AKP mutlaka başaracak

Kemal Okuyan'ın “AKP mutlaka başaracak” başlıklı yazısı 13 Mart 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Bir insanın nasırına basmak, o insanın zayıf noktasını deşmek, bilerek canını acıtmak anlamına gelir. Sonrası belirsizdir. Nasırına basılan kişi sinip kabuğuna da çekilebilir , öfkeyle kendine zarar verenin yakasına da yapışabilir.

Nasır acır.

Bir noktadan sonraysa…

Duyarsızlaşabilir. Ölü doku kalınlaşır, bir zırh gibi kaplayıverir deriyi. Nasır bağlamak, bunu ifade eder. Nasıra basmak nasıl can acıtıcıysa nasır bağlamak da canın acımaması, hissetmemesi halidir.

Demek ki, nasırına basılan kişi, nasır bağladığı için tepki vermeyebilir!

Çok sevdiğim bir dermatolog (cildiyeci) dostum var, biliyorum yakalarsa beni lime lime edecek, “gel sana anlatayım şu nasır olayını” diyecek ama olmaz.

Ben bir toplumun nasırından söz edeceğim, kararlıyım!

AKP halkın nasırına basıyor sürekli. Bunu bilerek, isteyerek ve biraz da merakından yapıyor.

İşçiyi köleleştiren onca yasayı çıkararak ortada ne iş güvencesi ne gelecek güvencesi bırakmayıp, her tür hak aramaya karşı polisi, jandarmayı, özel güvenliği seferber ettikten sonra “çalışanları ezdirmedik” demek, nasıra basmaktır.

Her şeyi, doğayı, tarımı, emeği, kültürü, köylüyü tamamen yok edecek olan HES’lere, RES’lere, 2B’ye karşı çıkanları “terörist”likle suçlamak nasıra basmaktır.

“Ne evrimi, sen maymundan mı geldin” diye aptalca laflar ettikten sonra ilkokul kitaplarındaki penguenlere türban takmak, nasıra basmaktır.

Gerici ve her şeyi zenginlere yontan bir projeyi, “barış süreci” diye yutturmaya kalmak, nasıra basmaktır.

Yabancı dil bilmeyenleri dışişlerine danışman taklacıları, gazcıları içişleri bakanı atamak, nasıra basmaktır.

Gazetecileri içeri tıkıp “Erdoğan benim atam” diyen soytarıları “basın mensubu” diye cilalamak, sonra da “putları yıkıyoruz” diye kasılmak nasıra basmaktır.
İktidar işçinin, köylünün, aydının, sanatçının, öğrencinin sürekli nasırına basmakta, bundan büyük keyif almaktadır.

Kendi de merak etmektedir, bu halk ne zaman nasırına basılmış tepkisi verecek?

Oysa toplum epey bir nasır bağlamış durumda. AKP’nin darbelerini soğuran kalın bir tabaka var. Aslında her toplumda belli noktalar nasırlaşır, bizdeki biraz değil de bayağı nasırlaşmış, duyarsızlaşmış.

Olağan koşullarda beş para etmeyecek “yeni sahiplerimiz” ise, fırsat bu fırsat, önce küçük dürtüklemelerle başladıkları denemelerde sille tokat aşamasına geçmiş durumda.

İçlerinden “bak okkalı bir tokat patlattım ama sen farkında bile değilsin” diye alay ediyor, tekmeyi yapıştırıp, “neden vurdun” diye üste çıkıyorlar. Çok ama çok eğleniyorlar…

Bilmiyorlar… Toplumların hiçbir zaman hepten nasır bağlayamayacağını hesap etmiyorlar. Canlı, dipdiri bir dokuya denk gelebileceklerini düşünmüyorlar. Nasırın altında her düşmanlığı kaydeden bir kolektif hafızanın olduğunu hesaba katmıyorlar.

Halkın hiç umulmadık bir anda (ama aslında öngörülebilecek nedenlerle) ayağa kalkıp zalimlerin yakasına yapışabileceğini, haksızlıklara “yeter” diyebileceğini unutuyorlar. “Toplumun her tarafı nasılsa nasır bağlamış, üstüne de türban takalım, bu iş hallolur” diyorlar.

Yanılıyorlar.

1917’de üç yıl Almanlarla savaştıktan sonra Çarı deviren Rus yoksulları, “Halkın gazını aldık, şimdi savaşmaya devam etsinler” diyen Geçici Hükümet’in biletini yedi ayda kesivermiş, “derhal barış” diyen Bolşevikleri iktidara getirmişti. Anlayacağınız, halkın nasırına basılmıştı. Basanlar ne olduğunu anlamadı bile…

Ondan iki yıl sonra İngiliz, Fransız, İtalyan işgalcilere pek sesini çıkarmayan Anadolu insanı, işgalcilere Yunanlılar eklenince nasır bağlamadığını göstermemiş miydi? İşgalcileri ırkına, ulusuna göre tasnif etmek iyi bir şey değildi ama sonunda harekete geçip üzerindeki ölü toprağını kısmen de olsa atmıştı ya… Oysa İngilizler, “Bunu da kabullenirler” havasındaydı…

Tarihte egemenlerin, yönetici sınıfların hesapsız-kitapsız davranışına ve halkın hızla yükselen tepkilerine sayısız örnek gösterebiliriz.

AKP Türkiyesi de oraya gidiyor. Mutlaka başaracak, bulacaklar “nasır bağlamayan” noktaya basmayı. Ha gayret!