Avukat olmayan avukatlar!

İlhan Cihaber'in “Avukat olmaya avukatlar!” başlıklı yazısı 20 Ocak 2013 Pazar tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

“Şafak operasyonu” bu kez Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu mensubu avukatlar ile Grup Yorum’a yönelik yapıldı. Avukatlar ve sanatçılar şiddet kullanılarak gözaltına alındılar. CMK ve Avukatlık Kanunu’na aykırı işlemler yapıldı. Baro temsilcisi beklenmeden aramalar başlatıldı. Kültür merkezi, avukatlık büroları darmadağın edildi. Nefret hukukunun bir yansımasını daha gördük.

Bu yazıyı yazarken, avukatlar dahil gözaltına alınanların açlık grevine başladıkları bilgisi geldi. Çook gizli soruşturmada suçlamalar henüz resmi olarak, “avukatların avukatlarına” bildirilmemişken, “kolluk suçları ve gerekçeleri” açıkladı. Gerekçeler tanıdık tabiî ki gözaltıların nedeni “avukatların, mesleki faaliyetleri ve baktıkları davalar “ değilmiş!

Öğrenci olmayan tutuklu öğrenciler, gazeteci olmayan tutuklu gazeteciler, yazar olmayan tutuklu yazarlar, milletvekili olmayan tutuklu milletvekilleri, doktor olmayan tutuklu doktorlar ülkesine avukat olmayan avukatlar katıldı. Gerçi bu kategori KCK ve Ergenekon’da oluşturulmuştu ama, şimdi gözaltına alınanlar daha bi garip!

Mesela Efgan (ısrarla g) BOLAÇ. Tutuklu bazı avukatların avukatlığını yapan Taylan TANAY’ın avukatlığını yapmaya giderken gözaltına alındı. Yani “avukatın avukatının avukatı” gözaltına alındı.

Kendi yaşadığım adli süreçlerden bahsetmek hiç istemiyorum ama çok safmışım. Sincan çıkışı toplumu, hukukçuları, medyayı akli selime davet ederken şöyle demiştim: “eğer bir ülkede suçlananlar, kendilerinin gelecekleri yerine avukatlarının geleceklerini düşünmeye başladıysa, insanlar artık gündelik hayatlarını devam ettirirken acaba dinleniyor muyuz? kaygısını taşımaya başlamışlarsa... bugün yaptığınız sıradan bir hareketin, yarın sizin karşınıza bir suç unsuruymuş gibi, üstelik terör suçu unsuruymuş gibi çıkma ihtimali varsa ve bu kaygı hissediliyorsa, siyaset biliminde bunun adı faşizmdir.”

Demokrasimizin ilerlemesiyle birlikte artık avukatlarımızın geleceklerini değil “avukatlarımızın avukatlarının avukatlarını” düşünür/kaygılanır olduk çok şükür!

Suç iddiaları da bu kez daha dehşetengiz: “taşeron sol bir terör örgütünün avukat yapılanması, ajan faaliyeti”. 11 çelik kapı ile girilen yerler, kozmik bilgilerin şifrelendiği kodlu raporlar...

(Ancak kolluk açıklamasının dikkat çeken bir diğer tarafı “ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları” kısmı.Yahu bu cevvaliyetinizi Oslo görüşmelerini sızdıranlara, Genelkurmay başkanlarını, yargıçları savcıları hatta başbakanları dinleyenlere, ülkeyi kevgire çevirenlere göstersenize!)

Artık devletin entegre politik projelerinin en temel aracı olduğuna kuşku duyulmayan “yargı ve güvenlik bürokrasisi” her yeni operasyonunda “elini daha yükseltmek zorunda”. Benzer büyük iddialarla başlatılan Odatv ve Balyoz gibi davalardaki “inandırıcılığın” kaybolması ve hak ihlallerinin gizlenemez olması kurgulayıcıları böyle davranmaya zorlamakta.

Yalnızca bu açıklama bile bu davanın bundan sonrasını sakatlamaya yeter.

Kullanılan “siyasi ve peşin hükümlü dil”, kendi mantığı içerisinde “gizli” kalması gerekenlerin açıklanması, suçlananlara devletin nasıl bir “nefretle” yaklaştığının da göstergesi.

Devlet nasıl nefret etmesin şafak operasyonu şüphelileri ve ÇHD’den? Takip ettikleri bazı davalara bakın: Festus OKEY ve Engin ÇEBER davaları, HEY Tekstil işçilerinin davaları, parasız eğitim istedikleri için tutuklanan öğrencilerin davaları, hayata dönüş davası, hopa davaları, faili meçhuller, HES davaları, kadına karşı şiddet davaları, işkence davaları, Sivas davası...sadece davalar mı? Polis şiddetine karşı “imdat polis!” Şikayet hattı ve nükleer karşıtı mücadeleden sendikal taleplere, tüm hak mücadelelerinin içinde bulunmuş bir hukuk örgütü ve avukatlar. Ve Grup Yorum, devletin her daim olağan şüphelisi.

Anlaşılıyor ki yeni bir AKP davası klasiği sergilenecek. Bir dava torbası oluşturulup bir grup direnen daha bertaraf edilmeye çalışılacak.
Şimdi zaman, avukatları “savunma” zamanı!