Sultan ile Ahmet, bir de IŞİD: Lübnanlaşma hikayesi

Mayıs 2013 ile Ocak 2016 arasındaki IŞİD katliam bilançosu dört oldu. Arkasının geleceği kesin. Canlı bombacıların boy boy resimleri yayınlanıyor. Başkanı “Suriye’ye 4 adam gönderirim, Türkiye’ye 8 füze attırırım, Süleyman Şah’a girerim” diyen teşkilat bir türlü önlem alamıyor, alamayacak.

AKP’nin IŞİD’de payı var

Davutoğlu dış işleri bakanı iken IŞİD’i öfkeli, dışlanmış, gaza gelmiş bir grup masum genç olarak tanımlamıştı. Zaten ağırlıklı olarak Türkmenler’den oluşuyordu. Türkmenler de soydaşımızdı.

Ardından başbakan oldu. Dediğini anlamadan konuşmaya devam etti. Ankara katliamı sonrasında, canlı bombaları bildiklerini, fakat eylem gerçekleştirilmeden tutuklama yapılamayacağını söyledi ?

Suriye muhalefeti adı altında cihadist çetelere tırlar dolusu gönderilen silahlar bir kenara yazılmalı. Erdoğan’ın Ankara katliamını kolektif bir terör eylemi olarak nitelemesi, DAEŞ’in yanına PKK, PYD ve Muhaberat’ı özenle iliştirmesi, IŞİD’e toz kondurmak istememelerinin en önemli kanıtı.

Aynı şey Sultanahmet katliamı sonrasında da oldu. Erdoğan ve Davutoğlu ağız birliği ederek canlı bombacının uyruğu konusunda Suriye dedi. Birkaç saat içinde Emniyet’ten düzeltme geldi, Suudlu olduğu kesinleşti.

Daha ilk elden akıl karıştırmaya, algı yaratmaya çalışıyorlar. Suriye demelerinin nedeni “terörist Esed” propagandası. Sonucun Suud olarak tecellisini hiç haz etmediler: Araplar şu anda en stratejik müttefikleri, sıcak para kaynakları, net hata noksan payları, El Kaide’nin yaratıcısı, IŞİD ile birlikte halen finansçısı. Üstelik Engdahl’in demesine göre AKP’nin Rus uçağını düşürmesine bir Suud AWACS uçağı destek sağladı. Filhakika ilişki çok yönlü.

AKP’nin meselesi Esad’ı mıhlamak, Şam’da namaz kılmaktı. Esad ile derdi ise laiklikteki ısrarı, parlamentosunun etnik ve dini çeşitliliği gözeten yapısı ve Müslüman Kardeşlerin Suriye’de yerleşmesine izin vermemiş olmasıydı. Müslüman Kardeşleri, 1954’te Nasır Mısır’dan kovduğunda, kolundan tutup Suud Vahhabiliğine teslim edip, büyütmelerini sağlayan da ABD idi.

AKP Sünni. Müslüman Kardeşçi, Mursi’ye meyli, Sisi’ye husumeti buradan kaynaklı. Aleviliği dinden saymaması, farklı inanca sahip olanlara hakaretler yağdırması bununla alakalı.

IŞİD’in Sultanahmet katliamı hala danışıklı dövüştüklerini düşündürüyor

IŞİD Sultanahmet’te, çoğunluğu Almanlardan oluşan yabancı bir turist kafilesini seçti. Belli ki iyice planlanmış, erkenden pusuya yatılmış, turistlerin biriktiği anda da patlatılmış.

Katliam Türklere yönelik değil. Merkel’in İslamcı terörle savaş gereğini daha yüksek perdeden vurguladığı, İncirlik’e uçak indirdiği bir ana denk getirildi. Mesaj sanki Hristiyan alemine verildi.

Pekala Türkler de seçilebilirdi. Bu iş bir AVM yeterdi. Daha iki gün önce Irak’ta böyle bir eylem gerçekleştirmişlerdi. IŞİD hala AKP ile arasını bozacak adımı kendisi atmak istemiyor. Belli ki arada tam sonlandırılmamış mutabakat mevcut.

Nitekim 10 gün kadar önce Türkiye’ye gelen ABD genelkurmay başkanı Dunford, Suriye sınırından geçişlerin engellenmesi konusunda yapılması gereken çok işin bulunduğunu belirterek, Cerablus sınırına örülecek duvar meselesini yeniden hatırlattı. Suriye resmi makamları daha geçen hafta geçişlerin de, AKP’nin terörist örgütlere yardımının da devam ettiğini açıkladı.

Esad kazandıkça IŞİD Türkiye’ye aktarılıyor

Esad Suriye’de kazanıyor. Bunların asabı bozuluyor. Olan bize oluyor.

Zira IŞİD’ın Suriye’den kaçan militanları Türkiye’ye doluşuyor. Bu bozgun halinde sınır güvenliğini sağlamak bile düşünülmüyor. AKP, belki de, gelenleri içerideki toplumsal ayaklanma durumlarının yedek ve diri kuvveti olarak kullanmayı planlıyor.

Ancak bu ilişki giderek kaotik bir ortam yaratıyor. Ne olursa olsun IŞİD ile münasebetler eski sıcaklığında değil. ABD AKP’yi belli derecede ıslah etti. Arkasını getirmek üzere sıkıştırmaya devam ediyor. Teröristlerin batılı ülkelerde başka eylemler gerçekleştirmeleri Türkiye’ye bakışı tamamen değiştirecek, AKP bu durumda örgütle mesafesini açmak zorunda olacak.

IŞİD elindeki mali kaynaklarla tam profesyonel bir cinayet şebekesi. AKP frenlemeye çalışsa bile yaratacağı belalar daha büyük olacak. ABD’nin Afganistan’da Taliban karşısında düştüğü durum ne ise, AKP IŞİD karşısında fazlasına maruz kalacak.

Bu haliyle Türkiye her tür terör eylemini yaşamaya “alışmak” zorundadır. Kürt savaşından bağımsız olarak bile, Türkiye artık bir savaş ülkesidir. Ortadoğuludur. Giderek Lübnan’dır. Etnik ve mezhebi çatışmaların kıskacında bölünmelerden bölünmeyi beğenmek zorundadır. Sorumlusu AKP’dir. Belli ki Şam’da namaz kılamayacaklarını göremedikleri gibi bu gidişatı da kabullenemeyecek kadar çaresizler.

Hiç kimsenin kaostan kaçma şansı yok, tek çare örgütlenmek

Sınıfı, mülkü ne olursa olsun artık her Türk vatandaşı terörün açık hedefidir. Küçük bir azınlığın değişik ülkelerde oturma izinleri, konutları, vatandaşlıkları olabilir. Ancak halk burada yaşamaya mecburdur.

Ama yaşamaktan yaşamaya fark var. İslami terörden kurtulmak için, AKP’den kurtulmak, AKP’den kurtulmak içinse antikapitalist, antiemperyalist bir cepheleşme gerekir. Çünkü yalnızca bu iki kriter AKP ile herhangi bir uzlaşı içine giremeyecekleri belirler.