AKP bitti ya da Erdoğan'ı sıkıştıran çember

ABD AKP’yi ılımlı İslam modeli olarak iktidara taşımıştı.

AKP ise, 2011 seçimlerinden sonra, Erdoğan-Davutoğlu kliği öncülüğünde bu rolü istismar etti, alt emperyal hedeflere yöneldi.

AKP’nin emperyalist planla uyumsuzlukları

Gelinen noktada, Suriye’de, BM’in terör listesine dahil ettiği cihatçı örgütlerle ilişki içindedir. Bu konumuyla ABD ile Rusya’nın Suriye planlarının en önemli tehdidi durumundadır.

Öte yandan AKP’den Kürt sorunu konusunda da beklenti vardı. Kürtlerin de onaylayacağı bir “ılımlılaşma” sürecini yaşama geçirmesi bekleniyordu. Bu konudaki sonuç tam bir fiyaskodur.

Bu kadar da değil: Toplumsal yaşantıya, aile içine kadar ulaşan bir ölçekte, dinle müdahale etti ve kurduğu ilişkilerle kendisi de neredeyse fundamentalist İslamcı bir örgüt yapısına büründü.

Senaryodaki rolle, sahne performansı arasında, aktörün kötü niyetine ve beceriksizliklerine bağlı olarak ortaya çıkan büyük bir bakışımsızlık var.

Senaryo nasıl yeniden yazılır?

Türkiye emperyalizm açısından gözden çıkarılacak bir ülke değil.

Dolayısıyla bu ontolojik gerilimin bölgeyi daha fazla belirsizliğe itmeyecek bir biçimde çözülmesi gerekir.

Bu ise ancak, soruna neden olan aktörün hareket alanının sınırlandırılmasıyla mümkün olabilir.

Böyle bakıldığında emperyalizm açısından en rasyonel çözüm suç ve cezayı Erdoğan ve yakın çevresine yıkacak bir stratejidir.

Parti-devlet yapısının koç başı durumundaki Erdoğan’ın, kendi mevcut tutumuna mecburiyeti, gerek AKP, gerekse tabandaki hegemonik konumu, bu sınırlandırmayı olanak ve gereklilik dahiline sokmaktadır.

Restorasyon daha önce denenmişti

Özellikle Haziran 2013 halk ayaklanması sonrasında düzende bir restorasyon gereksinimi belirgin biçimde ortaya çıkmış ve nitekim bu yöndeki ilk müdahale de çok gecikmeden gerçekleşmişti: 17-25 Aralık operasyonu tam buraya oturuyordu. Sonra 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye sunulan destek geldi.

Başlangıçta müdahale bir bütün olarak AKP’yi hedefliyor ve tek başına iktidar olmasının engellenmesi planlanıyordu. Ancak bir yerel, iki genel ve bir cumhurbaşkanlığı seçiminden Erdoğan-AKP’nin başarıyla çıkmayı başarması, partiyi hedefe koyan bu bütünlüklü stratejinin tutmadığını gösterdi.

Erdoğan hedefte

Şimdi, Erdoğan’ı siyasetten düşürecek bir plan daha gerçekçi bir strateji olarak beliriyor.

İngiltere’de 17-25 Aralık kayıtlarının İngilizce olarak yayınlanması, İtalya’da aynı bağlantıyla Bilal hakkında bir davanın açılması, yabancı basında Erdoğan konulu olumsuz yazılardaki artış, Obama’nın Erdoğan ile görüşmeye hiç yanaşmaması, Putin’in Erdoğan’ı tamamen görmezden gelmesi, Ortadoğu’da AKP’nin devre dışı bırakılması, dikkate alınması gereken veriler. Bunlar yalnızca son birkaç aya sığmış olanlar. Bilal’in “eğitim”ini yarıda keserek geri dönme kararı Erdoğan’ın da konuyu ciddiye aldığını düşündürüyor.

Bu genel manzaraya Gül, Çelik, Arınç ekibi üzerinden şekillenmekte olan, ama AKP ile bağları koparmamaya titizlik gösteren yeni oluşumu da eklemek gerekir.

Kazanç çok yönlü olacak

Böyle sınırlı bir restorasyon harekatı; AKP kadrolarını siyaset sahnesinde tutmuş olacak, yaşanılan bütün suçları tek bir kişinin üzerinden aklayacak, artık Erdoğan’ın engellediği konusunda neredeyse hem fikir olunan “çözüm” sürecinin bir yerden başlamasını sağlayacak, toplumda birikmekte olan rahatsızlığı huzura erdirecek, başkanlık sistemindeki ısrarın yarattığı ve AKP tabanında da hissedilen yarılmayı tamir edecektir.

Ortadoğu’da Türkiye’nin yeniden oyuna alınması için, Erdoğan’ın oyundan alınması mantıklı görünüyor.

Erdoğan’ı halkın alması Türkiye’nin kaybedilmesi anlamına gelir.

Zemin olgunlaşıyor

AKP’nin Suriye’deki kontrolsüz tutumu, Kürt çözümsüzlüğü, dinci müdahalenin tetiklediği özgürlük talepleri, sıcak para girişindeki ciddi yavaşlama, neredeyse aralıksız gerçekleşen terör eylemleri:

Bu gerilim hem çözümsüzlüktür, hem de her tür emperyalist müdahaleye uygun bir zemindir. Toplu katliamları, kimin yaptığından bağımsız olarak biraz da böyle okumak, BM’e Rusya ve Suriye tarafından AKP aleyhinde verilen önergeleri görmek gerekir.

AKP, Suriye’ye karadan girmekte ısrarcı Erdoğan’a yol verip, Orada Rusya ile birlikte haddini bildirebilir.

Seçenek çok aslında.

Ya da Erdoğan, kurtulmak için, bölgedeki Kürt gerçekliğini, Suriye hakkında büyüklerinin verdiği kararı kabullenir. En azından. Olur mu?