Torbadakiler

Cumhurbaşkanı’nın önünde 6495 sayılı bir Torba Yasa imzalanmayı bekliyor. “Yasayı çıkarmadan tatile çıkmak yok” denildiği için Meclis, 10 gün boyunca sabahlara değin çalışmıştı. Genel Kurul’a geldiğinde 76 maddeydi, 12 Temmuz 2013 günü iki geçici maddeyle birlikte 105 madde olarak yasalaştı. Temel Yasa olarak görüşülen bu Torba Yasa ile 140’ın üzerinde yasada değişiklik yapılıyor. Kabul edilen Yasa, ancak bir haftada derlenebildi ve 19 Temmuz günü Meclis’in internet sitesinde yayımlanabildi.

Basın bu yasaya birçok nedenle epeyce ilgi gösterdi. Özellikle sürücü ehliyetlerinin değiştirilmesi zorunluluğu getirilmesi ve alınacak paralarla milyarlarca lira vurgun hedeflenmesi ile TMMOB’nin yetkilerinin tırpanlanması konuları tartışıldı. Bu arada basına magazin konusu bile çıktı: AKP’liler muhalefet partilerinin verdiğini sanarak kendi önergelerini reddettiler.

Bu yazıda Yasa’nın, gölgede kalmış, belki de basının hiç yer vermediği kimi maddelerinden söz etmeye çalışacağım.

Bir magazin haberi ile başlayayım: 5 Temmuz günlü oturumda tasarının 31. maddesi görüşülürken MHP milletvekilleri tasarıdaki metni aynen yazıp, değişiklik önergesi gibi Meclis Başkanı’na verdiler. Başkan, komisyon ve hükümete, önergeye katılıp katılmadıklarını sordu. Kimse çıkıp da “Metin aynı! Siz neyi değiştirmek istiyorsunuz” diye sormadı. Komisyon da, hükümet temsilcisi de önergeye katılmadıklarını söyledi. Oylamada önerge reddedildi, madde ise kabul edildi. Maddede, 1987 yılında ilçe yapılırken yanlışlıkla “Çağlıyancerit” olarak yazılan ilçenin adının “Çağlayancerit” olarak düzeltilmesi öngörülüyordu. Neyse ki her iki metin de aynı olduğu için, önergenin reddedilmiş olması ilçenin adının düzeltilmesini engellemedi.

Hemen her yasada dinsel içerikli düzenlemelere rastlanıyor. Bu Yasa’da da gelenek bozulmamış. Yasanın 50. maddesi ile irticai faaliyetleri nedeniyle mahkeme kararlarıyla kapatılarak mallarına el konulan ve aralarında Milli Gençlik Vakfı, Sahabe Eğitim ve Kültür Vakfı, Zöhre Ana Ali Sosyal Hizmet Vakfı’nın da bulunduğu 21 vakfın yeniden açılarak mallarının geri verilmesi öngörülüyor. Yasada Diyanet de unutulmamış. Hazine arsaları üzerindeki camilerin kiralanan eklentilerinden elde edilen gelirlerin dernek ve vakıflara aktarılması eleştiri konusu yapılmıştı. Şimdi yasallaştırılıyor.

Yasada, yıllar önce verilmiş yargı kararlarının yok sayılmasını sağlayan düzenlemeler bile yer alıyor: On beş yıl önce, 1997 yılında Sosyal Çocuk Esirgeme Kurumu’na personel alınması için sınav yapılmış, İdare Mahkemesi sınavı iptal etmiş ve kazananların işlerine son verilmiş. Bu kişiler isterlerse Yasa’nın Geçici 1. maddesinden yararlanarak devlet memurluğuna atanabilecekler. 28 Şubat ile hesaplaşma adına benzer birkaç düzenleme de dikkat çekiyor.

AKP, kamuda kadrolaşmasının önünde hiçbir engel istemiyor. Aklına geldikçe, çıkardığı yasa ya da yönetmeliklere sözlü sınavların kamera ile kaydedilmesini yasaklayan düzenlemeler ekliyor, böylelikle yargı denetiminden kaçıyor. Bugüne değin Maliye Bakanlığı her nasılsa unutulmuş. Torba Yasa’nın 68. maddesi ile bu eksiklik giderilmiş.

Torba Yasa’nın bir de torba maddesi var. Okurken başınız dönüyor. 73. maddede 50’den çok yasa kuralı değiştirilmiş. Bunların içindeki en sorunlu düzenleme, müfettiş ve uzman olarak atanmanın “esas ve usulleri”nin kurumlarca çıkarılacak yönetmeliklere bırakılıyor oluşu. Anayasa’ya uygunluk yorumunu, çoğu AKP döneminde atanan 17 “bürokrat” yaptığı için önemi yok ama yine de not düşelim: Yürürlükteki Anayasa’ya göre idari işlemlerin esas ve usulleri yönetmeliklerle değil, yasalarla belirlenmek zorunda.

Yasa ile TMMOB bitirilmek isteniyor. Pusu olarak adlandırılabilecek bir gece yarısı baskınıyla hem yetkilerini hem de gelir kaynaklarını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapıldı. TMMOB yönetimi Cumhurbaşkanı ile görüştü ve düzenlemenin Meclis’e geri göndermesini istedi. Umutlanmak için pek bir neden yok. Cumhurbaşkanı göreve gelir gelmez DDK’ya meslek odalarını denetleme görevi vermişti. DDK’nın yazdığı raporda tam da böyle bir sonuç amaçlanıyordu ve raporun altında Cumhurbaşkanı’nın da imzası var.