Ölüler birbirlerini kıskanır mı?

Mustafa Taylan’ı bilir misiniz?

Çok eskilerden Bursa’dan tanıdığım bir arkadaşım geçenlerde sohbette aynı soruyu yöneltti bana. Mecburi hizmetimi Eskişehir’de yapmıştım. Kendisi de Eskişehirli, konu oradan açıldı. Benim sol tarihten bildiğim Taylan Özgür’dür. Mustafa Taylan’ı hiç duymadığımı söyledim. O da anlattı, ben onun “yalancısı” veya doğrucusuyum.

68 dönemi… Sağ görüşlüler solcu öğrencilerin üstüne bomba atarlar Ankara Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde. Solcuların en ataklarından biri olan Mustafa Taylan bombayı kapar, atanlara fırlatmak ister. Tam o sırada patlar bomba, Taylan’ın eli kopar. Sonraki yaşamını dirsekten aşağısı tek kollu sürdürecektir.

İnternette “Mustafa Taylan” diye açıp baktığınızda, karşınıza hep Mustafa Taylan Özgür çıkar. Taylan Özgür THKO’nun kurucularındandır, Deniz’in, Sinan’ın en yakın arkadaşı. Eylül 1969’da Beyazıt’ta kurşunlanarak öldürülür. Katilleri hala yargılanmamıştır.

Mustafa Taylan da THKO’ludur, rastlantıya bakın. THKO operasyonunda yakalanır, hüküm giyer, bir süre hapis yatar. Çıktığında Eskişehir’e sürgüne gönderilir. Günlük izlem altındadır. Buna rağmen boş durmaz , bir kitapçı açar Eskişehir’de. O kitap dükkanı çok geçmeden solcuların buluşma noktası olur.

Mustafa Taylan sosyal yönü çok güçlü, herkesle yakın iletişim kurabilen, kendini sevdiren bir insandır. Yıllar içinde Eskişehir’de sosyalist solu örgütler, mensubu bulunduğu hareketi şehirdeki rakipsiz en büyük güç haline getirir. Daha sonra başlayan sağ sol çatışmalarında ülkücüler bu güçle az sayıda mahalleyle sıkıştırılacaktır.

Fakat 80’e doğru Mustafa Taylan’ın hareketle arası açılır, Taylan yapıdan dışlanır. O da geçimini sağlamak için bir gıda marketi açar. Yine de Eskişehir’de solcuların, sosyalistlerin en sevdiği insandır.

27 Mayıs 1980’de Dev-Sol, MHP genel başkan yardımcısı ve Eskişehir milletvekili Gün Sazak’ı öldürür. Ülkücüler ülke çapında misillemeye girişirler. Ancak cevap özellikle Eskişehir’de verilmelidir. Solcuların en fazla canını acıtacak kişi seçilmelidir.

28 Mayıs akşamı marketinin kepengini indirmiş, tek eliyle kilidi takarken, eğilmiş vaziyetteyken, iki kişi tarafından çapraz ateş altına alınır. O an özellikle seçilmiştir, çünkü Taylan’ın kalan sol eliyle çok iyi silah kullandığı çoklarınca bilinmektedir. Eskişehir’de kaldığım eve 300 adım mesafede, oracıkta öldürülür.

Eski örgütünün gazetesi bir hafta sonra, “Eskişehir’de Mustafa Taylan adlı bir yurtsever öldürüldü” diye haberi kısacık geçer.

Muhtemelen adı “devrim şehitleri” albümlerinde, listelerinde de bulunmaz.

30 Mayıs 1980 tarihli Milliyet gazetesinin 10. sayfasında olay şöyle duyurulur: “İstanbul, Konya, Eskişehir, Kızıltepe, Bursa, Adana ve Batman’da 13 kişi öldürüldü” başlığının altındaki uzunca haberin ortalarında “Eskişehir: Sıratepe mahallesinde önceki gün meydana gelen olayda Adım Gıda Pazarı sahibi Mustafa Taylan, 2 teröristin açtığı yaylım ateşiyle öldürülmüştür.”

Öbür dünya bulunsaydı -ki inanmıyorum- şimdi iki Taylanlar kesinlikle kardeşçe ve neşe içinde birlikte vakit geçiriyor olacaklardı.

Bunu milyarlarca insan hikayesinden biri olarak, ama beni hayli etkileyenlerden biri olarak anlattım sizlere. Başka hiçbir amacım yoktur.

Mesaj mı? İsterseniz bir iki şey söyleyeyim. İnsanlık tarihinde böyle milyonlarca kayıp değer var. İnsanlık tek tek insanlara karşı çok vefasız. Hak da vermek gerekir, insanın bir beyin kapasitesi var, kaç insanı, kaç olayı zihninde saklayabilir. Yazık!

Ama sürdürülen belli davalara bağlılık anlamında bir vefa var. Yetersiz de olsa var. Belki burası daha önemli zaten. Kişiler değil. Ama insanın bir yanı da kişilere daha çok vefa istiyor.

Bu, yeryüzünde sadece insanların sorunu. Çünkü insanların kişilikleri, bireylikleri çok farklı. Bir böcek, bir balık ölür, ama o böcek o balık ölümsüzdür. Çünkü neredeyse bire bir aynı karakterde milyonlarcası yaşamını devam ettirir. Canlılar geliştikçe bireyler ve karakterleri birbirlerinden farklılaşmaya, daha çok tek tek birey olmaya başlarlar. Ne ki, insana gelinceye dek bu farklılık ve bireylik yine de sınırlıdır. Köpekler, kargalar da ölümsüzdür bu anlamda. Değişik karakterli bir karga ölür, ama çok çok benzeri milyonlarcası yaşamaktadır.

“Mustafa Taylan ölümsüzdür!” desek, ne ifade eder. Doğru değildir bu. Onu hatırlasak bile önceki ve sonraki milyonlarcası kaçar hafızamızdan.

O halde “Taylanlar ölümsüzdür!” dersek doğruyu söylemiş oluruz. Bunda gerçeklik payı vardır, Taylan benzerlerinin yeniden çıkma olasılığı yüzde yüzdür ve sanırım daha çok da bunun üzerinde durmak gerekir.