AKP özgürlükçüdür!

Kemal Okayan'ın “AKP özgürlükçüdür!” başlıklı yazısı 30 Nisan Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

AKP özgürlükçüdür. Kesinlikle!

AKP dinselleşme için özgürlük ister, bu bir… AKP sermaye için özgürlük ister, bu iki…

AKP’nin özgürlükçülüğü buradan gelir.

Dinselleşme özgürlüğünün inanç ve ibadet özgürlüğüyle bir ilgisi yoktur. Zaten Türkiye’de AKP’nin önemsediği “inanç”la ilgili bir kısıtlamanın olduğu tamamen palavradır. Kısıtlama AKP’nin temsil ettiğini ileri sürdüğü inancın dışında kalanlarla ilgilidir. Aleviler ilk akla gelen… Kimsenin savunmaya cesaret edemediği ise yaşamını dinsel kurallara bağlı sürdürmeyenler. Sanıldığından daha fazlalar.

AKP’nin dinselleşmenin önündeki bütün engelleri kaldırmayı istemesi, tamamen siyaset ve hukuk alanı ile ilgilidir. Hükümet şimdilik insanları başka türlü inanmak ya da inanmamak konusunda özgür bırakmaktadır ama kamusal alanı kendi inanç sistemiyle şekillendireceğini ilan etmektedir.

Sermayenin de yeterince özgür olduğu söylenebilir. Doğrudur ama sermaye sınıfı hiçbir zaman tatmin olmaz. Sermaye yayılmak, genişlemek, her şeye yerleşmek ister. Hareket özgürlüğünü kısıtlayan yasal düzenlemelerden, ideolojik-siyasal engellerden kurtulmak ister.

Toplumsal yarar kavramından kurtulmak ister, sit alanlarından kurtulmak ister, yargı denetiminden kurtulmak ister, emeğin pazarlık gücünden kurtulmak ister, bilim insanının kontrolünden kurtulmak ister, vergiden kurtulmak ister, ister de ister!

Onun özgürlük anlayışı budur.

AKP’nin de…

Emperyalistlerin AKP’yi çok sevmesinin nedeni, bu partinin iki özgürlük alanını, yani dinselleşme ile piyasayı bir biriyle uyumlaştırdığı gibi, bunları emperyalist projelerle de örtüştürebilmesidir. Mükemmel bir tanım olan “uyumlu İslam” tam da budur.

AKP’nin özgürlükçülüğü bu kadardır.

Bu aynı zamanda AKP’den özgürlük çıkmayacağı anlamına gelir. Çünkü dinselleşme ve piyasa özgürlüklere karşıdır, sonuna kadar karşıdır.

Bu anlamda eşitlikçilik ve özgürlük birbirinin dışında iki olgu değildir, gerçek özgürlük, eşitliğin bir türevidir. Tersi geçerli değildir. Özgürlük alanından eşitliğe ulaşamazsınız!

Ulaşılacağı iddia edildiği için dinselleşmeye ve sermayeye sınırsız özgürlük tanıyan süreçlere sol eklemlenmekte bir sakınca görmemektedir. Yazık!

Bugünkü barış sürecinin sorunu barışla ilgisi olması değildir. Sürecin sorunu, motor gücünün bu iki özgürleşme başlığının olmasıdır.

Kürt siyaseti bu konudaki eleştiri ve kaygıları ciddiye almışa benziyor ama bunları gidermek için geliştirdiği söylemi tamamen çelen açıklama ve gelişmeler de hiç eksik olmuyor.

Çünkü…

Türkiye solcusunun önemli bir bölümünün ve Kürt siyasetinin, AKP özgürlükçülüğü ile özel bir derdi yok.

Birileri eleştirince hatırlıyor, biraz toparlanıyor, sonra yine bildiği gibi devam ediyorlar.