Yalan Dünya reklamla daha yalan

Shell: Devrim Bizim İşimiz
Televizyonların ve reklamın müthiş gücünü daha fazla hesaba katmak zorundayız. Sponsorluk kurumu sosyal eylemleri bile belirler hale geldi. Geçtiğimiz günlerde ülkemizde bir protesto gösterisi yapan Femen grubu da bir don firmasının reklamını yapıyormuş meğer. “Yuh artık!” diyemiyoruz, “Sponsorunu bul devrim bile yaparsın” anlayışı tüm dünyada meşrulaştı. “Arap Baharı” ne ki? İçlerindeki az sayıda doğal çiçeğe haksızlık etmeyelim, fakat bol reklamlı bu renk cümbüşünü çoğunlukla plastik çiçekler oluşturuyor. Castrol Devrimcileri: Sakal Çember, İstikamet Minber!

Yalan Dünya Bir Reklam Seti
Gülse Birsel “Avrupa Yakası”ndaki suya sabuna dokunmaz, ama yine de çok başarılı esprileriyle kadından da iyi mizah yazarı çıkabileceğini kanıtlamıştı. Şimdi galiba “Biraz da sanat yapayım” demiş. En kötü şeydir piyasa ortamında “biraz da sanat” yapmak. Bunuel, Woody Allen, Aydemir Akbaş, Birsel’in ruhuna aynı anda fısıldayınca ortaya böyle bir şey çıkmış. Belli ki hırslı biri. Yoksa iğrençlikten mizah çıkarmayı mı deniyor? Orçun karakterinin tahammül edilmezliği bir yana diziye bir tek sevimli tip koymamış. Karakterler silme karaktersiz. “Tiksinç komiktir!” Bunu mu ispatlamaya çalışıyor? İğrenç şeylere bakıp kahkahalar atacak bir döneme girecek miyiz toplumca? Yakındır, fakat henüz o denli olgunlaşamadık, dolayısıyla hepimiz gülemiyoruz. O zaman gelsin reklam. Her yandan basın pompayı ki gülmeye koşullanalım.

Reklamı yapılan dizilerin içleri de reklamla dolu. Filmde Zeki Demirkubuz adının yersiz bir espri olarak tekrarlanması da bir pazarlama taktiğiymiş. Buna gizli reklam deniyor ki, çirkin, ama yine komik değil. Ne yazık ki en “saygın” yayınlarda bile gizli reklam kanıksanır oldu. “Pamela Anderson, Orçun’u öptü” muhabbeti zaten en kaba türünden bir açık reklam. Pamela’ya yazık! Ama o parasını alıyor, demek ki bize yazık. Mizahın geldiği nokta…

Şimdi de bu moda: Kendi faydasız starlarımıza astronomik paralar saçmak kesmedi, durmadan manken, şarkıcı getiriyorlar dışarıdan. Sonra “talk-show” programlarına çıkartıyorlar. Şakalar havada uçuşuyor, bir kakara kikiri, ne komik ne komik! IQ’un Q’sunun çentiğini bile bırakmadılar ahalide, kaçan Q’ları yakalayıp düzlemek için GQ’yu çıkardılar. Zevzek olduğunuz kadar küstahsınız da!

Orçun “Yetmez Ama Evet”çi mi?
Böyle dizileri, böyle tipleri halka gösterdikçe toplumda muhafazadan kâr umanlar artıyor. Sıradan insana seçme hakkı iki: Ya yavşayacaksın ya tepki duyup daha da tutuculaşacaksın. Acaba planlı bir oyun mu bu? Dizideki tiplerin çoğu “Yetmez ama evet”çi kişilikte de, vatandaş ne anlasın komplodan. “İşte aydınlar, sanatçılar, entelektüeller böyledir” diyorlar. Sonunda “Yetti bu ahlaksızlardan, bu lüzumsuzlardan, öyleyse evet” oyları. Yetmezcilerle yetercilerin koalisyonu, sinirli şefin tek parti diktatoryası.

Ülkece en başarılı olduğumuz işlerden biri olan komedinin bile reklamını çıkardık.