Gericiliğin kaynakları

Devletin bütün kurumları, toplumun gericileştirilmesine hizmet edecek bir anlayışla görev yapıyor.

Sermaye sınıfının, uysallaştırılmış, uyuşturulmuş, köreltilmiş beyinlere olan gereksinmesi ancak böyle karşılanabiliyor. Ve kapitalist sistemin krizi derinleştikçe toplumun gericileştirilmesine olan gereksinme de artıyor. Krizin yol açabileceği devrimci filizlenmeleri önleyemezlerse sonlarının geleceğini çok iyi biliyorlar.

Bu yüzden gericiliğe “tam yol” verdiler.

Son 4-5 yıl içinde Eğitim başlığı altında toplanabilecek alanlarda neler yaptıklarına kısaca göz atalım. Böylelikle Ahmet Arif’in deyişiyle; “aşımıza ekmeğimize göz koyanları” daha iyi tanımış oluruz.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

Aklımıza hemen imam-hatip okulları gelmesin. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bütün okullarda zorunlu okutuluyor. Bu derslerde dinlerin sosyolojik, kültürel, felsefi kaynakları öğretilmiyor. Müslümanlığın bir mezhebinin, üstelik en yoz yorumu benimsetilmeye çalışılıyor.

Ayrıca unutmayalım: Okul yöneticilerini, öğretmenlerini seçerken dinci olmalarına özen gösteriyorlar.

İmam Hatip Okullarında ise gericilik “damardan” veriliyor.

Din Eğitimi Genel Müdürlüğünün 29 Mayıs 2017’de Konya’da yaptığı bir çalıştayda vurgulandığı üzere, “dinden taviz vermeyen bir gençlik” yetiştirmeye çalışıyorlar.

Din Eğitimi Genel Müdürlüğüne Bütçeden aslan payı:

İmam-Hatip Okullarının bağlı olduğu Din Eğitimi Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bütçesinden en çok payı alan Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün hemen arkasından ikinci sırada geliyor. Son 4 yılda 22 milyar liranın üzerinde harcama yaptı. Tutarı her yıl dikkat çekici bir hızla artıyor: 2015 yılında 3,6 milyar liraydı, 2018’de 7,7 milyar liraya yükseldi. Bu iki kat artış demek…


Yeni İmam-Hatip okulları yapılıyor:

Yeni imam hatip okulları yapılması için Bütçeden 2015-2018 arasındaki 4 yılda 2 milyar 882 milyon lira ödenek ayrıldı.

Öğrenci sayısı iki yılda ikiye katlandı

2015-2016 eğitim yılında 1.597 imam-hatip ortaokulunda 385 bin öğrenci vardı; iki yıl içinde ikiye katlandı. 2017-2018 eğitim-öğretim yılında 3.286 okulda 723 bin öğrenci eğitim görüyor.

İmam Hatip liselerindeki öğrenci sayılarında göreli bir azalma görülüyor. Ancak yine de 2017-2018 yılında imam hatip ortaokul ve liselerinde 1 milyon 350 bin öğrenci var. 

YÜKSEKÖĞRETİM

İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinde 2018-2019 eğitim öğretim yılında toplam 4 bin öğretim üyesi ve görevlisi görev yapıyor.

2018-2019 öğretim yılında 145 bin öğrenci eğitim görüyor. Bu sayı 2016-2017 eğitim yılında 114 bin dolayındaydı. Öğrenci sayısı iki yıl içinde 30 bin arttı.

Yukarıdaki sayılara bir de Fakültelerin kullandıkları bütçe açısından bakılabilse iyi olacak. Ancak 61 İlahiyat; 26 İslami İlimler Fakültesi var. Pek kolay değil, üstelik üniversitelerin çoğu bu tür bilgileri kamuoyuyla paylaşmıyor. Spor turnuvalarına katılan sporcuların sayısını bile veriyorlar ama fakültelerin harcamalarına ulaşamıyorsunuz. Bir iki örnekle yetinmek zorundayız:

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2018 yılında 19,2 milyon lira; Hukuk 14,9; Siyasal Bilgiler 19,5; Eğitim Bilimleri 15,5; Sağlık Bilimleri Fakültesi 9,9 milyon lira harcamış.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2018 yılında 10,8 milyon lira; Mimarlık 8,2; Hukuk 9,2; İşletme Fakültesi 11 milyon lira harcamış.

Görüldüğü gibi bunlar azımsanacak paralar değil.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (DİB)

DİB’nın örgüt yasası 2010 yılında faaliyetlerini “camilerin dışında” sürdürebilmesini sağlayacak bir yaklaşımla esaslı bir biçimde değiştirildi. Yasadan aldığı yetkilerini kullanarak toplumun kılcal damarlarına değin sızabiliyor. Laiklik ilkesine uyumu kimse sorgulamadığı için de atış serbest, dilediğince davranabiliyor.

Yapılan değişiklikle yurt dışına açılmasına da olanak tanındı. Bu olanağı bolca kullanıyor: Yurtta ve dünyada gerçek Müslümanlığı öğretmeye çalışıyorlar.

DİB paraya doyamıyor:

AKP, din işlerinden parayı hiç esirgemedi. DİB, 2015-2018 arasındaki 4 yılda 28 milyar lira harcadı. Bunun 5,9 milyarı Meclisin verdiği yetkinin üzerinde olmasına karşın Kesin Hesap Yasası görüşülürken ek ödenek verilerek kapatıldı.

Yalnızca para mı?

Milyarlarca lira değerinde kamu taşınmazı bedava ya da çok küçük kiralarla DİB’na devrediliyor. Ticaret yapabileceği, büyük paralar kazanabileceği alanlar açılıyor.

Bir örnekle yetinelim: Büyükşehir Belediye Yasasıyla kapatılan Alaçatı belediyesinin 22 dükkânı, tarihi hizmet binası ve 4 dönüm arsası, birleştirildiği Çeşme Belediyesine değil, Yasa gereği İzmir Valiliğince kurulan bir komisyon kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığına devredildi.

110 bin kişi çalışıyor

Diyanet İşleri Başkanlığında yaklaşık 110 bin kişi çalışıyor. Bunlar yalnızca camilerde değil, yurtdışında açılan birimlerde, okullarda, sağlık birimlerinde, cezaevlerinde görev yapıyorlar.

DİB, yalnızca 2015-2018 yılları arasında 16 milyon 746 bin kişiye Kur’an kursu, hafızlık gibi adlarla din içerikli eğitim verdi. Her yıl 5 milyonun üzerinde kişi bu eğitimden geçiriliyor. 4-6 yaş grubundaki çocukların sayısı 290 bin… “dinimi seviyorum, öğreniyorum” projeleriyle beyin köreltme operasyonları yürütülüyor.

TÜRKİYE DİYANET VAKFI

Vakıf, merkezi bütçe yasasının kısıtlarıyla bağlı olmadığı için, gelirleri toplayan ve harcayan yöneticileri çok rahat davranabiliyor. Merkezi bütçeden yapamayacakları işleri, nasıl ve nerelerden toplandığı pek de anlaşılamayan Vakıf bütçesinden ve yasaların kısıtlarına takılmadan kolaylıkla karşılayabiliyorlar.

Vakıf 2018 yılında 1,3 milyar lira gelir elde etti. 2015-2018 arasındaki gelirlerinin toplamı 3 milyar 600 milyon liraya ulaşıyor. Bunun 2 milyar 972 milyon lirasının kaynağı belirsiz: “Diğer bağış ve yardımlar” olarak gösteriliyor.

Bu paralar büyük bir olasılıkla Devletten iş alan yüklenicilerden alınıyor. Ama onların ödediğini sanmayalım, ceplerinden hayır yapmazlar; devletten aldıkları işin bedeline yansıtıp fazlasıyla geri alırlar. Sonuçta yine bizlere ödetiyorlar.

Bu paralarla neler yapılıyor?

Türkiye’de ve 60’ın üzerinde yabancı ülkede faaliyet yürütüyorlar.

14 ülkede 84 adet su kuyusu açtılar. Yurtiçinde ve dışındaki eğitim kurumlarına destekler veriyorlar. İnternet sitelerine 10 bin 840 başvuruyu karşılayacak büyüklükte 60 adet öğrenci yurtları olduğunu yazmışlar. Yurtiçi ve dışında 10 binlerce öğrenciye burs veriyorlar. Yardım kolileri, alışveriş kartları dağıtıyorlar. Hediyem Kur’an olsun adında bir projeleri bile var. 2017 yılında 182 bin adet Rusça, Kazakça, Kırgızca, Azerice, Afganistan’da Darice, Medine hattıyla hazırlanmış Arapça, Gürcüce dillerinde Kur’an basıp dağıttılar.

***

Yazı çok uzadı ama sıra TÜRGEV, TÜGVA gibi vakıflar ile İslam Ülkeleri STK’ları Birliği gibi oluşumlara, Bezm-i Alem’e ve daha nicelerine gelmedi.

Onlar da bir başka yazının konusu olsun…