrafla, ailesiyle, arkadaşlarıyla… Halkıyla!

Mahkemede sanıkların ifadelerini okuyorsunuz. Ali İsmail’in verdiği fotoğraf bir tarafta, diğer tarafta ezik, yalancı, titrek bir toplam.

En fazla “ben görevimi yaptım”!

Neden “ben çapulculara karşı vatan savunması yapıyordum” diyemiyorlar acaba? “Başbakana karşı faiz lobisi darbe yapıyordu, elbette karşı koyacaktık” deseler olmuyor mu?

Ah bir deseler!

Ali İsmail, gülümseyerek dövecek onları ve bizzat diktatörü.

Bunu bildiklerinden Kayseri’ye… Belki Ali İsmail siner, insaflı davranır diye az-çok güvendikleri bir kente… Eli silahlı yandaşların eşliğinde…

Sonra da “bilmiyorum”, “haberim yok”, “karanlıktı göremedim”, “tanımam”…

Ağzından salyalar saçarak halkla savaşan bir diktatörün kadroları bunlar. “Vurun kahpeye”ciler olduğu gibi, “bir tekme de ben atayım” diyenler de var içlerinde. Bilmiyorlar doğru, hiçbir şey bilmiyorlar. Haberleri yok doğru, memlekette olup bitenden haberleri yok. Karanlıktı göremediler doğru, karanlıktalar görmeleri olanaksız. Tanımazlar doğru, Ali İsmail Korkmaz onları tanımaz, onlarla işi olmaz!

Toplanmışlar bir araya… Diktatör emretmiş, yüksek bürokrasi harekete geçmiş, bunlar da öldürmüş. Şimdi şaşkınlık içinde, “öldürdük ama kaybettik, neden acaba” diye bakınıyorlar.

Diktatör de “çaldık, çırptık, çok kazandık peki şimdi neden kaybediyoruz” diye düşünmüyor mu sanıyorsunuz?

Ali İsmail Korkmaz… Yanıt sende. “Benim yüzümden, bizim yüzümüzden kaybediyorsunuz” diyebilirsin, özgürce, huzur içinde.

Öbürleri kıvransın dursun. Her gün, kaybedecekleri bir kavgaya mecburlar artık.

Kendi tercihleri.

Ali İsmail Korkmaz, bu halk yıkılmaz!