Tüketiciyi koruma yasanız hayırlı olsun

7 Kasım 2013 günü Meclis’te Tüketicinin Korunması Yasası kabul edildi. Cumhurbaşkanı imzalarsa 6 ay sonra yürürlüğe girecek. Tam olarak yürürlüğe girmesi için 24 yönetmelik çıkarılması gerekiyor. Böylelikle AKP’ye kural koyma yetkisi tanınıyor.

Tüketiciyi koruma amaçlı 1995 yılında çıkarılmış, 4077 sayılı bir yasa vardı. 41 maddeden oluşuyordu. 2003, 2004, 2007, 2008 ve 2011 yıllarında çıkarılan yasalarla, kimileri birden çok olmak üzere 43 maddesinde ek ve değişiklikler yapılmış ve neredeyse değişmeyen hiçbir maddesi kalmamıştı. Yasayı bu kez bütünüyle yenilediler. Yasa dediğiniz ne ki? Temel Yasa olarak belirleyip, 30’ar maddeden oluşan 3 bölüme ayırdılar 89 maddeyi, 6 ve 7 Kasım günlerinde görüşerek 2 gün içinde çıkardılar.

Yeniledikleri yasayla bankalar ve tekellere yeni müjdeler veriyorlar. TMMOB, TTB gibi örgütleri Reklam Kurulu’ndan çıkardılar ve kamudan temizlenmesi operasyonunda bir adım daha attılar sigorta şirketlerine ise yeni müşteriler geliyor. Tüketicilerin yararına olabilecek en önemli düzenleme ödemenin geciktirilmesi durumunda bileşik faiz uygulanmasının yasaklanmış olması. Bunun dışında tüketicinin işine yarar pek bir şey yok.

Ama en büyük koruma, bankacılık sektörüne getirildi. Bankalar, tüketiciden çeşitli hizmetler karşılığında faiz dışında komisyon ve benzeri adlar altında 60 farklı kalemde ek ücret alıyor. Ek ücretlerin toplamı 2012 yılında 27 milyar liraya ulaşmış ve bununla bütün genel giderlerinin yüzde 65’ini karşılamışlar. Tüketiciler kendilerinden yasalara aykırı olarak ek ücret alındığını öne sürerek yargıya başvuruyor ve yargı kararlarıyla geri alıyordu. Bu olanak ortadan kaldırıldı. Çünkü yasallaştırıldı. Hangi hizmetlerin ücretlendirileceğine, Bakanlığın da görüşünü alarak BDDK karar verecek. BDDK, Bakanlık görüşüne uymazsa ne olacak sorusuna Hayati Yazıcı’nın verdiği yanıt, aynı zamanda üst kurullara ne gözle bakıldığını da gösteriyor: “Hükümetle kamu yönetimi, devlet bir bütündür. Bunlar, çalışırken ayrı ses çıkarmaz.”

Gümrük ve Ticaret Bakanı ek ücret alınmasını “Kimseye angarya yükleyemeyiz, serbest piyasa ekonomisinin kurallarını uyguluyoruz” sözleriyle savundu. “Hiç olmazsa ilkeler koysaydınız, tarife belirleseydiniz” yakınmalarını ise “Bütün bankalar uygulamaya kalkar ve tüketici zarara uğrardı” sözleriyle karşıladı. Rekabetle, bu sorun daha kolay çözümlenirmiş. Demek ki, bu yasadan önce rekabet yokmuş.

Torba yasa olgusu iyice meşrulaştı. Bakan, dövizle borçlananların mağduriyetlerini “bundan sonra herhangi bir kanuna monte etmek suretiyle” çözeceklerini söyledi. Muhalefet milletvekillerinin de hiç itirazı yok. MHP’li bir milletvekili bir önerge verdi ve önerdiği değişikliğin “bu yasayla ya da bundan sonra gelecek ilk torba yasada” yapılmasını istedi.

“Tekeller korunuyor” demiştik. Telekom, elektrik, doğalgaz dağıtım şirketlerinin haksız uygulamalarını önleyecek düzenlemeler bu yasada yer almıyor. Üstelik bir malın ya da hizmetin alınmasının, bir başka malın alınması koşuluna bağlanamayacağı kuralı yalnızca ticaret ile uğraşanlarla sınırlandırıldı. Tüccar değilseniz, internet bağlatmak için telefon almak zorunda kalabilirsiniz.

Yeni yasayla, “Bina tamamlama sigortası” adlı bir sigorta türü geliştirilmesinin öngörüldüğü anlaşılıyor. Yapı ruhsatı almadan maketten satış yöntemiyle bir daire almışsanız bu sigortayı yaptırmak zorundasınız. Biliyorsunuz AKP, sigorta kavramına tasarrufların artırılması mantığıyla yaklaşıyor.

Reklam Konseyi’nin üye bileşimi de değiştirildi. Katılımcılığın nimetlerini dilinden düşürmeyen AKP, reklam kurulu üyeliğinden TMMOB, Türk Tabipler Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Eczacılar Birliği gibi örgütleri çıkardı. Bakan çok sayıda üye olduğunu, seyreltilince verimli ve etkin çalışma ortamı oluşacağını söyledi. Seyreltmeye neden bürokratlardan başlanmadığı sorusunu ise yanıtlamadı. Teknik ve bilimsel değerlendirmeyi bundan sonra bürokratlar yapacak, tüketicinin kandırılıp kandırılmadığına rahat rahat karar verecekler.