Türkiye Diyanet Vakfı'nın yurt dışı hizmetleri...

Diyanet İşleri Başkanlığı, 2010 yılında Yasası değiştirildikten sonra, yurt dışına da açıldı. Paydaşı olan, Türkiye Diyanet Vakfı da (TDV) bu değişime ayak uydurdu.
Bu değişim TDV’nin bütçesine şöyle yansıdı: 2010 yılında “yurt dışı dini, hayri ve eğitim hizmetlerine” 15 milyon harcamıştı; 2015 yılında 160 milyon liraya ulaştı.
Bu harcamalar, artık kimler veriyorsa, bağışlarla karşılanıyor.
Suriye için 2011’den bu yana 13,5 milyon; Filistin için 2008’den bu yana 35 milyon; Budistlerin saldırısına uğrayan Arakan’lı Müslümanlar için 12,5 milyon lira bağış toplamışlar.
Bu paralarla, camilerini onarıp tefriş ediyorlar; su kuyuları açıyorlar; giyecek, yiyecek dağıtıyorlar. Filistin’de jeneratör bile almışlar.
Topladıkları bağışları yardım malzemesine dönüştürürken birilerine çıkar sağlıyorlar deyip TDV’yi peşinen suçlamak elbette doğru değil ama bu malzemeleri kimlerden hangi fiyata aldıklarını; gerçekten dedikleri miktarda alıp almadıklarını o ülkelere hepsini gönderip göndermediklerini güvenilir bir kurum denetleyip raporunu toplumla paylaşmadıkça kuşkulanmak en doğal hakkımız. Çünkü AKP’nin yolsuzluk karnesini biliyoruz.
Bu paraları yalnızca yardım malzemesi almakta kullanmıyorlar. Eğitim de veriyorlar.
TDV 2016 Tanıtım Broşüründe, Azerbaycan; Somali; Pakistan; Malezya; Bengaldeş gibi 11 ülkede lise ve üniversite düzeyinde eğitim verdikleri yazılı. Haiti’de bile öğrenci okutuyorlarmış. Bu okullarda şu anda 3.635 öğrenci varmış, 5.201 öğrenci de mezun olmuş.
Bir de yurtdışından yabancı öğrenci getirip Türkiye’de din eğitimi verdikleri var. Uluslararası İmam Hatip Lisesi Öğrenci Programı; Uluslararası İlahiyat Öğrenci Programı; Uluslararası Konuk Öğrenci Programı gibi adlar altında 108 ülkeden 2.400 öğrenciye eğitim veriyorlarmış. Geçtiğimiz yıllarda bu programlardan 1.856 kişi mezun olmuş ve tanıtım broşüründe yazdığına göre döndüklerinde bunlar; “memleketlerinde önemli vazifeler üslenmişler.”
Bunun yanısıra 14 ülkeden gelen 695 gurbetçi çocuğuna da 6 ilahiyat fakültesinde eğitim veriyorlarmış.
Nasıl bir eğitim verdiklerini, TDV’nin 2016 yılı tanıtım broşüründeki mezuniyet törenini gösteren aşağıdaki resim yeterince açıklıyor.


 
Suriye’li kardeşlerimizi de unutmamışlar; “ülkemize sığınan genç kardeşlerimizin ve çocuklarımızın ellerinden tutabilmek, onları ilimle, irfanla ve kültürle buluşturacak projelere imza atmak istiyoruz” diyorlar. Bu çerçevede Ankara, Antep ve Urfa’da 17 okulda toplam 13 000 öğrenciye din eğitimi veriyorlarmış.
Bu yardımları yaparken Peygamber Efendimiz zamanındaki Ensar Muhacir kardeşliğini esas aldıklarını özellikle vurgulamışlar.
Sözünü ettikleri kardeşliği biraz açmak gerekiyor: Mekke’nin fethine kadar geçen sürede, ailesini; malını; mülkünü, Mekke’de bırakarak Medine’ye göç eden Müslümanlara muhâcir; muhacirlere yardım eden Medineli Müslümanlara da Ensar deniyor. Peygamber efendimiz Medine’ye geldikten 5 ay sonra muhâcirlerle ensarı kardeş ilân etmiş.
Bizler Tayyip Erdoğan’ın düşmemek için Suriye kozunu kullandığını sanırken bakın aslında ne güzel şeyler düşünüyormuş.
TDV’nin yurtdışına yönelik yürüttüğü ilginç bir kampanyası daha var, adı; “Hediyem Kur’an olsun”
Haziran/2015’de başlatılan proje uyarınca, hayırseverlerden, yurtdışında dağıtılmak üzere, 180 farklı dilde Kur’anı Kerim meali kitabı bağışlamalarını istiyorlar.
TDV Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı Mazhar Bilgin’in şükranlarını bildirmesine bakılırsa bu kampanyaya belediyeler büyük ilgi gösteriyor.
Proje iyi tasarlanmış ve başarılı biçimde yürütülüyor. Ocak/2016’da 2 milyon 490 bin lira değerinde 213 bin Kur’an bağışlanmışken iki ay sonra; Mart/2016’da toplam değeri 4 milyon lira değerinde 345 bin adet olmuş. Bunların yalnızca 27 bin adedi yurt içinde dağıtılmış, kalan 318 bini yurt dışına gönderilmiş.
Dağıtmak için hiçbir güçlükten çekinmedikleri anlaşılıyor. Avustralya’nın doğusunda binlerce kilometre uzaklıktaki Yeni Kaledonya’ya, Fransa aktarmalı 20 saat süren uçak yolculuğuyla gidip Fransızca mealli 100 (yazıyla: yüz adet) Kur’an götürmüşler.
Ne diyelim: yolları açık olsun