Erdoğan'a neden hâlâ tahammül ediyorlar?

Amerika’dan, önce, görüşmeyecek açıklaması geldi.

Sonra, yemek arasında birkaç dakikalık “sohbet” olabilir dendi.

En nihayetinde, “beklenenin üzerinde” bir görüşme gerçekleşti.

Cumhurbaşkanlığı ve dış işleri bunun için çok ter döktü.

Hatta, denilene göre Doğan grubu Brookings organizasyonu için araya girdi.

Önemli olan, yandaş medyanın yaygara ettiği gibi görüşmenin kendisi değil, sonrasında Obama’dan nasıl bir açıklama geleceğiydi.

Obama’dan fırça

Sonuçta, iki şey üzerinden Erdoğan’a “demokrasi” ayarı veriliyor: 1- Basın üzerindeki baskılar kabul edilemez deniliyor. 2- Zamanında “makamına demokrasi vaadiyle geldiği” belirtiliyor.

Ben ikincisini daha önemsedim ve “seni biz, uyumlu İslam’ın örneği ol diye iktidar yaptık, ölçüyü kaçırdın” diye okudum.

Eleştirilerin dozu giderek artıyor. “Bu şekilde devam edemezsin” diyorlar. Bu değerlendirmeler emperyalizmin bütün büyük merkezlerinden aralıksız geliyor.

Ancak bir yandan da Erdoğan ve ekibi bildiği gibi davranmayı sürdürüyor.

Dediğimiz gibi: Buna mecbur, bunca yaşanandan sonra başka ne yapabilir ki ?

Basın özgürlüğü denilen şey, Erdoğan hakkındaki bütün gerçeklerin en açık biçimde yazılması anlamına gelecek. Faşizmden söz edilecek. İzin verilmesi, yalnızca eleştirilerin şiddetinin artmasına hizmet edecek. Sonra ? 

Bir kilit durumla karşı karşıyayız: Zamanında kendisini destekleyenler eleştiriyor, O tarzını konuşturmaya devam ediyor. Neden tahammül gösteriyorlar ?

Obama faktörü

Obama’nın “karakteri”nin belirleyici faktörlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Amerikan dış politikası, başkanın siyasi aidiyetine ya da kişilik özelliklerine göre değişmez şüphesiz.

Ama Obama’nın dış politikadaki sorunlu başlıkları çözmek sözüyle iş başına geçtiği de hatırlanmalı.

İran, Küba gerginliklerini azalttı. Afganistan ve Irak’tan asker çekti. Suriye’ye karadan girmeme sözünde durdu.

Bağlantılı olarak Türkiye’de de “olağan” dinamiklerin belirleyici olacağı bir iktidar değişimini hedefliyor gibi: Tapeler üzerinden hukuku işletmek. AKP’yi seçimle indirmek. En azından koalisyona mecbur bırakmak. CHP-HDP işbirliğinin zeminini hazırlamak. Hepsini denediler.

Olmadığı için, yüksek ihtimal, Reza’yı ve IŞİD’la bağlantıyı gösteren Rus belgelerini kullanacaklar.

Erdoğan’ın yıpratılması için harcanan zaman, zaman kazandırıyor

Erdoğan’a hala rıza göstermelerinin ikinci nedeni ise iç politika belirlenimli faktörler.

Örneğin, sonrasında ne olacak, hangi özneyi piyasaya sürecekler ? İçeride henüz bu anlamda bir somutluk söz konusu değil.

Üstelik Amerika Türkiye’nin dinselleşmesini bir enstrüman olarak kesinlikle devrede tutacaktır. AKP’nin tasfiye olması, iktidarın tamamen dışına düşmesi bu nedenle işine gelmez. Arzu ettiği IŞİD ile mücadele edecek, ama halk sınıflarını din afyonuyla uyutacak bir parti. Bu bakımdan en iyisi yine AKP, vb.

Böyle bakıldığında, yeni iktidar seçeneğinin AKP’nin içinden çıkarılması gayet makul görünüyor, ancak zaman istiyor.

Çok sözü edildiği üzere, darbe Türkiye gibi, her ay büyük bir bombalı katliamın yaşandığı, bir bölgesi savaş alanına dönüştürülmüş bir ülkede hiç kimsenin itiraz edemeyeceği kullanışlı bir seçenektir.

Fakat önemli bir sorun var. Bu işi hangi orduya yaptıracaklar ? İronik bir durum söz konusu: ABD, kendisi, “demokrasi” diye AKP’nin orduyu ele geçirmesine izin verdi. Üstelik darbe dinci kesimin prestijini yükseltmeye de yaramaz mı ?

Sonra, Erdoğan uzaklaştırılmalı, ama, halk sınıfları da O’nun içinde yer almadığı her tür rejime razı konuma getirilmeli. Bir yandan Erdoğan’ın yönetim tarzı, bir yandan da O’nun geleceğiyle ilgili spekülasyonlar, bu sürecin gayet sistematik biçimde işlemesine yarıyor.

En nihayetinde, bu geçiş dönemi, yalnızca Erdoğan’ı değil, Türkiye’yi yıpratmak üzere de değerlendiriliyor.

Bu nokta doğrudan Kürt sorununun gelecekte nasıl ele alınacağıyla ilişkili. PKK’nin “AKP ve Erdoğan gidene kadar savaş” doktrini tam buraya oturuyor.

Savaş üzerinden Türkiye çözülecek. Hem Türklerde hem de Kürtlerde bu sorun bakımından da, “ne olacaksa olsun” tercihi yaratılacak.

Verilen karar Erdoğan ile değil, Türkiye ile ilgili

Kısacası Erdoğan’ın emperyalistler açısından göreceği daha epey iş ve bazı koşulların olgunlaşması bakımından da zamana ihtiyaç var.

Erdoğan gitsin ve kim gelirse gelsin.

Katliamlar dursun da Kürt sorunu nasıl çözülürse çözülsün.

Erdoğan sonrası rejimi halkın seçeneksizliği üzerine inşa edecekler. Daha çok bombaya, bu nedenle de “günah keçisi” olarak bir süre daha Erdoğan’a ihtiyaç var.

Erdoğan uyarılarla istenen yola gelirse (?), laçkalaştırılmış bir ülkenin tepesinde kalmasına izin verilmiş olacak.

Zaman dedik. Sol da bunu kendi çıkarına değerlendirebilir. Yobazlığa, adaletsizliğe karşı bir örgütlenmeye odaklanabilirse.