Akkuyu'da neler oluyor?

Önce bir soruyla başlayalım: Devlet neden vergi cennetlerinde şirket kurar?

Yanıtını EÜAŞ Genel Müdürü biliyor.

Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) 2015 yılında, Jersey adalarında 50 milyon dolar sermayeli bir şirket kurdurulmuştu.

EÜAŞ Yönetim kurulu başkanı nedenini özetle şöyle açıklamıştı; “Biz bir ihale yapıyoruz, kazanamayanlar mutlaka şikâyet ediyor, yıllarca sonuçlandıramıyoruz. Jersey adalarında kuracağımız şirketle bundan kurtulacağız.”

Demek ki şirketler, İhale Yasası kurallarından ve yargı denetiminden kaçmak için kuruluyormuş.

Kime niyet, kime kısmet; Fransız ve Japon şirketlerinin yürüttüğü Sinop Nükleer Santralına ortak olmak amacıyla EÜAŞ’a kurdurulan şirketin adı şimdilerde Akkuyu Nükleer Santralı işinde geçiyor.

Akkuyu nükleer santralını Rus Şirketi Rosatom yapacak. Türk Yasaları uyarınca yönetilmek üzere yüzde 100 payı kendisinin olan bir şirket kurdu. Rusya ile yapılan anlaşmada, hisse oranının yüzde 51’in altına düşülmemesi koşuluyla Türk şirketlerinin ortak edilmesi öngörülüyor.

Bu nedenle de Rus şirkete yüzde 49 pay ile ortak olacak bir Türk şirketi aranıyor.

Şirket yöneticileri bir süre AKP’nin üç ası Cengiz, Limak ve Kolin ile görüşmeler yürüttüler. Cengiz İnşaat biraz daha ilgili gibiydi. Hidroteknik ve idari bina gibi işlerini yaptığı için projeye yatkınlığı da vardı. Ama nedense görüşmelerden sonuç alınamadı. Hatta Cengiz İnşaatın patronu; “hiç düşünmemiştik zaten” dedi.

Anlı şanlı holdinglerimizden de ses çıkmıyor. Şaşırtıcı değil mi? Ortak olacak şirket bulamıyorlar.

Demek ki, bu işin yürüyeceğine kimsenin aklı yatmıyor.

Temel atma törenleri aldatmasın. Daha önce de atılmıştı. Akkuyu’da bugüne değin 3 milyar dolar harcandı, atılacak temel mi kaldı?

Rus şirketine Devleti ortak edecekleri anlaşılıyor. Gözlerine EÜAŞ’ı kestirmişler. Öyle az bir para da değil. Yaklaşık 10 milyar dolar yatırılması gerekiyor. Bu paranın hepsini EÜAŞ ödeyemez. Akıllarından Varlık Fonu, işsizlik sigortası fonu gibi seçenekler geçiyor olabilir.

Bu arada garip bir gelişmeden söz edilmesi gerekiyor. 21 Mart günü Mecliste kabul edilen 7103 sayılı Yasanın 87’nci maddesiyle nükleer santralı yapım işlerinin stratejik yatırım statüsüne alınması Devlet desteklerinden yararlandırılması öngörülüyor. Rus, Fransız ve Japon şirketleri yararlanacak.

Gariplik şurada: bunlar zaten stratejik yatırım statüsündeler. Destek vermek için yasaya gerek yok.

Akkuyu Nükleer Santralına 17 Kasım 2017 tarihinde 76 milyar lira proje bedeli üzerinden teşvik belgesi verildi ve o tarihten bu yana zaten yararlanıyor. Projenin sektör, firma, tutar ve başka belirgin özelliklerini 22 Aralık 2017 günlü Resmi Gazetede yayımlanan yatırım teşvik belgeleri listesinin 418’inci sırasında görebilirsiniz.

Yasaya böyle bir madde eklenmesinin bir amacı olmalı. Yasanın gerekçesinden anlaşılmıyor. Mecliste görüşülürken Bakan da açıklamadı ya da açıklayamadı.

Belki de şöyle bir nedeni vardır:

Devlet desteklerinden yararlanılabilmek için Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’de kurallar öngörülüyor. Kararın 7’nci maddesinde; “Yatırımların bu Karar kapsamındaki destek unsurlarından yararlanabilmesi için, makroekonomik programlar ve arz-talep dengesi dikkate alınarak yapılacak sektörel, malî ve teknik değerlendirmeler çerçevesinde projenin uygun görülmesi ve teşvik belgesi düzenlenmesi gerekir” deniliyor.

Hazırladığınız proje, ÇED raporu kurallara uygun değil diye patronlardan birine teşvik belgesi vermezseniz yasaya aykırı davranmış olursunuz.

Dengeler üzerinde oynayıp ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bunun da tek yolu patronları mutlu etme yeteneğini yitirmediklerini kanıtlamaktan geçiyor.

Bunları herkes biliyor. Ama ben, kara para aklama yerlerinde Devlet neden şirket kurar? İşte onu merak ediyorum.