Kürt Sorununda Çözüm

Bugün, devlet de, Kürt hareketi de, solun bazı bölmeleri de çözümü, kültürel haklar olarak kodlanan, etnik düzlemle sınırlamıştır. Bu yaklaşımın kendisi çözümü ele almak açısından başlı başına önemli bir sorundur.

Lukacs Sınıf Bilinci adlı eserinde “bütünlük” kavramını vurgular ve bunun gerçekliği kavramak açısından en önemli kategorilerden birisi olduğunu belirtir. Doğrudur ve bütünlük, ekonomik, sosyal, siyasal, ideolojik düzlemleri içeren üretim tarzıdır.

Kürt sorununu saptayıp tanımlarken, çözüm önerileri geliştirirken kapitalist üretim tarzının üst belirleyiciliğini görmeyenler ve bu üretim tarzının belirlediği ortamda birbirleriyle özel dolayım ilişkileri sergileyen sosyal, siyasal ve ekonomik kategorileri ayrı ayrı ele almayanlar, sonuçta karşı tarafın eline güçlü kozlar vereceklerdir.

* * *

Çözümde, kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıkardığı ekonomik sorunlar için geliştirilen öneriler Gerekli, etnik bileşene ilişkin öneriler ise Yeter koşulu oluşturacaktır. Gereklilik Eşitliği, Yeterlilik Özgürlüğü tanımlar. Eşitlik olmadan özgür olunamaz, özgürlük kazanılmadan eşitliğin güvencesi sağlanamaz. Herhangi birisini gözden çıkarmak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini bile çiğnemek anlamına gelir.

Ekonomik önlemler olmadan çözüm için adım bile atılamaz, kültürel haklar olmadan Kürtlerin insan olarak tatmin edilmesi bile olanaklı olamaz. Salt kültürel haklarla sınırlanmak, yalnızca, kısa süre sonra yeniden başa sarılacak bir karmaşanın ortaya çıkmasına hizmet eder.

* * *

Ekonomik düzlemde yapılması gerekenler kabaca şunladır:

1- Tarımda sosyalizasyon, toprak reformu, tarımın ağırlıklı olarak devlet üretme çiftlikleri ile organizasyonu.

2- Bütün aşiret, ağalık, cemaat yapılarının dağıtılması ve bu yapıların mal varlıklarının kamulaştırılması.

3- Devletçi bir sanayileşme hamlesi, özel sanayi işletmelerinin kamulaştırılması.

4- Temel tarım ve sanayi ürünleri için devlet eliyle yatay ve dikey entegrasyon sağlayacak üretim, dağıtım ve tüketim ağlarının kurulması.

Bunlar olmadan, Kürt insanının, kapitalist üretim sistemiyle gayet çirkin biçimde eklemlenmiş aşiret, cemaat ilişkilerinin sömürüsünden kurtulması, bölgenin kalkındırılması olanağı yoktur. Ancak Kürt hareketinin de kabul edeceği gibi, bu dört madde sosyalist bir yönetimi gerektirir. Bu dönüşümün sağlanması birilerine zor geliyor ve bu nedenle ana dil üzerine yoğunlaşılıyorsa, bu, sömürüyü falan bir tarafa bırakalım, DTP'yi sürekli olarak sıkıştıran mevcut siyaset ve parlamento sisteminin bile onaylanması anlamına gelir.

* * *

Etnik-kültürel düzlemde yapılması gerekenler, yine kabaca, şöyle sıralanabilir:

1- Kürtçenin önündeki bütün engellerin kaldırılması, ana dilde eğitim, Kürtçe eğitim veren her düzeydeki eğitim kurumunun Türkiye'nin her tarafında açılması.

2- Bütün vatandaşlara ilköğretim kurumlarından başlayarak Türkçe ve Kürtçenin zorunlu öğretilmesi.

3- Seçim barajının sıfırlanması, siyasal partilere seçim dönemlerinde devletin yaptığı para yardımının ve seçimlerde aday olmak için yerine getirilmesi gereken parasal zorunlulukların sonlandırılması, kısaca siyasetin halklaştırılmasına yönelik düzenlemeler.

4- Bugün var olana ek olarak, içinde Kürtlerin ve Türklerin eşit sayıda temsil edilecekleri ve sosyal, etnik konularda sorumluluk üstlenecek ikinci bir parlamentonun oluşturulması ve ülkemizi yeniden tanımlayacak yeni anayasanın bütün maddeleriyle bu parlamentoda yazılması.

5- Yerelliklerde belediyelerin bugün üstlenmiş oldukları (ve kapitalist yerelleşme sürecinin bir gereği olarak 1990'lardan beri özellikle öne çıkarılan) ekonomik işlevlerin devletçe üstlenilmesi ve belediyelerin yalnızca sosyal, kültürel işlerle görevlendirilmesi.

Hiç kimse Kürt sorununun (başlı başına, ağırlıklı olarak, vb ön ekleri getirilmiş olsa da) ekonomik bir sorun olduğunu iddia etmesin. Kürt sorunu, bölgedeki feodal yapıları kendisine eklemlemiş Türkiye kapitalizminin yarattığı, ekonomik ve etnik boyutları olan bütünlüklü bir sorundur ve bölgeye sermaye akıtarak çözülemez.