Kamu ihalelerinin çekiciliği

İktidarlar her dönemde kamu ihalelerinin çekiciliğine kapılmışlardır. Çünkü kamusal kaynaklar önemli ölçüde kamu ihaleleri aracılığıyla paylaştırılır ve rant paylaştırma işi iktidarların varlık nedenidir. Ama özenli kullanılmalıdır. Öncelikle çıkarılan yasaların yarışmacı bir ortam hazırlamak amacı taşıdığı ve ihalelerin yan tutmayan bürokratlar eliyle gerçekleştirildiği havası verilebilmelidir. İstekliler, ihalede haksızlık yapıldığı duygusuna kapılmışlarsa, kendilerine bir başka ihale verileceği sözü de alamıyorlarsa ve bu hep böyle sürüyorsa, iktidarın geleceği tartışılmaya başlanır.

AKP, “yarışmacı ortam” kuralına uymaksızın iktidarını bugüne değin sürdürebildi. Çünkü eşit dağıtılmasa da özelleştirmeler, konut, yol, köprü gibi büyük harcamalar gerektiren projeler herkese yetiyordu. Ama artık kaynaklar tükenmeye yüz tuttu ve çılgın projeler peşine düştüler.

Kimi sermaye grupları, üvey evlat gibi görüldüklerini düşünüyor. Sesleri, bugün için vergi müfettişleri ve benzeri baskıcı yöntemlerle baskılanabiliyorsa da uzun erimde başarı şansı yok. Çünkü onların da uluslararası ilişkileri, ortakları var. AB’den, ABD’den, Dünya Bankası’ndan “laiklik”, “hukuk devleti”, “yolsuzluk” gibi konularda uyarılar gelmeye başladı bile.

AKP, kendisiyle birlikte büyüyen sermaye gruplarına daha çok kaynak aktarabilmek amacıyla ihale yasasında köktenci dönüşümler gerçekleştirdi. Kamu İhale Yasası’nı 20 kez değiştirdi ve yaklaşık 250 yeni kural getirdi. İstisnaların öngörüldüğü üçüncü maddesinde 18 ek ve değişiklik yaptı. Her değişiklikle yasanın kapsamı daha da daraltıldı. Ayrıca yasanın 66. maddesiyle öngörülen “Bu Kanun hükümlerine ilişkin değişiklikler, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir” kuralı görmezden gelinerek, başka konulardaki yasalarla da çok sayıda değişiklik yapıldı. Kamu ihale yönetimi kuralsızlaştırıldı, neredeyse tek merkezden yürütülür oldu. Böylelikle ihalelerin, nokta atışlarla dağıtılmasının önündeki bütün engeller temizlendi.

AKP’nin yasa değiştirme konusundaki performansı çok yüksek. Hızına yetişilemiyor. Son örneğini internet sansürü yasasında gördük: Daha Cumhurbaşkanı imzalamadan değişikliğini hazırladılar kafa, göz yarıp, burun kırarak Meclis’i kesintisiz 20 saat çalıştırdılar ve HSYK yasasını değiştirdiler. İhale Yasası’nda da benzer bir performans sergiliyorlar. Meclis’te 6 Şubat günü bir torba yasa çıkarıldı ve İhale Yasası’nın 9 maddesi değiştirildi. Bu değişiklikle sözgelişi “ar-ge için alıyorum” dediğinizde yasanın kurallarını uygulamanız gerekmeyecek, çünkü istisnalar arasına alındı. Bir başka değişiklik daha az önemli değil ihale komisyonları, isteklilerin aşırı düşük tekliflerinin nedenini sorgulamaksızın reddedebilecek. İsteklinin belki de yeni bir teknoloji geliştirdiği için düşük teklif vermiş olabileceği düşünülmüyor bile.

Bu Yasa, Resmi Gazete’de Çarşamba günü yayımlandı. Komisyonda ise ihale yasasında da değişiklik öngörülen bir başka torba yasa daha görüşülüyor. Bir iki gün içinde o da Genel Kurul’un gündemine girer. Yasalaştığında ihale sürecinin hiçbir önem taşımadığı ilan edilmiş olacak. Maddede, şehir hastaneleri projelerinde, ihaleden sonra Bakan’ın imzasıyla değişiklik yapılabilmesine izin veriliyor. İhale koşullarını biraz yukarıda tutarsanız, proje kurallarını değiştireceğinize söz verdiğiniz yüklenici dışında kimse katılamaz. Ayrıca siz söylemezseniz değişiklikten kimsenin de haberi olmaz. Bu çok yeni ve etkili bir buluş. Kısa sürede başka alanlara doğru yaygınlaştıracaklarından hiç kuşkunuz olmasın.

AKP yeni yöntemler bularak ayakta kalmaya çalışıyor. Ama artık sınırlarına gelindi. Bakalım gelecek ne gösterecek...