Ne eğitim parasızlaştırıldı, ne de harçlar kaldırıldı

Hükümet bir Bakanlar Kurulu kararıyla bu eğitim döneminin üniversite harçlarının bir kısmını kaldırdı. Buradan hareketle de AKP’nin üniversite eğitiminin parasızlaştırılması yönünde önemli bir adım attığı propagandası başlatıldı.

Bu nedenle konuyla ilgili kimi açıklıkların getirilmesi gereği doğmuş bulunuyor:

* * *

Bakanlar Kurulu’nun aldığı bu kararın devrimci, sosyalist öğrencilerin uzun yıllardır yürüttükleri parasız eğitim mücadelesinin sonucu olduğunun kabul edilmesi gerekir.

Böyle oluyor: Bir küçük grup bıkmadan, ara vermeden ve hatta hep aynı şeyleri, aynı tarzda söylüyorlar küstahlığına da katlanarak bir hakkın savunusunu yapıyor.

Bu mücadele genişlemese bile sonunda toplumsal algıda meşruluk kazanıyor ya da mevcut meşruiyetin artmasını sağlıyor. Bunun karşısında, kimi konjonktürel faktörlerin de etkisiyle, iktidar kendisini bir adım atmak zorunda hissediyor.

Parasız eğitim mücadelesinde de böyle oldu. Özellikle eğitim hakkı mücadelesi veren öğrencilerin uğradıkları baskılar ve en kritik halka olarak AKP’nin bir etkinliğinde pankart açan iki öğrencinin başlarına gelenler, beklenenden geniş etki yarattı. Gayet muhafazakar köşe yazarları bile öğrencilerin haklılığını kabul etmek zorunda kaldılar.

AKP’nin kararının mücadelenin yarattığı meşruiyetin etkisiyle gerçekleştiği kesindir. Hiç kimse bu konuda AKP’nin hanesine bir şey yazmaya kalkışamaz.

* * *

Böyledir, ama, bu yeni uygulamanın geçici olma ihtimali de akılda tutulmalıdır. Çünkü harçların kaldırılması, en azından şimdilik, bu seneye ilişkindir ve yalnızca bir Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır.

Önümüzdeki sene böyle bir karar alınmadığı taktirde bu kazanım sürekli olamayacaktır.

* * *

Harçların kaldırılması kararı yalnızca birinci eğitim ile açık öğretimde okuyan öğrencileri kapsıyor. Bu iki kesimin sayısı üç milyonu bulsa da, durum “yalnızca”dır.

Birinci eğitimde okuyup, eğitimlerini zamanında tamamlayamayacak öğrenciler ile ikinci eğitimde okuyan öğrenciler karar kapsamı dışında bırakılmıştır.

AKP, yarattığı bu eşitsizliği açıklarken, ikinci eğitimdeki öğrenciler için özel bir yasal çıkarılması gerekliliğini gerekçe olarak göstermektedir. Toplumun geniş kesimlerinin muhalefet ettiği 4+4+4 sistemi için Başbakanın direktifiyle özel yasa çıkarabilen AKP’nin bu argümanının hiçbir haklılığının olmadığı ortadadır.

Yasa gerekiyorsa, çıkarılır. Görevlisi iktidardır.

* * *

Harçların kaldırılması yalnızca bu seneliktir. Öğrencilerin yalnızca bir kesimi için kazanım sağlamıştır. Ancak bu kadar da değildir: Harçların kaldırılması eğitimin yalnızca bir kısmını parasızlaştırır.

Üniversite öğrencisini maddi açıdan sıkıntıya sokan esas gider kalemleri barınma ve beslenme için yapılan harcamalardır. Bunlar halen ailelerin üzerindedir.

Türkiye’de devlet bütçesinden değişik oranlarda sübvanse edilen üniversite yemeğinin ücretini bile ödeyemediği için öğün atlayan öğrenciler vardır. Devlet yurtlarının kapasitesi tamamen yetersizdir. Bu nedenle öğrencilerin önemli kısmı dini yapıların elindeki özel yurtlara mahkum edilmektedir. Daha da ötesinde devlet yurtlarının önemli kısmı fiilen aynı yapıların kontrolü altında olduğu için ilerici öğrenciler bu yurtlardan ayrılmak zorunda kalmaktadır.

* * *

Türkiye’de devletin eğitim ve sağlık hizmetlerini parasızlaştıracağı düşünülemez. Bunu düşündüren bir gelişme varsa eğer, arkasında başka bir dinamiği aramak gerekir.

Böyle bakıldığında harçlar konusunda karşımıza çıkan tablo şudur: Üniversite eğitiminde birinci ve ikinci eğitimlerin paylarının zaman içinde tersine döndüğünü görüyoruz.

Eskiden beri aynı eğitim olanaklarından yararlanan ikinci eğitim öğrencileri, eğitim ücreti adı altında, birinci eğitim öğrencilerinin ödediği harcın üç dört katı para ödemek zorundalar. İkinci eğitim öğrenci oranının artışıyla birlikte, üniversite eğitiminin finansmanının tümüyle bu grubun üzerine yıkıldığı görülüyor.

Hesabını yapmak gerekir. Ancak, aynı yüzölçümlü kapalı alanlar, aynı hocaların verdiği eğitim için ikinci eğitim öğrencilerinden alınan para, bu grubun sayısının hızlı artışı dikkate alındığında, birinci eğitim öğrencilerinin vazgeçilen harçlarını bile karşılayacak olabilir.

* * *

Bütün bu nedenlerle ikinci eğitim öğrencilerinin parasız eğitim talebiyle ortaya koydukları ani refleks tamamen meşrudur.

Genel anlamdaki eğitim hakkı mücadelesi ise Bakanlar Kurulu’nun aldığı bu karar sonrasında daha da önem kazanmıştır.