İnce ayar

Rusya’nın Suriye’ye askeri müdahalesinin üçüncü yıldönümünde 2015’ten bu yana Suriye’de hayatını kaybeden Rusyalı asker sayısı 112 olarak açıklandı. Suriye’deki en büyük asker kaybı ise geçtiğimiz Mart ayında yaşandı. AN-26 savaş uçağının düşmesi sonucu 39 kişilik mürettebatın tamamı hayatını kaybetmişti.  

Resmi ağızlar Sovyetlerin Afganistan müdahalesi ile karşılaştırıp Suriye’deki kayıpları az bulsa da ve bunu “savaşmayı öğrenmiş olmakla” açıklasa da uzayan savaşın kabaran maliyetinin kamuoyunda bir rahatsızlık yaratmaması imkansız. Bu savaşı Rusya halkı finanse ediyor ve üstüne evlatlarını yitiriyor. 

Son olarak İsrail saldırısı sonucu düşen IL-20’de 15 Rus askeri can verdi. 

Rusya’nın İsrail’e bu tür saldırıların tekrarlanmasının önüne geçecek biçimde yanıt vermemesi ihtimali en başta bu yüzden yoktu. 

Gerçi söz konusu olay doğrudan bir İsrail saldırısı değildi hatırlarsanız. 17 Eylül’de Lazkiye’de Rus uçağı Suriye hava savunma sistemi tarafından düşürülmüştü. İsrail ordusu bölgede bir hava saldırısı başlatmak üzere olduğunu Rus muhataplarına saldırı başlangıcından yalnızca bir dakika önce haber vermiş, saldırının etki alanı ve İsrail F16’larının tam olarak nerede konuşlandığı konusunda ise bilgi geçilmemişti.  İsrail saldırısı sırasında Rus uçağı İsrail F16’sını kamufle eder pozisyona düşmüş ve Suriye füzelerinin hedefi olmuştu. 

Rusya saldırıdan İsrail’i sorumlu tuttu ve çok geçmeden de Putin’in “yeterli koşul oluştu” dediği kararı hayata geçirdi. Suriye ordusuna S300’lerin teslimatı geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Suriye kıyıları ve İsrail, Ürdün, Lübnan ve Irak sınırları artık bu uzun menzilli hava savunma sistemiyle korunacak. Ayrıca Ruslar tüm hava kuvvetlerini ve savunmasını merkezileştirecek otomatik kontrol sistemlerini Suriye ordusunun tüm komuta noktalarına yerleştiriyorlar.  

İsrail’in suçlamalara düşük perdeden yanıt vermesi, gerilimi tırmandırmaktan kaçınması, işbirliğine açık olduğunu göstermek için saldırının ertesi günü 40 sayfalık bir raporla Moskova’nın yolunu tutması, yine Moskova yollarını aşındıran Netanyahu’nun ikna çabaları kâr etmedi.* 

Putin sıcağı sıcağına olayı talihsizlikler zinciri olarak açıklamış ve bilinçli bir saldırı olan Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi olayıyla karıştırılmaması gerektiğini söylemişti. Oysa her iki olaya dönük Rusya’nın tepkisi iki olay arasında paralellik kurulabileceğini gösteriyor. O da Rusya’nın kendisine dönük saldırılardan fayda sağlamak konusundaki maharetini Türkiye ile yaşanan uçak krizinde olduğu gibi fazlasıyla sergiliyor olması. 

En iyi ihtimalle İsrail’in ağır ihmalinin sonucu gerçekleşen saldırıyı Rusya, bölgedeki gerilimi yönetme yeteneğini arttırmak için kullanıyor; üstelik birkaç yönden kazançlı çıkmayı hedefleyerek. 

İsrail S300’lerin Suriye’ye İsrail uçaklarını vurması için açık çek verdiği, İsrail’in diğer düşmanlarının yani İran ve Hizbullah’ın da bölgedeki askeri kapasitelerini arttırmak için cesaret vereceğini söylüyor. Daha önce aynı sistemlerin Suriye’ye satılması girişimlerine karşı çıkmış ve bunun hayata geçmesini önlemişti. Şimdi bunun İran’ın Suriye’den kendilerini tehdit etmesini önlemeye dönük askeri adımlarının önüne geçemeyeceğini söylüyorlar ama işlerin eskisi gibi olmayacağı da ortada.

Şimdi Suriye’nin tüm hava sahasına hakim olacak yeni sistemle Suriye Ordusu’nun ve onların Rus danışmanlarının haberi olmadan kuş uçmayacak. Rusya böylece kendimi korumak için yapıyorum dese de hem hami rolüyle Suriye’yi daha fazla avucunun içine alan, hem de İsrail’in manevralarını sınırlandıran bir adım atmış oldu. İsrail İran’a karşı Rusya ile işbirliğini arttırmak zorunda ve İran’ın Rusya’ya mahkumiyeti baki. 

İsrail-İran geriliminden bölgede çıkarı olan tüm büyük güçler gibi istifade etmeyi bilmiş olan Rusya şimdi birer birer tüm bölgesel aktörleri kendine daha fazla bağlayacak adımlar atıyor. 

Bunun Ortadoğu’dan doğru ABD’ye yeni bir mesaj taşıdığı açık. Pompeo S300’ler için Rusya yönetimine “hayatınızın hatası” demeye getirdi. Ama yakın vadede bu tehdidin arkasından bir şey gelmesi zor görünüyor. ABD’nin hassas çocuğu İsrail’e verilen ince ayar bölgede dengelerin ne kadar çarpıcı biçimde değiştiğini bir kez daha göstermiş oldu. 


* Saldırıya kadar karşılıklı tavizlerle giden bir yakınlık söz konusuydu. İsrailliler Putin’in İsrail’e özel bir sempati beslediğini bile düşünüyor. İsrail’in Suriye’ye düzenlediği yüzlerce hava saldırısına göz yumuldu, Filistin konusu ise yuvarlak laflarla geçiştirildi.  Ve İsrail de Batılı emperyalistlerin Rusya kuşatmasına ortak olmadı, yaptırımlara katılmadı. Bu arada Netanyahu Moskova’da resmi Büyük Anayurt Zaferi kutlamalarında yerini alıyor ve Netanya kentine Kızıl ordu anısına anıt dikiliyordu. Sovyet sonrası dönemde İsrail’e Rusya topraklarından yaşanan göç İsrail’de Rusça konuşan büyük bir azınlık yaratmıştı. Bu durum iki ülkenin yöneticileri tarafından “insani ve kültürel yakınlığın” sebebi olarak gösteriliyor.