Referandumda 'evet' çıkarsa...

Olur mu ?

Doğu illerinde seçmen listelerinin durumu ve sandık güvenliği dikkate alındığında mümkün.

Bunu söylediğim için umarım “hayır” cephesinin moralini bozmakla, mücadele azmini kırmakla suçlanmam.

Devam edelim.

“Evet” sonucu ülkemiz ve demokrat, sol, ilerici, sosyalist çevreler açısından neye işaret eder ?

Bu noktaya odaklanmak, mevcut durumda neredeyse eşit ağırlık taşıyan ihtimallerden kötüsüne göre hazırlanmak; kötümser değil, tek gerçekçi tavır olur:

1-“Evet” sonucunun iktidar bloğunu daha katı ve saldırgan bir tutuma yönlendireceği kesin.

2-Bunun en önemli nedeni, iktidarın tüm muhalefeti “normalleştirilmiş” bir şiddet ortamı içinde tutmaya mecbur olmasıdır. “Evet” bu mecburiyete tabanın sunduğu yasallık olacaktır.

3-“Evet” sonucu hem CHP hem de MHP açısından örgütsel manada dağıtıcı etkiler yaratacaktır. Her ikisi de siyaseten zaten bitmiştir.

4- Öte yandan “evet” çıkması AKP’nin yönetme potansiyeline katkı sağlamayacaktır. Hiçbir ülke saf şiddetle yönetilemez. Yönetiliyor gibi görünmesi yönetildiği anlamına gelmez. Yönetim şiddetin geriye çekilmesini, tanımlanmış ve üzerinde ortaklaşılmış mihraklarla sınırlanmasını, asgari ölçekte de olsa burjuva hukukunun kullanılmasını zorunlu kılar. AKP bu sınırı çoktan geride bırakmıştır. Bu nedenle “hayır” diyen herkesi alenen “terörist” olarak nitelemek, dünya alemle mantıksız dalaşmalara girmek zorunda kalmaktadır.

5-Çok uzun süredir Erdoğan emperyalist sistem içerisinde bir kriz başlığıdır. Kendisine hareket alanı tanıyan faktör ise yalnızca emperyalist hegemonya krizidir.

6-“Evet” sonucu bu kriz halini daha da belirginleştirmeye adaydır. Emperyalizm, arkasına “evet” desteğini aldı diye Erdoğan’a ilişkin değerlendirmesini değiştiremez. O aşama da artık geride kalmıştır. Bir şekilde AKP merkezi üzerindeki izole edici baskıyı artıracaktır.

7-Türkiye düzen ve rejim krizi yaşıyor, “evet” sonucunun bu krizi kontrol etmek bakımından AKP’ye avantaj sağlayacağı düşüncesi tam bir yanılgıdır. Daha da önemlisi esas bu düşünce solu paralize etmeye aday sonuçlar üretmektedir.

8-“Evet” sonucu; toplumsal gerilimleri tırmandıracak, aynı zamanda da düzen dışı sol bir seçenek yönündeki aranışların zeminini güçlendirecektir.

9-Bütün bu karmaşa global ölçekli çifte kriz haliyle ilişkilidir: Bir yanda kapitalist düzenin çok yönlü krizi ve bir yanda da emperyalist hegemonya krizi.  Dünya kapitalist sistemi iktisadi bunalım içindeyken Türkiye’nin, başında her kim olursa olsun, iki yakasını bir araya getirme ihtimali yoktur. ABD ne yapacağını bilemez haldeyken, AB dağılırken, ABD ile Çin kapışırken, Rusya dünyanın değişik mıntıkalarında askeri hegemonyalar tesis ederken istikrar beklentisi saçmadır.

10-Bu ortamda emperyalistler Türkiye’ye ne yapacaklarına karar verememektedir. Türkiye’nin ise nerede konuşlanacağı konusunda inisiyatif kullanma yetkisi yok denecek derecededir.

11-“Evet” sonucunu çıkarmış AKP saldırganlaşırken şu anda hakim olduğu alanlarda boşluklar bırakacak, bu boşluklara her tür emperyalist odak müdahale etmeye çalışacak, müdahaleler yeni krizlere neden olacak, İslam huzur getiremeyecek, MHP tabanının bir kısmı Türk-İslam sentezindeki Türkçülük kısmına ağırlık verecek, Erdoğan’ın karizması çizilecek, AKP içinde Erdoğan’ın yaverliğini üstlenmek tercih edilmez hal alacak, ancak muhalefet de inadına iktidar ihtimalinden kaçacaktır.

12-Önümüzdeki dönem böyle bir dönemdir.  Yönetememe krizi de, emekçi sınıfların çare arayışı da belirginleşecektir. Bu dönemi böyle okuyamamak düzene eklemlenmekle eş anlamlı sonuçlar üretecektir.

13-Bu ciddi siyasal alt üst oluşlar dönemidir. Hazırlığı bunu görerek yapmak; “hayır”ı düzen dışına taşırmak; mücadeleyi Erdoğan’ın, AKP’nin hareket alanını sınırlamakla sınırlamamak gerekir.

14- 17 Nisan sabahına güç aktarmanın tek yolu, işçi sınıfına sosyalist bakış açısını bugünden taşımaktır.