Telaşa Gerek Yok

Tuncay Güney'in yedi yıl önce kaydedilmiş kasetinin servis edilmesi Ergenekon davasının psikolojik harp boyutudur. Amaç toplumsal bir tedirginlik ve kuşku ortamının yaratılması, kafaların karıştırılması, kitlelerin egemene boyun eğdirilmesidir. Tedirginlik kafa karışıklığını, kafa karışıklığı da tedirginliği beslemektedir.

Aslında, günümüzün habercilik tarzı da buraya oturur. Haber bombardımanı kitleleri bir tür tetani durumuna sokar, bu da istenilen ideolojik hegemonyanın kurulmasını sağlar. Günümüz insanının aklileştirilmesinin gerekli koşulu onu bu bombardımandan kurtarmak, siyasal zeminde sadelik sağlamaktır. Öyle görünüyor ki bu koşul Ergenekon süreci için daha da geçerlidir.

Bütün NATO üyesi ülkelerde, Ergenekonvari örgütler, uluslararası ölçekte Sovyetler Birliği'ne, yerel düzeyde ise sosyalist-komünist hareketlere karşı kurulmuştu. Bunlar, Amerikancı diktatörlükleri, sermayenin halk sınıfları üzerindeki tahakkümünü garanti altına almak için yaratılmış askeri yapılardır. Kontrgerillanın işlevi, hep, kapitalist düzene direnen sınıf hareketini yok etmek olmuştur, Cumhuriyet düzeni de bu kire bulaşmıştır.

Kontrgerilla örgütlenmeleri burjuvazinin işçi sınıfına karşı olan düşmanlığının en kirli yüzüdür. Türkiye'de hedefinin merkezine komünistleri, Aleviler'i ve Kürtler'i yerleştirmiştir. Bu kesimlere yönelik faili meçhul cinayetlerin ve toplu katliamların faillerinin bulunamayışının nedeni, bu kirli örgütün devletle doğrudan ilişkisidir. Türkiye'de bu ilişkiyi resmen açıklayan Ecevit olmuş ve O da sessiz kalmayı tercih etmiştir.

Şimdi bu yapının belli ölçülerde deşifre edilmesinin nedeni Amerika'nın bölgemize yönelik özel planları, bu planlar içinde Türkiye'ye biçilen özel rol ve bu rolü gerçekleştirmek üzere AKP'ye verilmiş özel görevlerdir. Özel plan bölgemizin ulusal sınırlar itibariyle yeniden düzenlenmesine, çıbanbaşı olarak görülen bütün aktörlerin ortadan kaldırılmasına ilişkindir. Buna (gerek görüldüğünde) Türkiye ve hatta AKP de dahildir.

Kontrgerillanın bir bölmesinin tasfiyesi ve onun yerine bölgesel planlarla daha uyumlu bir yenisinin geçirilmesi planın uygulayıcıları açısından bir taşla iki kuşun vurulması anlamına gelmektedir. Hem askeri yapılanma içindeki güçlerini artırıyorlar hem de bu planın taşeronunu demokrat olarak sunmayı başarıyorlar. Kontrgerilla hem yeni tarzda yeniden yapılandırılırken hem de solun geniş bir bölmesinin gardı düşürülmüş oluyor. Kamuculuktan, devletçilikten, aydınlanmacılıktan, bağımsızlıktan, antiemperyalizmden yana ne varsa, şimdi hepsinin altı oyulmakta ve sol, kontrgerilla tasfiye ediliyor diye buna alkış tutmaktadır.

Her zaman devletçi ve orducu karakteriyle tanınan cumhuriyetçi kesim darmadağındır. Çünkü, artık ordunun da devletin de bir şeylere bulaşmış olduğu kesindir. Nitekim günlerdir çok değişik kentlerin ara sokaklarına zuladaki el bombaları, uçaksavarlar bırakılmaktadır.

Cumhuriyetçi kesim, devletlerinin NATO'cu bir kirli örgüt özelliği barındırdığını görmek durumundadır. Bağımsızlık için başka türlü, NATO'ya, Amerika'ya bulaşmamış bir devletin gerekli olduğu tamamen açıktır. Ve bir yandan da Venezuela ile Bolivya bunu bağır bağır bağırmaktadır.

Kürt hareketi ve liberal sol Ergenekon sürecinde AKP destekçisidirler. Ne hazin ki aynı Ergenekon operasyonu Kürt hareketinin arkasında da Ergenekon'un bulunduğunu açıklamaktadır. Oysa Ergenekon operasyonunun arkasında ABD yer almaktadır. Kürt hareketi, Amerikancı bir diktatörlüğün zemininin hazırlandığını ve Kürtler için planlananın Barzanici bir yeni Amerikan eyaleti olduğunu anlamalıdır.

Cumhuriyetçi hareket, Kürt hareketi ve liberal sol ömürlerini doldurmuşlardır. AKP hepsinin mezar kazıcısıdır. Dağıtarak ve teslim alarak defin işlemini tamamlamaktadır.

Dağılmanın da teslim olmanın da panzehiri sınıf perspektifidir. Yalnızca, olaylara sınıfsal perspektiften bakanlar Ergenekon'un NATO'nın emrinde, emekçileri ezmeye yönelik bir kontrgerilla örgütü olduğunu görebilirler. Yalnızca sınıfsal perspektiften bakanlar işbirlikçi bir partiden Amerikan kontrgerillasının tasfiyesini beklemenin akılsızlık olduğunu fark edebilirler.

Bu veri bombardımanı altında basit düşünmek gerekir: Kontrgerillanın ortadan kaldırılması için Türkiye'nin NATO ve Amerika ile bağlarını kesmesi ve bunlar için de antikapitalist bir cesaret sergilemesi zorunludur.