Cinai meseleler

Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin düzenlediği “Edebiyatımızın Üvey Evladı Polisiye” sempozyumu geçtiğimiz hafta, iki gün boyunca sürdü. Belki de, hafta içi ve mesai saatleri içinde olmasından dolayı, kalabalık bir toplamdan ziyade “başlık” seçen küçük gruplara hitap etti.

Başlıkların hemen hepsi ilgi çekiciydi benim için. Özellikle, “Kadın ve Polisiye” ve “İlk Polisiyeler”in sunumu oldukça iyiydi. Birçok sempozyum başlığında ise, konuşmacılar, hazırladıkları makaleleri tebliğ ettiler. Ancak bu tebliğlerden bazıları o kadar kötü ve donuk okundu ki, insanın canı sıkılmadı değil… Konusu iddialı olan ama bağlamından yoksun, sonuca varmayan sunumlar ise neyse ki, azdı.

Tebliğ okuyan akademisyenlerin dışında, polisiye roman eleştirmenleri ve yazarları da söz aldı. Yazarlar arasında dinlemesi en keyifli iki isim Ömer Türkeş’in oturum başkanlığını yaptığı “Suç Edebiyatı”nda konuşan Suat Duman ve Erol Üyepazarcı’nın oturum başkanlığındaki “Günümüzde Polisiye”de söz alan Esmahan Aykol’du.

Sempozyum alanında kurulan kitap stantlarına ilgi azdı. “Yazarım ama okumam” havasındaki kimi yazarlar, konuşmalarında da kendilerinden ve kitaplarından bahsederek, tevazuun, tek dişi kalmış bir canavar olduğunu bir kere daha gösterdiler. Sempozyum alanına gelip çanta, şal vs. alan birkaç akademisyenin farklı zamanlarda “aaa, niye sadece polisiye romanlar satılıyor burada?” diye sorması ise sadece ilk sorulduğunda komik geldi. Sonraları kanıksadık galiba ve şaşırmadık.

İyi ağırlandığımız, bana göre keyifli, verimli iki gün geçirdik Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde. Popüler isimlerin katılmasından bağımsız olarak, bu türe ilgi ve sevgi besleyen onlarca yeni insanla tanışmak çok güzeldi. Yazardan çok “pop-star” edasıyla konuşan ve ilgi gören biriyle sohbet etmek yerine, “has” okurlarla polisiye edebiyat üzerine söyleşmek daha cazipti kendi adıma.

Cinai Meseleleri kısa kesiyorum, biliyorum sempozyumla ilgili daha geniş bilgi ve değerlendirmeyi soL Gazetesi'nin kitap eki’nde bulacağınızı müjdeliyorum.

***

İki Resim Arasındaki Yedi Benzerlik:

İlk resimde, birkaç gün önce twitter’da “Ahmet Şık’ın Birgün’de yazmasından daha doğal bir şey olamaz. Birlikte Cemaat ve dindar insan avına çıkarlar” diyen zevat ikinci resimde ise, yine birkaç gün önce 2012 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü alırken “hak etmediğim onurlandırışınıza çok teşekkür ederim” diyen Selim İleri… Sözde, ikisi de edebiyatçı. İlk benzerlik bu diyerek ipucu vereyim. Diğer altısını ise size bırakıyorum. Belki de altıdan fazladır…