Evdeki bulgurdan olmak

Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmakla aslında var olan yetkilerinden oldu.

Burjuvazinin, “temsili demokrasi” ilkelerine bile tahammül edemeyeceği anlaşılan bir liderin bu aşamada Cumhurbaşkanı olmak istemesi ne kadar doğruydu bilemem. Ama şu çok açık: halkın seçmiş olması o makama yeni bir özellik katmıyor.

Eski gücüne kavuşabilmek için başkanlık sistemini var gücüyle zorlamak zorunda. Ama AKP’nin bugünkü kadrolarından gerekli desteği alabileceği kuşkulu.  Önceki gün Bülent Arınç, başkanlık sisteminin gündemlerinde olmadığını, belki gelecekte düşünebileceklerini söyledi. Başbakandan ise hiç ses çıkmıyor. Anayasa ve yasalar, Parlamento üzerinde baskı kurabilmesine izin vermediği için işi zor.  Yasa mı dinliyor denilebilir ama karizmayla nereye kadar gidilebilir, kısa sürede erozyona uğruyor.  Özal ve Demirel örnekleri bu özelliğe çok güvenilemeyeceğini gösterdi. Tayyip Erdoğan bu nedenlerle olsa gerek, İngiliz Kraliçesinin yetkilerine razı olabileceği işaretleri vermeye başladı.

Anayasa’da Cumhurbaşkanı için; “Devletin başıdır” yazıyor ama bu söz, o makamın güçlü olmasına yetmiyor.

Devletin başı olmak, sınırlayıcı bir kavram. Öncelikle tarafsızlık yeminine sadakat gerektiriyor; iktidara, muhalefete, farklı etnik grup ya da inançlara eşit uzaklıkta olmayı gerektiriyor. Oysa Tayyip Erdoğan, meydanlara çıkıp; “ey muhalefet lideri!..ey paralel!…” gibi sözler ediyor; AKP için seçim kampanyaları örgütlemeye kalkışıyor. İnsanlar neredeyse tarafsız olmadığını bile düşünecek!

Bu davranışından ötürü suçlayamayacağımıza göre söylenmemiş sayıp geçelim.

Devletin başı olmak, gündelik siyasetten uzak olmayı gerektiriyor. Siyaseti yönetme yetkisi Cumhurbaşkanına tanınmadığı için işleyişinden de sorumlu tutulmuyor. Yalnızca vatana ihanetle suçlanabiliyor.

Anayasa’da Cumhurbaşkanı, devletin başı; başbakan ise bakanlar kurulunun başkanı olarak tanımlanıyor. Siyasi yetki ve sorumluluk Bakanlar Kurulunda ve bakanlar, başbakana karşı sorumlu. Bu memlekette şimdilik hem cumhurbaşkanı hem başbakan olunamıyor.

Cumhurbaşkanına tanınan yetkilere dayanarak Parlamentoda egemenlik kuramayacağından söz etmiştim. Yetkilerine kısaca göz atalım.

Anayasa’da; “Başbakanı atar” yazıyor. İstediğini atayabileceği anlamı çıkarabilir misiniz? Hükümeti kurma görevini güvenoyu alamayacak birine verirse neler olur kim bilir. Başbakanın “istifasını kabul eder” deniyor. Ayrıl deme yetkisi yok ki, istifa etmezse neyi kabul edecek?

“Bakanları atar” deniyor. Ama aynı maddede “Başbakanın teklifi üzerine” kuralı var, bir başka maddesinde ise; “bakanlar Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır” yazıyor. Başbakanın seçtiği dışında birini atayamayacağına göre bu yetki de sözde kalıyor.

Anayasa’da “Kanunları yayımlar” diye bir yetki tanımlanıyor. Yasa yapma süreçlerinde yeri olmadığı için de şu madde şöyle düzenlensin, şöyle bir yasa çıksın diyebileceği bir ortamdan yoksun. Cumhurbaşkanının Meclisin kabul ettiği yasalar önüne geldiğinde iki seçeneği var: imzalamak ya da bir daha görüşülmek üzere meclise göndermek. İmzaladığı yasaları elbette biri yayımlayacak. İmzaladım ama yayımlanmasını istemiyorum demenin ne anlamı olabilir? Üstelik bir daha görüşülmek üzere Meclise gönderdiği yasalar yeniden kabul edildiğinde imzalamak zorunda. Yapabileceği tek şey Anayasa Mahkemesine başvurmak.

Anayasa’da “Kararnameleri imzalamak” diye belirtilen bir yetki tanımlanıyor. Kararnameler, Bakanlar Kurulunca; atama vb kararlar ise ilgili bakan ve başbakanca hazırlanıp Cumhurbaşkanının onayına sunuluyor. Bunların sonuçlarından, başbakan ile birlikte ilgili bakan ya da bakanlar kurulu sorumlu. İmzalamadığını düşünelim: biri çıkıp siyasi sorumluluğu ben taşıyorum, seçtiğim kişiyle çalışmak, politikamı belirlemek benim hakkım diyebilir. Bu tür yakınmaları bir zamanlar kendisinin dile getirdiği daha belleklerden silinmedi.

Cumhurbaşkanına tanınan yetkilerin büyük bir bölümü bu nitelikte, uzatmaya hiç gerek yok.

Kısacası Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmekle önceki yetkilerinden de oldu. Bugün için AKP üzerinde egemenlik kurabildiği görülüyorsa da, gelecekte neler olacağını kestirebilmek kolay değil.