Sayıştay Başkanı’na iki soru

Aşağıda vereceğim bilgilerin yanlış, soracağım soruların ise anlamsız olmasını yürekten diliyorum. Sayıştay Başkanı, bilgilerin doğru olmadığını ikna edici belgelerle açıklayabilirse inanın sevinerek bu sütunlarda yer vereceğim.

Sorum şu: Sayıştay, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2008 yılı hesabını yargıladı mı?

Bu sıradan bir soru değil. Çünkü fazla ödeme tutarları ihmal edilebilir boyutların çok ötesinde. Sayıştay, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde 2007 yılında 1 milyon 230 bin lira yasalara aykırı harcama belirledi ve 15.6.2010 günlü 1108 sayılı ilamıyla, bunun sorumlularına ödettirilmesine karar verdi. Yasalara aykırı harcamalar, 2009 yılında 4 milyon 210 bin 2010 yılında ise 7 milyon 800 bin liraya ulaştı. Bu tutarlar, Sayıştay Yargılama Daireleri’nin 28.5.2013 günlü 1428 sayılı ve 7.10.2013 günlü 140 sayılı ilamlarında yer alıyor. Belediyenin 2008 yılı ilamı ise ortada yok. Belki de inceleyen denetçi raporunu yazmadığı için yargılanamadı ve harcama yetkilileri sorumluluktan kurtuldu. Yasaya aykırı ödemelerdeki artış hızına bakarak bir tahminde bulunursak, 2008 yılında sorumluların kurtarıldıkları tutarın en az 2-3 milyon lira olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yukarıdaki sorunun yanıtı, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2008 yılı hesabı yargılanmadı” olacaksa eğer, alt sorular gerekiyor: Denetçiler rapor yazmadıkları için mi hesap yargılanamadı? Bu cesareti kimden aldılar? Başka örnekler olmadığını nereden bileceğiz? Sayıştay’da denetim raporlarının süresinde verilip verilmediğini izleyecek bir yapı yok mu? Denetimle görevlendirilenler neden zamanında uyarılmadılar? Yoksa Sayıştay Dairesi mi yargılama görevini yapmadı? Sorumluları hakkında ne tür işlem yaptınız? Bu eylemin Ceza Yasası’nda karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?

Yeri gelmişken şunu da sorayım: 2010 yılında Sayıştay Yasası yenilendi ve denetçilerin, denetim bulguları sonucunda Parlamento’ya gönderilmek üzere yazdıkları Sayıştay Raporlarının, denetimin hiçbir sürecinde yer almayan 11 üyeden oluşan bir kurulca elemeden geçirilmesi öngörüldü. Kurul, bu yetkisini olabildiğince kullanıyor. Sayıştay’ın Parlamento’ya gönderdiği raporlar Parlamento’da çok sert eleştirildi. Bütçe görüşmeleri sırasında kimi milletvekillerinin “Böyle rapor mu olur” diyerek, raporları yırttıklarını gördük. Bu durumdan Sayıştay denetçileri de rahatsızlık duyuyor. Sayıştay Denetçileri Derneği bir basın açıklaması yaparak, “Bu raporları biz yazmadık. Yazdıklarımız, Rapor Değerlendirme Kurulu’nda çıkarıldığı için Parlamento’ya böyle raporlar sunuluyor” demek zorunda kaldı. Bu sorunu Parlamento’da hiç dile getirdiniz mi?

İkinci soruya gelelim. Sayıştay’da üyelerin çalıştığı 60 oda, neredeyse bütünüyle yenilendi. Abartılı bir lüks özlemi içinde olduğunuz gözleniyor. Buna neden gerek duydunuz? Kaç lira harcadınız? Binanın eskidiğini, tavanının, döşemelerinin ve mobilyalarının yenilenmesi gerektiğini söyleyemezsiniz. Bina eski değildi. Öyle olsaydı, denetçilerin ve yönetim birimlerinde çalışanların odalarının da yenilenmesi gerekirdi. Bu eyleminizin Stratejik Planınızdaki şu sözlerle bağdaştığını düşünüyor musunuz? “…kamu idarelerinin etkin, verimli, ekonomik ve hukuka uygun biçimde faaliyet göstermesini, kamu kaynaklarının öngörülen amaç, hedef, kanunlar ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olarak elde edilmesini, saklanmasını ve kullanılmasını sağlamak…” Denetimler sırasında uyguladığınızı söylediğiniz bu ilkeleri, kendiniz ne denli uyguluyorsunuz?
Strateji Planı’nda, Sayıştay’ın vizyonunu şu veciz sözlerle tanımlıyorsunuz: “Hesap veren ve saydam kamu yönetiminin teminatı Sayıştay”.
İlkeniz gerçekten buysa gereğini yapın. Kamuoyu ve Parlamento yukarıdaki soruların yanıtını merak edecektir. Yanıtınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz.