‘Gezi’ntiler: Darbe-2

26 Haziran 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Gezi direnişlerinin deşifre edici, arındırıcı, sarsıcı etkisi devam ediyor. Devlet ise en iyi yaptığı şeyi yapıyor baskı, tehdit, gözaltı, tutuklama, katillerini koruma...

Öte yandan devlet “psikolojik savaş” yürütüyor. Başbakan ve adamları ellerindeki tüm argümanları devreye sokuyorlar. En çok kullandıkları ise önceki yazımda da değindiğim “sivil darbe” ve “darbe” girişimine benzetmek. Meydanlarda yapılan, çoğunlukla hükümeti ve Başbakan’ı, yer yer “adamlarını” hedef alan istifa çağrılarını “darbe” ya da “darbe çağrısı” olarak yorumluyorlar.

Hatta Başbakan darbe dönemlerini mumla aratan şiddetin emrini verdiğini itiraf ederken, Kılıçdaroğlu’nu istifaya davet ediyor ama, kendisinin ya da adamlarının istifasının istenmesini darbe girişimi olarak görüyor. Şaka gibi değil mi?

Devletten beslenen bir çok komprador, hukukçumsu, gazeteci de bu darbe korosuna katıldı.

Bu yaklaşıma “tüy diken” ise Gezi direnişini sansürleyen medyanın bile darbeci olduğunu ilan eden açıklama oldu. Bu hesapla en keskin sansürü uygulayan, doğrudan iktidarın çizgisinde/kontrolünde olan medya da Gezi darbecileri(!) ile beraber aynı “lobiye” üye olmalı!

Eh eşitlik gereği bir sabah operasyonu da onlara bekleriz artık!

Şimdi dönelim istifa istemek ve darbe ilişkisine... Önce dünyadan birkaç örnek:

Bulgaristan: Başbakan Boyko Borisov, “elektrik faturası” protestoları nedeniyle Maliye Bakanı Simeon Djankov’u görevden aldı. Ancak, indirim sözü bile gösterileri durdurmadı. 25 göstericinin yaralanması üzerine “polisin insanları dövdüğü bir hükümette yer almayacağım” diyerek istifa etti. (20 Şubat 2013)

Nepal: Başbakan Jhalnath Khanal, ülkedeki barış sürecinin en önemli parçası olan yeni anayasa yapımını iki kez süre uzatılmış olmasına rağmen gerçekleştiremediği için istifa etti. (15 Ağustos 2011)

Romanya: Başbakan Emil Boc, kemer sıkma politikaları nedeniyle yapılan protestolar sonucunda “bu kararı toplumsal ve siyasal gerginliği yatıştırmak için aldım” diyerek istifa etti. (6 Şubat 2012)

Çek Cumhuriyeti: Başbakan Petr Necas, başdanışmanının adının karıştığı yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma iddiaları nedeniyle istifa etti ve parti liderliğini de bırakacağını açıkladı. (18 Haziran 2013)

Hepsi de demokratik seçimlerle iktidara gelmiş Başbakanlar bunlar...

Bu örneklere, Yunanistan, Japonya, Portekiz, İtalya gibi ülkeleri de ekleyebiliriz, Ürdün, Tunus, Lübnan gibi ülkeleri de...

Sadece Avrupa’da bir yıl içinde istifa eden ve görevden alınan, soruşturma açılan bakanları, valileri emniyet müdürlerini saysak yerimiz yetmez. Ama hiçbir ülkede istifa isteyenler “darbeci” diye suçlanmamıştır. İstifası istenenler “darbe” diye sızlanmamışlardır.

Hele hele “ya devlet başa, ya kuzgun leşe” , “biz kelle vermeyiz!”, “yedirmeyiz!” diyen hiç olmamıştır.

Asgari demokrasilerde gösteriler olur, protestolar olur, istifalar istenir, hükümetler düşer, düşürülür yeniden kurulur, Başbakanlar istifa eder, muhalefete düşer, yeniden seçilir, seçilemez, erken seçimler olur, bakanlar istifa eder. Bunlar “kriz” olarak değerlendirilebilir. Ama “siyasi sorumluluk” sadece sandıkta hesap vermeye indirgenirse, adamlarımı satmam yedirmem yaklaşımı sözkonusu olursa artık söz konusu olan despotizmdir/diktatörlüktür.

Hele 4 yurttaşın yaşamını yitirdiği, 4’ünün yaşamsal tehlikesinin devam ettiği, 60’ı ağır 7832 yurttaşın yaralandığı olaylarda tek bir kamu görevlisi sorumlu tutulmuyor ise...

Şiddeti başlatan Başbakan’ın emri ise...

Çivili sopalara, kuytularda linç girişimlerine, evlerin içine atılan gaz bombalarına soruşturma açmak yerine, kahramalık methiyeleri diziliyorsa, söz konusu olan artık “polis devleti” değil “terör devletidir”.

Tamam anladık bu yönetim tarzından vazgeçmeyeceksiniz. Ama bari şu darbe girişimi, faiz lobisi, CHP komplosu, dış mihrak yaygaralarını bırakın. Artık yalanlarınız, komplo teorileriniz zavallılıktan iğrençlik boyutuna geçiyor.

Hele hele “istikrar” hiç demeyin. Ya da en iyisi yüreğiniz yetiyorsa istikrarınızı Ethem’in, Abdullah’ın, Mehmet’in, Mustafa’nın ailesine anlatın... Roboskili ailelere 3. köprüyü, Havaalanını, Kanal İstanbul’u anlatın...