Zavallı bütçe yasası

Mecliste günlerdir 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası görüşülüyor. Bütçe yasaları, kaynakların hangi ilke ve kurallar doğrultusunda; kimlerin daha çok gözetilerek kullanılacağının öngörüldüğü belgelerdir. Bu nedenle de geniş kesimlerin ilgi odağında olması beklenir.

Öylesine yakıcı günlerden geçiyoruz ki; kimsenin bütçeyle uğraşacak hali kalmadı. Zaman zaman gazetelerde orta halli haber olabilmenin ötesine geçemiyor. Ayrıca 2017 bütçesinin bir başka özelliği daha var. Binali Yıldırım; “muazzam bir tasarruf bütçesi getiriyoruz” dedi. Kamuda çalışanlara, küçük üreticilere pek bir pay düşmeyeceği anlaşılıyor. Kimse bir şey ummadığı için ilgilenmiyor bile olabilir.

Çıkar sağlama yolları çeşitlendiği için bütçelerin önemi de azaldı. Artık daha çok doğa, kamu toprakları, kıyılar, kentler, madenler vb yağmalatılıyor.

Aslında bütçelerin ilgiyi hak edecek özelliği de kalmadı. Bütçede açıklık, samimiyet gibi ilkeler çoktandır unutuldu. AKP, istemediği bilgileri bütçenin bir yerlerine gömüyor, ulaşamıyorsunuz. Üstelik sorulduğunda yanıtını bilenin de olmadığı ortaya çıkıyor.

6 Aralık günlü 32. Birleşim tutanaklarından bir örnek vereyim: Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş’a, Cumhurbaşkanlığının kaç tane aracı var? Ne kadar ısınmaya harcanıyor? Ne kadar danışmanı var? Gibi sorular sorulmuş. Yanıt aynen şöyle; “Bunları bilmiyoruz. Ama kusura bakmayın arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı dediğiniz müessese de sizlerin bir müessesenizdir, bu milletin bir müessesesidir.”

Biraz daha sıkıştırılınca şöyle demiş; “…. başka bir ülkenin Cumhurbaşkanlığından bahsetmiyoruz arkadaşlar. Oradaki hizmetler neyi gerektiriyorsa bu hizmetlerin gereği yapılıyor……Allah aşkına böyle ikide bir Cumhurbaşkanlığıyla ilgili tahfif edecek anlama gelecek sorular sormayın.”

Bütçe yasaları, yasa dışı amaçlarla da kullanılıyor: Anayasada bütçelere bütçe dışında kurallar konulamayacağının öngörülmesine karşın, Devlet İhale ile Kamu Yönetimi ve Kontrol Yasalarının uygulanmayacağının öngörüldüğü maddeler koyuyorlar. İşte size yasa, yıl boyunca doyasıya uyguluyorlar, iptal edilse bile yıl bitmiş oluyor. Gelen yıl bütçesine yine aynı kurallar konuluyor, aynı şeyler yeniden yaşanıyor.

Bütçeler öyle savruk hazırlanıyor ki başlangıç ödeneğine eklenenler/düşülenlerle kimi kez %60-70’lere ulaşan sapmalar oluyor. Bu şu demek: Meclis İdareye, 100 liralık yol yapma yetki ve görevi veriyor, İdare bunun 70 lirasını başka yere harcıyor. 2015 yılı Kesin Hesap Yasa tasarısına göre bu tür aktarmaların tutarı 35 milyar liraya yaklaşıyor.

Sapma gerçeği bununla kalmıyor; 5018 sayılı Yasayla yasaklanmış olmasına karşın, gözde kuruluşların ödenek üstü harcamalarına göz yumuluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda en şanslı kuruluşlardan biri; 2015 yılında 3 milyar 558 milyon lira ödeneği vardı, 6 milyar 37 milyon lira harcadı. Yetkisiz olarak 2 milyar 500 milyon lirayı neden harcadığını kimse sormadı. Geçen hafta Diyanet İşleri Başkanlığının bütçe ve kesin hesabı görüşülürken AKP milletvekillerinin oylarıyla tamamlayıcı ödenek verilip aklandı.

AKP, fiili durumları yasalaştırmayı seviyor. 16 Kasım 2016 günü 6761 sayılı bir yasa çıkarıp 5018 sayılı Yasanın 21. maddesini değiştirdi. Bu yasaya göre bütçe ödeneklerinden %20’ye kadar olan sapma artık yasal. İlgili Kamu İdareleri, aktarmak istedikleri tertipteki ödeneğin %20’sine kadarını kimseye sormadan; kendilerine verilmiş bütçe ödenekleri toplamının %20’sine kadarını ise Maliye Bakanlığı’nın izniyle, başka tertiplere aktarabilecek. Küçük bir hesap yapalım: 2017 yılı bütçesi 717 milyar 825 milyon lira, %20’si 143 milyar 565 milyon lira ediyor. Buna göre 143 milyar lira büyüklüğünde bir tutar, Meclisin öngörmediği/izin vermediği yerlerde kullanabilir ve kimse bir şey söyleyemez, yasaya uygun.

Bütçenin denetlenemiyor oluşu da önemli bir olumsuzluk olarak karşımızda duruyor. Sayıştay, öyle bir duruma getirildi ki, yalnızca AKP’nin istediği denetim bulguları raporlara girebiliyor. Rapor Değerlendirme Kurulunda ince bir eleme yapılıyor ve istenmeyenler çıkarılıyor. Mecliste kimi milletvekilleri bu kurula; “Raporları Kuşa Çevirme Kurulu” adını vermiş. Denetçilerde çalışma isteği kalmadığı için artık kuşa çevrilmesine gerek bırakmayacak sığlıkta raporlar üretilmeye başlandı.

Sayıştay, Kamu İşletmeleri Raporlarını ise iki yıldır yayımlamıyor. Milletvekilleri bile ellerine geçmediğinden yakınıyor. Onun yerine 47 KİT bilançosunun birleştirilmesinden oluşan ve genel rapor diye adlandırılan garip bir metin sunuyorlar.

Zavallı Bütçe Yasası, ne hallere düşürdüler.