Gringolarla başa çıkmak için

Latin Amerikalı anti-emperyalist düşünürler ve siyaset adamları ABD ile ilişkilerin hiçbir zaman eskiye dönmeyeceğini her fırsatta vurguluyorlar. 1998’de Chavez’le başlayan süreci, ikinci bağımsızlık savaşı olarak nitelendirenler bile var.

Bu iyimserlik bir bakıma ABD’nin bölgedeki psikolojik üstünlüğünü yitirmiş olmasına yorulabilir. Diğer yandan, kazanılan mevziler ABD’nin bölgedeki ekonomik, siyasi ve askeri gücünün kalıcı olarak geriletilebildiği anlamına gelmiyor. Bunun en önemli nedeni bölgenin siyasi olarak son derece heterojen olmaya devam etmesi. ABD’nin yakın müttefiklerinden hiç söz etmiyorum bile, onlar her zaman olacak. Ancak ABD’ye karşı mesafeli görünen ülkeler arasında bile var olan ciddi farklar ortak bir stratejiyle hareket edilmesini engelliyor. Bu farkların temelinde ülkelerin neoliberalizme muhalefetle anti-kapitalist bir yönelim arasında geniş bir skalada konumlanması olgusu var.

On gün kadar önce Havana’da Küba Dışişleri Bakanlığına bağlı Uluslararası Politika Araştırma Merkezi’nin düzenlediği “Stratejik Çalışmalar Konferansı”nda günümüz uluslarası koşullarında Latin Amerika’da ABD’ye karşı ortak bir strateji inşasının imkanları üzerine verimli tartışmalar yapıldı 35 farklı Latin Amerika üniversitesinden akademisyenlerin, uzmanların ve siyasetçilerin katılımı ile...

Katılımcılardan Arjantinli siyaset bilimci ve sosyolog Atilio Boron’un aktarımıyla toplantıda ortaklaşılan güncel sorunlar ve görevlerin başında şunlar geliyor:

Katılımcılar ABD’nin siber saldırı ve casusluk faaliyetlerine karşı geç de olsa gerçekten etkili bir cevabın verilmesi konusunda hemfikir oldular. Milyonlarca insanın kişisel bilgilerini ABD’nin istihbarat örgütlerine verdiği ortaya çıkan Google, Yahoo, Skype, Facebook ve diğer büyük şirketlerin ürünlerinin kullanımına öncelikle devlet organlarında son verilmesi, devlet dışı kuruluşlarda ise bu yönde bir kampanya başlatılması alınabilecek en pratik önlem. Yerine özgür yazılımın sunduğu çeşitli seçenekler değerlendirilebilir. Bu saldırının Latin Amerika’daki en büyük mağduru olan Brezilya sert çıkışlarına rağmen henüz böyle somut adımlar atabilmiş değil. Ayrıca ABD şirketlerinin ABD’de ya da herhangi başka bir ülkede ürettiği tüm bilgisayar sistemlerinin de terk edilmesi öneriliyor.

Bu en güncel konu. Kökeni uzun yıllar öncesine dayanan ancak bugün yakıcılığını sürdüren bir başka sorun ABD üsleri sorunu. Toplantıda Güney Ülkeleri Birliği (UNASUR) üyelerinin bu konudaki suskunluğu ve kendi içinde ‘gerçekçi bir çatışma hipotezine’ sahip olmamasının yarattığı sorunlar üzerinde duruldu. ABD’nin varlığına göz yumulan bölgedeki 76 askeri üssünün hangi tehdide karşı varlığını sürdürdüğüne ilişkin ortak bir cevap ve bu cevaba eşlik eden bir tutum ortada yok! Durum bu olunca ABD bölge ülkeleriyle yürüttüğü asker ve polis eğitimlerini de sürdürüyor. Yani ABD’ye mesafe koyan Latin Amerika ülkelerinin kolluk güçleri bile ABD’de eğitim almaya devam ediyor. Kolluk güçleri ABD’de eğitim gören ülkeler kimin düşman kimin dost olduğu kararını ABD’ye bırakmış oluyorlar...

Toplantıda işaret edilen bir başka güncel ihtiyaç Amerikan emperyalizmini sistematik biçimde çözümlemek üzere bilimsel araştırmaların arttırılması. ABD üzerine çalışma yapan merkezlerin sayısı bir elin parmakları kadar. Oysa ABD’de 300’den fazla Latin Amerika araştırmaları merkezi var. Bölgedeki siyasi güçlerin ve anti-emperyalist hareketlerin ‘düşman araştırılmaz, düşmanla savaşılır’ kolaycılığına karşı Lenin’in ‘iyi bir teoriden daha pratik hiçbir şey olamaz’ sözü hatırlatılıyor. ABD’nin emperyalist sistemin beyni olarak nasıl işlediğini, uluslararası hegemonyasını sürdürmeyi hangi araçlarla başardığını incelemeden, iktisadi, siyasi ve kültürel alanlarda başat aktörlerini tanımadan, hangi mücadele taktik ve stratejilerini, propaganda yöntemlerini kullandığını öğrenmeden başarılı bir karşı saldırı örgütlemek neredeyse imkansız.

Latin Amerika’nın entellektüel birikimini temsil gücü kuvvetli bir konferans gerçekleşmiş belli ki. Önerileri de dikkate değer. Bu önerilerin hayata geçmeleri içinse siyasi ağırlık merkezinin ciddi ve sorumlu kapitalizm yanlısı iktidarlardan anti-kapitalist odaklara kayması gerekiyor.

*Gringo: İspanyolca ve Portekizce’de beyaz tenli yabancılar için kullanılan bir argo sözcük. Latin Amerikalılar genellikle kuzey komşuları için kullanırlar.