Yarın Haziran direnişinin yıldönümü. AKP hazırlıklarını yapıyor. İstanbul valisi “farklı emeli olan” küçük grupların Taksim’de gösteri yapmasına izin vermeyeceklerini söyledi. İstanbul’a 5 bin polis 50 TOMA yığacaklarmış.
Ben, insanca yaşayabileceğim bir düzenin düşlerini kuruyorum. Onların deyişiyle “farklı emeli olanlar” grubuna giriyorum.
Din ulularının, sermaye ulularının olmadığı bir dünya. Kimsenin kimseyi sömürmediği, nasıl yaşayacağıma ulemaların neyi tüketeceğime parababalarının karar vermediği bir dünya özlüyorum.
Benim tükettiklerimle beni zehirlemeyen bir dünyada yaşamak istiyorum. Zehirlenmeden soluk almak, su içmek istiyorum. Doğa’nın parçası olduğumu doyasıya tadarak yaşamak istiyorum.
Onlardan farklı değil, çok farklı emellerim var.
Emeğime, bedenime sermayenin iştahla bakmasına dayanamıyorum. Emeğimi, onların serpilip gelişmeleri için hizmetlerine sunmaya dayanamıyorum. Modern köle olmak benim için bir karabasan.
Yarın Haziran direnişinin yıl dönümü.
Özlemimi, benim gibi emeli olanlarla paylaşmak zorundayım. Küçük dedikleri grupların büyümesi için alanlarda olmak zorundayım.
Yalnızca bugünümü değil, geleceğimi de çalanların yüzlerine “hırsız” diye haykırmalıyım. Daha çok kazanmak için insanlığı öldürenlerin suratlarına “katil” diye haykırmalıyım. Zihinlerinden esir alınmışlara, “uyan” demeliyim. Karanlığı aydınlığa dönüştürmek bizlerin ellerinde demeliyim. Başta da söylemiştim: Benim farklı emellerim var.
Yarın, Haziran direnişinin yıl dönümü…