Şık 1 Mayıs!

Muhafazakar/mütedeyyin yurttaşlarımız bir an düşünsünler. Cuma namazlarını her zamanki cemaatleriyle, Fatih' te, Eyüp' de, Aksaray' daki camiilerde kılamalarının yasak olduğu söyleniyor bir vali tarafından. Gerekçe camii dışına taşan kalabalığın trafiği kilitlemesi, pek şık bir görüntünün olmadığı, çok kalabalık olduğu için güvenlik riskinin olduğu. Bundan sonra cuma namazlarını sadece Ataşehir'de yeni yapılan “ultra lüks” Mimar Sinan Camii' nde kılabilecekleri, hatta benzer bir kaç “butik camii” açıldığı, ulaşımın da bedava olacağı söyleniyor. Ne yaparlardı, hemen uyarlar mıydı bu akıl dışı talimata?

Manisa'lı yurttaşlarımız bir an düşünsün, birileri çıkıp diyor ki bu Mesir Şenlikleri şık değil, ne öyle tonlarca macun saçılıyor, insanlar kapmak için bir birlerini eziyor, güvenlikleri tehlikeye giriyor. Şenlik yürüyüşü trafiği aksatıyor bu nedenle seyahat hürriyeti engelleniyor. Hem Avrupa İnsan Hakları

Sözleşmesinde ne Merkez Efendi var, ne de Sultan Camii. O nedenle bundan sonra şenlikler 30 km uzaklıktaki Turgutlu'da yapılacak. Mesir macunu saçımı da bundan böyle Sultan Camii' nden değil, Turgutlu Sanayi Camii' nde yapılacak, üstelik Sanayi Camii daha yeni! Ne dersiniz?

İstanbul' un Fethini her yıl coşkuyla kutlayanlar bir an için düşünsün, iktidardaki bir partinin il başkanı çıkıp önce ne bu top atışları, mehteran gösterileri? Trafik tıkanıyor, gürültü oluyor. Daha sonra da vali çıkıp diyorki bundan sonra fetih törenleri Maltepe' de yeni yapılan miting alanında klasik müzik konseri ile kutlanacak! Ne dersiniz bu karara uyar mısınız, sorgusuz sualsiz?

Bilecik Valisi ve İçişleri Bakanının halkın karşısına çıkıp aynı gerekçelerle Ertuğrul Gazi'yi anma ve Söğüt şenliklerinin aynı gerekçelerle bundan sonra, daha büyük meydanı olduğu için Eskişehir' de yapılacağını açıkladığını düşünsün Söğüt' lü yurttaşlarımız. Ne yaparlardı acaba?

Anıtkabir çok kalabalık oluyor, yüzbinler trafiği aksatıyor, provokasyon tehlikesi var bu nedenle 10 Kasım günü, Atatürk' ü anma törenleri bundan sonra, daha ferah olan Karşıyaka mezarlığında yapılacak diyen bir valiye ne derdi tüm yurttaşlar?

Bu girişi AKP yi ve yasaklarını destekleyen yurttaşlarımız empati kurabilsinler diye yaptım. Tamamı devlet (dolayısı ile yurttaş) kesesinden yapılan binlerce şenlik, anma, kutlama, yürüyüş yapılıyor bu ülkede. Deve güreşinden yağlı güreşlere, resmi bayramlardan bazı özel günlere kadar bir sürü etkinlik yapılıyor. Kimi yüzyıl öncesinden kimi bir kaç yıllık. Bazılarının yasası var bazıları geleneksel. Hepsinde yollar trafiğe kapatılıyor, kalabalıklar birikiyor, muhtemelen “istihbaratlar” alınıyor. Ama söz konusu Taksim ve İşçi sınıfı olunca “yasak!”.

AKP son “demokrasi paketini” çıkarmadan önce 3 yıl üst üste Taksim'de 1 Mayıs kutlandı hiçbir şey olmadı. Ama demokratikleşince artık yasak!

İlk açıklamayı AKP İl Başkanı yaptı: “bu tür organizasyonlar için uygun bir alan değil”.

Ardından Vali, İçişleri Bakanı, Başbakan vurguladı yasağı. Hep de hukuka vurgu yaptılar. 1 Mayısın ve Taksim'in işçi sınıfın için anlamını -şimdilik- bir tarafa bırakıp bakalım hukuka,: Nedir 1 Mayıs hukuka göre? “...1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma günü tatildir.” (Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Madde 2). Ayrıca bu topraklarda yüz yılın üzerinde geçmişi vardır. Şimdi yasağın dayanağı olarak gösterilen yasaya bakalım:
“İstisnalar madde 4- Aşağıda belirtilen toplantı ve faaliyetler bu Kanun hüümlerine tabii değildir... b) Kanunlara uymak, kendi kural ve sınırları içinde kalmak şartıyla kanun veya gelenek ve göreneklere göre yapılacak toplantı, tören şenlik, karşılama ve uğurlamalar” Tam da 1 Mayıs için yazılmış gibi değil mi? Yani yasağa dayanak gösterilen yasa, tam tersi 1 Mayıs'ı güvence altına alıyor. Hem Bakan da dememiş miydi: “Taksim miting alanı değildir.

İstese de kamu otoritesi 'izin veriyorum, vermiyorum' diye bir cümle kuramaz” güzel işte, bizim dediğimiz de bu: 1 Mayıs -sadece- Miting değildir.

İstisna kapsamında kalan bir etkinliktir. Ayrıca en önemli yönlerinden birisi de 1977 de yitirilen emekçilerin anılmasıdır. Solingen' de Neo Nazilerin katlettiği Türkleri anmak isteyenlere gidin Ankara'da yapın anmanızı denilebilir mi?

Bir diğer yasak gerekçesi ise “güvenlik”. Oysa aynı yasanın 17. Maddesi “milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,...başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklayabilir.” demektedir. Madem istihbarat aldınız “paraleller” , dış güçler, Geziciler porovakasyon yapacaklar, alın önlemini.

Yasaklayın veya erteleyin! Yani provakatörlerin Yeni Kapı' ya gidecek yol paraları mı yok?

“Eza cefa” olmasın demiş Başbakan, seyahat özgürlüğü kısıtlanır demiş Bakanı. Taksim'e çıkan tüm metro seferlerini, vapur seferlerini, metrobüsleri iptal edip, bariyerler kuracaksınız. Tüm ülkede, İl çıkışlarında polis barikatları kurup Taksim' e giden otobüsleri durduracaksınız. On binlerce polis, kamunun cebinden İstanbul' a yığılacak, tüm bunlar “eza cefa”, seyahat özgürlüğünün kısıtlanması olmayacak, önceki üç yılda olduğu gibi şenlik havasında birkaç saatlik kutlama eza cefa olacak öyle mi?

En son Burhan Kuzu tüy dikti. AİHM nin Taksim yasağı hakkında verdiği ihlal kararını yorumlarken “AİHM kararı bu gibi konularda karar alma yetkisi yok. Esasen siyasi bir karardır eğer böyle bir karar almışsa. Çünkü kişisel başvurularda bir takım anayasal hakların ya da Avrupa Sözleşmesi hakkının ihlalinde bu karar vermesi lazım. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde 'Taksim Meydanı' diye bir meydanın adı yok” demiş. Yüz kez defterine AİHS nin 11. maddesini yazacaksın diye bir ödev verilse yeridir. Tabii ki başlangıç olarak!

Yazının muhatabı AKP ye ve yasaklarına destek veren yurttaşlarımız demiştim. Ne kadarına ulaşır bilmem ama, bu yasak gerekçeleri ve yaşananlar sizin aklınıza, zekanıza, vicdanınıza hakaret değil mi? Hadi bizlere hakaret ediliyorken -değişik gerekçelerle- sesinizi çıkarmıyorsunuz, bari kendi aklınıza küfür ettirmeyin!

1 Mayıs'ta emekçiler, işçiler, ezilenler Taksim'de ve alanlarda olacak. Asıl soru siz nerede olacaksınız? Vicdanınız ve aklınız nerede olacak?