Bana sor!

Meksika bu hafta bir kez daha kadrajımıza giren ülke oldu. Arka arkaya iki ilginç meclis konuşması izledim. İlki Meksika Temsilciler Meclisi”ndeydi. Bir erkek vekil bağıra çağıra kıyafetlerini çıkarıyor, bir yandan da “işte siz ülkeyi böyle soyuyorsunuz” diyordu. Son olarak iç çamaşırının lastiğini çekiştirmeye başladığında “bu gözler daha neler görecek” diye korkuya kapıldım. Senatoda ise bir kadın senatör iktidardaki partinin ve onun destekçisi muhalefet partisinin üyelerine avaz avaz olmayacak hakaretler yağdırıyordu. O.. annelerinizi de satın filan diyordu. Ağzım açık kaldı.

Son olarak güzelim oyuncu Gael Garcia Bernal”ın “chinga!” diye küfrettiğini görünce Meksika”da neler olduğuna bakmak farz oldu. Meksikalılar çıldırmış gibiydi.

Gael Garcia kendisi gibi başka Meksikalı ünlü oyuncularla birlikte yeni enerji reformuna karşı “Bana Sor” kampanyası kapsamında hazırlanan bir video klipte yer alıyor. “Biz Meksikalılar çok çılgınız” diyerek Meksika popüler kültüründen sahnelerle başlayan klip, “ama hepimizin dikkat kesilmesi gereken bir konu var” uyarısıyla mevcut başkan Enrique Peña Nieto”nun bir kalkınma hamlesi olarak enerji piyasasının serbestleştirilmesi kararını açıkladığı bölüme geçiyor. Ardından oyuncuların “ne diyor bu adam ya” bakışları ve son olarak da giderek çıldırma noktasına varan ve çığlığa dönüşen “bana sorun” sözleri…

Sokaklarda toplumsal hareketler kitlesel eylemlere imza attılar, temsilciler meclisinde reformun görüşülüp oylanacağı gün bizim meclis muhalefetinin asla yapmayacağı bir şey oldu. Reforma karşı çıkan vekiller oylamanın yapılacağı ana salonun girişini kapattılar. İktidar partisi ve onu destekleyen Ulusal Eylem Partisi vekilleri başka bir salonda toplanmak zorunda kaldı.

Çılgın değil mi?

Meksika hükümeti ülkenin petrol, doğal gaz ve elektrik piyasasında devlet tekelini koruyan, özel yatırımı engelleyen anayasa maddelerini değiştiriyor. Piyasa serbestleşirken devlet petrol şirketi PEMEX”te de yeni düzenlemelere gidilecek. Reformun gerekçesi PEMEX”in verimsizliği ve artan yolsuzluklar, son yıllarda üretimdeki düşüş, ülkenin özellikle derin sulardan petrol çıkarılması için gerekli teknolojik alt yapı ve donanım yatırımları yapmaktan aciz oluşu diye sıralanıyor. Meksika dünyada petrol üreticisi ülkeler arasında onuncu sırada ve ülke toplam gelirlerinin üçte birini petrol ve doğal gaz gelirleri oluşturuyor. Aynı zamanda 160 bin işçinin çalıştığı dev bir istihdam alanı petrol. Rafinaj kapasitesinin düşüklüğü nedeniyle ise hala toplam petrol ihtiyacının önemli bir kısmını ithalatla karşılıyor.

Reforma muhalefet edenler amacın bütün piyasanın özelleştirmesi olduğunu, yıllardır zarar ettirilen PEMEX”in yabancı sermaye ile rekabet edemeyeceğini düşünüyorlar.

Meksika”yı çok yakından tanımayan biri olarak benim aklıma iki soru geldi: Bir, Meksika gibi Amerikan sermayesine teslim edilmiş, son 30 yılını azgın neoliberal politikaların kıskacında geçirmiş bir ülkede bu adım neden bu kadar geç kaldı? Ve iki, şu ana kadarki saldırıları püskürtememiş Meksika toplumu bu konuda neden bu kadar büyük tepki veriyor?

İkinci soruya birikimin sonucu olarak bu en büyük hamlede patlama yaşandı denebilir ama ötesi var.

Ülke petrolünün üretimi ve işlenmesi yabancı sermayenin elinden 18 Mart 1938 yılında alındı. Ülkede 18 Mart Ulusal Petrolün Kamulaştırılması Günü olarak kutlanıyor. Bir petrol işçileri marşı bile var.

Toplumsal algıda petrolün Meksika”ya ait olması bir gurur kaynağı. Emperyalist sömürü ve tahakküm ülkenin pek çok alanında hissedilse de, petrolün bir dokunulmazlığı var gibi. Birileri “petrol Meksika”nın kutsal ineği” diye dalga geçiyor bu durumla.

Enerji piyasası çok büyük bir lokma. Sermaye iktidarlarının bu büyük lokmayı peşkeş çekmeye can attıklarını tahmin etmek güç değil. Ama konuya ilişkin toplumsal duyarlılık bir adım atılmasını geciktirmiş.

ABD”de hem devlet hem petrol tekelleri aç kurt gibi bekliyor. Özellikle ekonomik kriz sonrası burunlarının dibinde güvenli petrol kaynağı ve yeni bir sömürü alanı olarak iştah kabartıyor.

Ne bir önceki başkan Calderon ne şimdiki Nieto, ABD”nin NSA veya başka kanallarla ülkenin bütün enerji sırlarını öğrenmesine seslerini çıkarmadılar. Onları tek korkutan özel hayatları, sağlık durumları ve yolsuzlukları ile ilgili bilgilerin sızması ve kendilerine karşı bir koz olarak kullanılması.

Belki de Nieto”nun karşılaşacağı toplumsal tepkiye rağmen bu adımı bugün atmasına böyle bir şantaj malzemesi vesile oldu ya da zaten daha seçilmeden söz vermişti, koltuğunu bu söze borçlu.

Meksikalılar “bize sor” diyorlar ama iktidarda o yürek yok. Küfrü basmayıp da ne yapsınlar.