Baş belası

Başkanlık seçimlerine girişi Rus mahkemeleri tarafından engellenen* Aleksandr Navalnıy, Putin’in ismini anmaktan kaçındığı, “şahıs” diye bahsettiği biri.

Navalnıy 2012’den bu yana, lideri olduğu “yolsuzlukla mücadele” örgütü ile Putin’in çevresinde yer alan önemli devlet adamları ve sermayedarların yasadışı yollarla biriktirdikleri serveti, rüşvet ağını ve diğer kirli ilişkileri korkusuzca ifşa etmesi ile tanınıyor.

Etkili internet yayıncılığı sayesinde yolsuzluk ve skandal ifşaatlarına, yürüttüğü politik kampanyalara en büyük ilgiyi genç kesimler gösteriyor. Sokak eylemlerinin pek hoş karşılanmadığı Rusya gibi bir ülkede aynı anda binlerce insanı ülkenin dört bir yanında sokağa dökmeyi başarıyor. Gösteriler sırasında yaşanan çatışmalar ve ardından gelen cezalar Navalnıy taraftarlarını davalarından vazgeçiremiyor.

Putin yönetiminin etrafında sinir bozucu bir sinek gibi yıllardır vızıldayan ve ABD hesabına çalışmakla suçlanan bu “şahsın” başını çektiği liberal hareket ülkedeki tek kitlesel ve etkili muhalefet hareketi.**

Geçen sene başbakan Medvedev’in inanılmaz boyutlardaki servetini gözler önüne sererek ipliğini pazara çıkaran ve milyonlarca kişi tarafından izlenen videodan sonra Navalnıy’in sokaklara yaptığı çağrı en çok lise ve üniversite öğrencilerinden karşılık bulmuş, ülkenin büyük komünist partisi RFKP “biz niye gençleri çekemiyoruz” diye kendi içinde tartışmaya başlamıştı.

Şu seçim döneminde de tek hayat belirtisi gösteren, gerçekten siyaset yapılan yegane platform Navalnıy’in “seçim boykotu” platformu.

Kimileri bıraksalardı girseydi seçime, ne kadar oy alacaktı, böyle kahraman oldu, diyor. Ancak o kadar basit değil. 2013’te Moskova belediye başkanlığına aday olduğunda sadece yüzde 27 oy almakla kalmamış, seçim kampanyasını rakibi Sergey Sobyanin’in burnundan getirmişti. Adamcağız ortaya dökülen kirli çamaşırlarla öyle bir rezil oldu ki, ikinci kez Moskovalıların ciddi desteği ile kazandığı zaferin mutluluğunu yaşayamadı.

Navalnıy’in birkaç gün önce patlattığı ve hareketine ait tüm internet kanalları ve kişisel blogunun yasaklanmasına neden olan yeni bomba bir de başkan adayı olsaymış ne olacakmış dedirtti.

Bomba özetle şöyle:

Yönetim yanlısı oldukları ve eskortluk yaptıkları iddia edilen bir grup kadın bir süre önce Navalnıy’in yolsuzlukla mücadele derneğinin binasını protesto amaçlı basmıştı. Bu kadınlardan biri özellikle öne çıkmış, aynı kişi daha sonra Navalnıy’e belden aşağı tehditler içeren videosuyla da gündeme gelmişti.

Navalnıy ve ekibinin böylece kadrajına giren Nastya Rubka adlı bu kadın Putin’e yakın oligarklardan Oleg Deripaska’yı baştan çıkarmakla övünüyor. Deripaska ve başbakan yardımcısı Sergey Prikhodko’yla çıktığı yat gezisinin sesli görüntülerini instagram hesabından paylaşmış ve yazdığı kitapta aynı yat gezisinde olanları, Deripaska ve Prikhodko’nun dostluğunu farklı isimler kullanarak detayıyla anlatmış. Navalnıy ekibinin azıcık araştırma ve yorumla ortaya çıkardığı skandal öyle acayip bir şey ki Nastya, Navalnıy hesabına mı çalışıyor diye düşünüyor insan.

Yıllardır devletin hep en üst düzey görevlerinde bulunmuş, büyük bir servetin de sahibi olan bir siyasi figür ve ülkenin en büyük oligarklarından biri bir fahişe eşliğinde Norveç’te yat gezisine çıkarlar. Balık tutma bahanesi ile “iş” konuşurlar.

Navalnıy skandalı ifşa ettiği aynı videoda konuşulan “işin” içeriğine ilişkin de yorumda bulunuyor. Deripaska’nın Trump’ın seçim kampanyası danışmanına büyük paralar aktardığı, aslında 2005’ten beri Kremlin için Amerikalılara rüşvet veren biri olduğu yönündeki iddialara yer veriyor. Deripaska ile Rus yönetimi arasındaki aracının başbakan yardımcısı Prikhodko olduğu ve bu aracılığın ona bir servet kazandırdığını da ekliyor.

Bu iddialar bugün ABD’nin Rusya yönetimine karşı yürüttüğü kampanyanın içerik ve argümanlarıyla birebir örtüşüyor.

ABD’de sabah akşam 2016 seçimlerine Rus müdahalesinin konuşulduğu, Putin’e bağlı siyasetçi ve işadamlarının hedef tahtasına oturtulduğu bir evrede böyle bir skandalın ifşaatı pek tesadüf gibi görünmüyor.

Bu yüzden de yönetim Navalnıy’i bir numaralı Amerikan ajanı ilan ediyor.

Navalnıy ve ekibi Rus yönetici çevrelerden kimi kafaya taksa o kişiyle ilgili malzeme bulmakta hiç zorluk çekmiyorlar. Bu işler için teknik ve finansal desteğin ABD’den geldiği söyleniyor ama bir yerden sonra bunun bir önemi yok.

Navalnıy’in giderek güçlenen “temiz eller” hareketi bugünkü siyasi iktidarın temellerini içeriden sarsmakla kalmıyor. Toplumun genç, dinamik bir kesimine hem Putin karşıtı hem anti-komünist bir söylemle “batıcı” ve hatta Amerikancı bir vizyon kazandırarak zaten bir misyonu yerine getirmiş oluyor.

Hep beraber kokuşmuş, halkın sırtında asalak gibi yaşayan, deyim yerindeyse yatacak yeri olmayan bir yönetici sınıf, söz konusu “şahsın” hareketine karşı ajanlıkla suçlamanın, yasaklamanın ve yok saymanın dışında etkili bir çözüm üretemiyor.

* 6 yıl önce Kirov’da yerel yönetimin danışmanlığını yaparken uğraşmaya başladığı Putin yönetimi kendisine yolsuzluk suçlamaları ile yanıt vermiş, Kirov’da kereste üretimi ve ticaretinde usulsüzlük nedeniyle 5 yıl hapis cezası almış, ancak bir nedenle ceza infaz edilmemişti. Ancak bu dava son olarak başkan adayı olmasını da engelleyen bir kırbaç olarak hâlâ Navalnıy’in sırtında.

** Hareketin doğru düzgün bir programı yok. Sovyet mirası ile de ilişkilendirdikleri yolsuzluk konusu onlar için Rus tipi siyasi çürümenin eseri, kapitalizmle ilişkili değil. Tam aksine bugünkü yolsuzluğun başlıca sebebi onlara göre anti-liberal ekonomi politikaları. Devletin büyük yatırımları etrafında öbeklenen siyaset ve iş çevrelerinin kirli ilişkileri. Bunun dışında ordunun bütünüyle paralı ordu haline gelmesini savunuyorlar. Rusya’nın Kırım, Donbas müdahalelerine karşı çıkıyorlar. Yerel yönetimlerin özerkleşmesini savunuyorlar.